Beden, ruhun hapishanesi değildir.
Sayfa 121 - Alfa Yayınları, 2. BasımKitabı okudu
Yahudi Ressentimentı
Özürlülerin ya da normalin altında zekaya sahip insanların ressentimentı çok iyi bilinen bir fenomendir. Nietzsche'nin haklı olarak muazzam büyüklükte olduğunu söylediği Yahudi ressentimentı ikili bir kaynaktan beslenir: Birincisi, "seçilmiş halk" olmanın verdiği çok büyük ulusal gurur ile bir kader gibi yüzyıllardır peşlerini bırakmayan bir aşağılanma ve ayrıma uğrama arasındaki bağdaşmazlık ve ikincisi, modern çağlarda biçimsel anayasal eşitlik ile gerçek hayattaki ayrımcılık arasındaki yeni bağdaşmazlık. Kuşkusuz, bu halkın son derece güçlü mülk edinme dürtüsü -doğal eğilimlerin ve öteki nedenlerin dışında- Yahudi özgüvenindeki derin yarayla ilgilidir. Ulusal gururu okşayacak olan toplumsal tanınma yokluğunun bir aşırı telafisidir bu.
Reklam
Max Scheler- Hınç
Şu muazzam eseri bu zamana kadar okumamış olmak beni o kadar üzdü ki anlatamam. Her cümlenin altını çizmekten yoruldum diyebilirim. İnsanları ve en önemlisi kendimi anlamamda bana bu kadar yardımcı olan bir eser henüz okumamıştım sanırım. Kitabı yarılamış bile değilim fakat şimdiden bende olan etkisinin oldukça büyük olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ciddi bir tavsiye olarak bu da burada kalsın.
Adalet, nefsine hakim olma, sadakat, dürüstlük, ekonomi…. Değerli nitelikler aynı kalmış göründüklerinde bile eski sözcüklerle tamamen yeni bir şey kast ediliyordu.
Sayfa 202
Kedi-ciğer denklemi
Arzu ile iktidarsızlık arasındaki her türden şiddetli gerilimin üstesinden gelmek amacıyla arzulanan nesnenin olumlu yanını gözden düşürme ya da inkar etme eğilimimiz vardır.
Hınç insanı(onlar aramızdalar)
Hınç insanı kendi varoluşunu ve hayat anlayışını güç, sağlık, güzellik, özgürlük ve bağımsızlık gibi olumlu değerlere göre haklı kılamaz, hat­ta anlayamaz. Zayıflık, korku, endişe ve kölece bir mizaç onun bu değerlere ulaşmasına en­gel olur. Bu yüzden o "her şeyin boş" olduğu ve kurtuluşun da yoksulluk, acı, hastalık ve ölüm gibi karşıt fenomenlerde yattığı hissi­ne kapılır.
Reklam
Max Scheler'in dediği gibi hınç, insanı yavaş yavaş kendi ruhunu zehirlemeye sürükler.
...kendisini ezen erişilmez değerlere "çamur atan" bir insan hiçbir biçimde o değerlerin olumlu niteliğinin tam bilincinde değildir. Ama söz konusu değerler onun deneyiminde düpedüz "var olmamış" gibi de değildir. Öyle olsaydı, bir "yanılgı"dan bahsederdik. Bu değerleri hissettiğini ama yanlış yargıları yüzünden kendi deneyimiyle çeliştiğini de söyleyemeyiz- bu bir "hata" ya da yalancılık vakası olurdu. Ressentiment yanılgısının görüngüsel özgünlüğünü şöyle açıklayabiliriz: Olumlu değerler yine oldukları gibi hissedilir; ama üstleri yanlış değerler tarafından örtülmüştür ve ışıkları ancak bu örtüden sızabilir. Ressentiment deneyimi her zaman yanılsamalı değerler arkasında doğru ve nesnel değerlerin bu "şeffaf mevcudiyetiyle tanınır - kişinin nüfus etmeyi başaramadığı yapmacık dünyada yaşadığına ilişkin bulanık bir bilinçlilik haliyle.
…Kriminal; suçu meslek haline getirmiş kişi, çoğu zaman hınçtan azadedir. Kriminal öz olarak aktif bir tiptir. Nefret, intikam, haset ve tamah duygularını bastırmak yerine, suç işleyerek serbest bırakır.
Sayfa 55
Aşırı alınganlık aslında genellikle intikam hırsıyla dolu bir karakter belirtisidir.
Sayfa 30
295 öğeden 191 ile 200 arasındakiler gösteriliyor.