Deniz & İnsan
denizin kokusunu özlüyor insan şöyle buram buram engin derinliğiyle maviyi solumak uçsuz bucaksız kumsal ve gökyüzüyle acılarını bir lahza unutmak. Ömer Yaşar
Deniz & İnsan
denizin kokusunu özlüyor insan. şöyle buram buram engin derinliğiyle maviyi solumak uçsuz bucaksız kumsal ve gökyüzüyle acılarını bir lahza unutmak. Ömer Yaşar
Reklam
80 syf.
5/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Zonguldaklı şairimiz 24 yaşında veremden dolayı hayata gözlerini yummuştur. Kendi deyimiyle; “Allah’ın talihsiz kulu Ben Üsküdarlı Şükriye hanımın Ortanca oğlu Ve yirminci yüzyılın Eli ayağı bağlı Zavallı şairi Muzaffer Tayyip Uslu Şiirler söylemek istiyorum size Siz sevgili insan kardeşlerime” Bana göre Muzaffer Tayyip şiirden ziyade kendi biyografisini kaleme almıştır Şimdilik adlı eserinde sergilediği şiirlerinde. Tema olarak aldığı maddi durumu yani parasızlığı, onun yanına koyduğu harp zamanlarını ve dilinden eksik etmediği sağlık sorununu birçok şiirinde belli etmiştir. İstanbul’a âşık ama bir dönem yaşadığı Mersin’i de unutmak istemiyor Zonguldak şehrinde pençeleşirken ölüm ile. Sarı kadınlardan hoşlanıyor mesela, maviyi ve denizi seviyor. Birde bazı bazı yaşama sevincine dem vuruyor ki; sormayın gitsin. Dostluğa önem veriyor ve yine dostu olan Rüştü Onur’u çok seviyor. Kitap içeriği; bir önsöz, 56 şiir ve gazete, dergilerde yayımlanan 5 tane yazısı bulunuyor. Şair realist düşünce anlayışı içerisindedir ve bunu şiirlerine yansıtmıştır. Öz yaşam hikâyesi buruk olduğu için ise hem hüzünlü hem de hayata sıkı sıkıya tutunmak isteyişi ise birçok sayfasında karşımıza çıkıyor. Sözün özü; şiir anlayışıma pek yakın olmayan bir yazım türü vardı. Bazı şiirlerini sevdim, genel olarak baktığımda ise şiirlerdeki ahengi yakalayamadım. Manasız sözlerden ibaret geldi. Şiir kitabı olduğu için okunulası ve tavsiye edilesidir. Muhakkak deneyin, belki kalemi size hitap edebilir. Sevgi ile kalın.
Şimdilik
ŞimdilikMuzaffer Tayyip Uslu · Yapı Kredi Yayınları · 20131,005 okunma
Yorulur, neyi özlediğini bilmeden özleyenler..
"İçini ürperten, akşamın turuncu ışıkları altında yalnızlığın soğuk nefesi değildi. Geçmişten kopup gelmiş bir hatıranın uzaklara dalıp giden bakışlarında canlanmasıydı ansızın. Ritmi değişen kalbine ne zaman geçmişti ki sözü. Mavisine hiç doyamadığı gökyüzüne uzun uzun bakarken ciğerlerine dolan tertemiz bir hava değil de sanki boğazını yakan bir şiirdi. Yorgun ayakları taşıyamaz olmuştu sanki bedenini. Saçlarının arasından usulca esen rüzgâra seslenmek istedi bir an. Gitme kal demek istedi. Unutmak istediği ne kadar dün varsa dikilivermişti karşına. Eski bir şarkı gibi kulağına gelen çocuk sesleri içine umut ışıklarını yaksa da ne olduğunu anlayamadığı bir sızı göğüs kafesinin üzerine çökmüştü. Nefesleri yarım kalıyordu hep. Telaşlı gölgeler arasında kalmış tanıdık bir yüz arıyordu. Sustu. Gökyüzünden gözleri ile topladığı maviyi ellerinin arasında taşır gibi hiç kımıldamadı yerinden. Zamanı durdurmak ister gibi bekliyordu. Bu karamsar hikâyenin içinden son paragrafa geçmek ister gibi huzursuz kelimelerin dalgınlığında bir o yana bir oyana yürümeye başladı. Yüreğine çöreklenen adı konmamış bir özlemdi. Kimi ya da neyi olduğunu bilmeden özlemek.."
