Derinden..
Demin sokaktan geçerken bir adam gördüm. Kaldırımın kıyısına oturmuş bir kirpinin dikenlerini törpülüyordu. Kirpi de enayi mi enayi. Manikür yapılıyormuş gibi tatlı tatlı gözlerini yumuyordu.
Sayfa 59 - Metis Yayınları 15. BasımKitabı okudu
Cenabı Hakk’ın tasarruf yetkisinin görünen alemle ilişkisini melikü’l-mülk oluşu ifade ederken görünmeyen âlemlere hakimiyetini de malikü’l-melekût oluşu ifade eder. 
Reklam
Bin yıllık Orta-Doğu geleneğini izleyen Osmanlı devlet düzeni saltanatın, otoritenin yüksek karar birliği ve dokunulmazlığı inancına dayanır; padişah, malikü’l mülk’tür. Ülkenin, devletin tek sahibidir. Bu prensip korunduğu sürece devlet düzeni kargaşadan korunmuş olur. Osmanlı devlet düzeninde her karar son kertede, padişahın mutlak ”emr ü fermanı” olarak çıkar.
Sayfa 43 - Osmanlı Padişahı, PadişahlıkKitabı okudu
"Quinlan şimdi nerede?" "Tırnaklarını yaptırıyor." Isaiah sanki kahkaha krizine girmemek için kendini tutuyormuş gibi durakladı. "Bu yüzden saat dokuzdan önce Samson Caddesi'nde bulunuyorsun." "Bir manikür salonunun penceresinden kahrolası bir sapık gibi bakıyorsun."
Sayfa 193Kitabı okudu
Bediüzzaman'ın ifadesi ile: "Allah'a abd ve hizmetkar olana herşey hizmetkar olur." İşte eşyayı hizmetine, emrine, buyruğu altına almanın yolu eşyanın asıl sahibi Malikül Mülke hizmetkâr olmaktır.
Eşya ile insan arasındaki ilişkide emanet iki önemli boyutta gerçekleşir. İlki: "Eşyanın asıl sahibi, malikül mülk olan, el-Melik olan, mülkün yegane sahibi olan Allah'dır" düşüncesidir. Tabi bu öyle söz ile olacak kadar basit bir iş değildir. Mülk Allah'ındır demek kavli/sözlü anlamda yeterli değildir. Bu iddianın altı eylemlerle doldurulmalıdır. O eylemler ise şunlardır: Mülkün sahibi yolunda, O'nun (cc) için, O'nun rızası ve hoşnutluğu için harcamaktır. Eğer bu iddia eylemlerle isbatlanmassa boş ve anlamsızdır. Çünkü, "Gönlün sevgisi, elin vergisi ile belli olur."
Reklam
407 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.