Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Max Scheler- Hınç
Şu muazzam eseri bu zamana kadar okumamış olmak beni o kadar üzdü ki anlatamam. Her cümlenin altını çizmekten yoruldum diyebilirim. İnsanları ve en önemlisi kendimi anlamamda bana bu kadar yardımcı olan bir eser henüz okumamıştım sanırım. Kitabı yarılamış bile değilim fakat şimdiden bende olan etkisinin oldukça büyük olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Ciddi bir tavsiye olarak bu da burada kalsın.
Ressentiment
Ressentiment genelde insan doğasının normal bir bileşeni olan belli duygu durumları ve etkilenimlerin sistematik olarak bastırılması sonucu ortaya çıkan, süreğen bir zihinsel durumdur. Bu duyguların bastırılmasıyla belli türden değer yansımalarına ve buna uygun değer yargılarına kapılma sürekli bir eğilim halini alır. Söz konusu duygu durumları intikam isteği, nefret, kötü niyetlilik, haset, kara çalma dürtüsü ve değersizleştirici kindir. İntikama susamışlık ressentimentın en önemli kaynağıdır.
Reklam
İntikam
Eğer bir hayvan kendisine saldıranı ısırırsa, buna "intikam" denemez. Burna yenen bir yumruğa hemen karşılık vermek de öyle. İntikamcılık iki ana özelliğiyle ayrılır: Birincisi, öfke ve kızgınlık duygularıyla birlikte gelen ani tepki gelip geçicidir ya da en azından hemen kontrol altına alınıp dizginlenir ve sonunda karşılık iyi bir fırsat bulmak üzere ertelenir ("sen görürsün gününü"). Bu engellemenin nedeni, anında gösterilecek tepkinin yenilgiyle sonuçlanacağı düşüncesi ve bunun verdiği "acizlik" ve "iktidarsızlık" hissidir. Dolayısıyla bir iktidarsızlık deneyimi üzerine temellenmiş olması açısından, intikamın alınması bile her zaman aslen bir açıdan "zayıf" olana ilişkin bir meseledir. Ayrıca intikamın özü her zaman "kısasa kısas" bilinci içermesidir; bu yüzden intikam asla bir duygusal tepkiden ibaret değildir.
Eğer intikam ateşiyle yanan biri gerçekten eyleme geçer ve intikamını alırsa, eğer nefret dolu biri düşmanına zarar verirse, "aklını başına getirirse" ressentiment söz konusu olmayacaktır; hatta kızgınlığını başkalarının önüne açığa vurmakla kalsa bile yine ressentimentdan kaçınabilecektir. Kıskanç kişi kıskançlığını çalışarak, takas ederek, çalıp çırparak ya da şiddet kullanarak elde etme arayışındaysa da ressentimentın etkisi altına girmeyecektir. Ressentiment ancak duygular özellikle güçlüyse ama yine de baş edilemeyeceği duygusuyla -ya fiziksel ya da zihinsel zayıflık ya da korku yüzünden- bastırılmak zorundaysa ortaya çıkabilir. Kökeni nedeniyle ressentiment ağırlıklı olarak o an hizmet edenleri ve tahakküm altında olanları, otoritenin verdiği sıkıntılara karşı nafile bir hınç duyanları kapsar.
Aşırı Alınganlık
İntikam dürtüleri, fiilen kin tutma yönünde değiştikleri, belirsiz nesne gruplarına (bunların sadece tek bir ortak özellikleri olması yeterlidir) yöneldikleri ve belirli bir nesneden alınan intikamla tatmin olmadıkları oranda, ressentimenta yol açar. Eğer intikam arzusu hep tatminsiz kalırsa ve eğer özellikle "haklı olma"duygusu iyice yoğunlaşıp bir "görev" fikrine dönüşürse, kişinin gerçekten eriyip tükenmesi ve ölmesi de mümkündür. Kindar kişi içgüdüsel olarak ya da bilinçli bir irade eylemi olmaksızın intikam duygusunu azdırabilecek olaylara sürüklenir ya da başkalarının son derece masum eylem ya da sözlerinde bile kötü niyet görme eğilimine girer. Aşırı alınganlık aslında genellikle intikam hırsıyla dolu bir karakter belirtisidir.
Başka her şeyi eşit kabul edersek, intikam her zaman zayıf tarafın tavrıdır. Ama aynı zamanda mağdur kendisini gadre uğratanla hep aynı kefeye de koymaktadır. Kölece bir doğaya sahip olan ve statüsünü kabul eden bir köle, efendisinin gadrine uğradığında intikam arzusuyla dolmaz; paylanan yumuşak başlı uşak ya da şamar yiyen çocuk da öyle. Buna karşılık saklı güçlü beklentiler ya da yetersiz toplumsal konumla eşleşmiş büyük kibir, intikam duyguları için bulunmaz nimettir.
Reklam
Yahudi Ressentimentı
Özürlülerin ya da normalin altında zekaya sahip insanların ressentimentı çok iyi bilinen bir fenomendir. Nietzsche'nin haklı olarak muazzam büyüklükte olduğunu söylediği Yahudi ressentimentı ikili bir kaynaktan beslenir: Birincisi, "seçilmiş halk" olmanın verdiği çok büyük ulusal gurur ile bir kader gibi yüzyıllardır peşlerini bırakmayan bir aşağılanma ve ayrıma uğrama arasındaki bağdaşmazlık ve ikincisi, modern çağlarda biçimsel anayasal eşitlik ile gerçek hayattaki ayrımcılık arasındaki yeni bağdaşmazlık. Kuşkusuz, bu halkın son derece güçlü mülk edinme dürtüsü -doğal eğilimlerin ve öteki nedenlerin dışında- Yahudi özgüvenindeki derin yarayla ilgilidir. Ulusal gururu okşayacak olan toplumsal tanınma yokluğunun bir aşırı telafisidir bu.
Ressentiment Eleştirelliği
Taleplerinin yerine getirilmesini ciddi olarak arzulamamak "ressentiment eleştirelliğine" özgü bir durumdur. Bu eleştirellik derdin deva bulmasını istemez; dert bir eleştiri bahanesidir sadece.
Haset
Haset deneyiminde öteki insanın imrenilen şeye sahip olması gerçeği bile bir "yoksunluk" olarak hissedilecektir. Çünkü insanların kökensel ruhsal deneyimi, iyinin zaten kendilerine ait olduğu yanılsamasıyla belirlenmiştir. Öteki insanın iyiye sahip olduğunun birdenbire keşfedilmesi bize bir "yoksun bırakılma" olarak, iyiyi elimizden alan bir "güç" olarak görünür.
Hem iktidarsızlığın yaşanması hem de böyle bir nedensel yanılsama, gerçek hasedin olmazsa olmaz koşullarıdır. Eğer yalnızca başkasının iyi bir şeye sahip olmasından hoşnut değilsek, bu duygu olsa olsa bizi o şeyi çalışarak, satın alarak, şiddet yoluyla ya da çalarak elde etmeye teşvik edebilir. Haset böyle yapamadığımızda ve kendimizi güçsüz hissettiğimizde ortaya çıkar.
295 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.