Yaralı kuşum...🕊️Ağlayamıyorum😐...Daha doğrusu ağlamak istemiyorum :). Sanki ağlarsam🥺,gözümden düşen yaş💧 değil de sen olacaksın gibi geliyor bana...Sanki sildiğim göz yaşım 💧değil de sana olan sevgim ♡ olcakmış gibime geliyor,o yüzden ağlayamıyorum .(: Düşünüyorum da,belki sen de bu yüzden ağlamıyorsun.Ağlamak onu gözlerinden 👀akıtır
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
ÇETİN BOĞA VE DERİN ACILAR
...Bir şiir kitabı ki anlatılmaz okunur. Adı gibi derin. kendi halinde sessiz sedasız ama dizeleri etkili, kuvvetli bir kitap. bir şiire rastladım bir gün ve aramalarım başladı. zor buldum ama bulamazsam ne yapardım bilmem ... beni öylesine sarıp sarmalayan bir derinliği var. mutlaka okunmalıydı benim için. ne zaman içime dokunmak istesem elime
Derin Acılar
Derin AcılarÇetin Boğa · Ekin Yayınları · 19922 okunma
Reklam
210 syf.
7/10 puan verdi
Yolu arayan kişi yolun ne olduğunu biliyor mu?
"Yönü belirsiz bir yolda yürüyen kişi, yeri gelir, yürümeyi bile unutur. Yürümek bile belirsiz hale gelir." der Oruç Aruoba. Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesi, bir yol taslağıdır. Hiçbir insan yüzde yüz kendisi olamamıştır, ama yine de herkes kalbinin ve aklının ya da ruhunun gücü yettiğince bu
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
Yüzüm maviye asık Bedenim o maviyi yaran aç martıdan dahi sıska. Heyecanlar kopardı içime, varınca şehrine Şimdi ise hicran. Yoldaki tabelaları görmezden de gelsem, Kendimi rüya alemindeymişim gibi kandırmaya çalışsam da, Durduğum terminal senin şehrin Ayak bastığım yer senin şehrin, Ayak bastığım coğrafya senin coğrafyan, Kimbilir belki de kafamın üstünde ötüşen kuşlar senin yanindan gelmekteler, Ve kimbilir yine, belki bir tanesi senin cam kenarına veyahut avucuna konuk olmuştur. Offf, inan bana hiç çekilir birşey değil bu. Unutkanimdir hem de çok unutkanım Ama kapanmayan yaralar var, o yaraları unutmak ölüm demek. #Poyraz
·
Puan vermedi
Herman Hesse'nin 145. Doğum günü anısına...
Değerli üyelerimizden Demet Gümüş'ün yazdığı inceleme yazısı için kendisine teşekkür ediyoruz :) Yolu arayan kişi yolun ne olduğunu biliyor mu? "Yönü belirsiz bir yolda yürüyen kişi, yeri gelir, yürümeyi bile unutur. Yürümek bile belirsiz hale gelir." der Oruç Aruoba. Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol
Bozkırkurdu
BozkırkurduHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20227,7bin okunma
Yarım kaldım hemde fazlasıyla :) Hani terzi kendi söküğünü dikemezmişya o misal benimkide.. Herkese iyi gelip kendi yaralarımı sarmayı başaramadım 18 yıllık ömrümde. Düştüm kalktım. Bu sefer daha sert düştüm ama yine kalktım. O kadar acımasızki hayat, kendi benliğimi unuttum, unutmak zorunda bırakıldım. Gökkuşağı çıksın diye yağmuru isteyen kız, şimdi ise siyaha aşık. Onca renk varken neden siyaha aşık olurki insan! Denedim farklı renkleri sevmeyi. Özelliklede maviyi :) Istemedi renkler beni. Yakıştırmadılar kendilerine. Koskoca dünyada siyah seçti beni.
Reklam
Belleğin dili yok. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor. Ama hiçbir şeyi unutmuyor. Hiçbir siyahı, maviyi, beyazı ve bakışı, hiçbir duruşun kabalığını ya da anlatılmaz inceliğini. Bellek kimi zaman unutmuş gibi yapıyorsa bu, acıyı yeryüzünden kaldırmak istediğindendir.
"Belleğin dili yok. Bellek birbirine açılan sonsuz resimlerden oluşuyor. Ama hiçbir şeyi unutmuyor. Hiçbir siyahı, maviyi, beyazı ve bakışı, hiçbir duruşun kabalığını ya da anlahlmaz inceliğini. Ayrıntıları ve kırılabilecek her türlü nesneyi özenle biriktiriyor ve onların elde nasıl tutulacağını iyi biliyor. Bellek kimi zaman unutmuş gibi yapıyorsa bu, acıyı yeryüzünden kal­dırma isteğindendir."*
*İçimden Kuşlar GöçüyorKitabı okudu