''Sevginin anlamı, kendi içinde, onun ruha yansımasında, sevgi edimindeki seven ruhun asaletindedir.''
''Eğer intikam arzusu hep tatminsiz kalırsa ve eğer özellikle -haklı olma- duygusu iyice yoğunlaşıp bir -görev- fikrine dönüşürse, kişinin gerçekten eriyip tükenmesi ve ölmesi de mümkündür. Kindar kişi içgüdüsel olarak ya da bilinçli bir irade eylemi olmaksızın intikam duygusunu azdırabilecek olaylara sürüklenir ya da başkalarının son derece masum eylem ya da sözlerinde bile kötü niyet görme eğilimine girer.''
Reklam
Aşırı alınganlık aslında genellikle intikam hırsıyla dolu bir karakter belirtisidir.
Sayfa 10 - Kanat Kitap
"Ressentiment genelde insan doğasının normal bir bileşeni olan belli duygu durumları ve etkilenimlerin sistematik olarak bastırılması sonucu ortaya çıkan, süreğen bir zihinsel durumdur. Bu duyguların bastırılmasıyla belli türden değer yansımalarına ve buna uygun değer yanılsamalarına ve buna uygun değer yargılarına kapılma sürekli bir eğilim halini alır. Söz konusu duygu durumları intikam isteği, nefret, kötü niyetlilik, haset, kara çalma dürtüsü ve değersizleştirici kindir. Intikama susamışlık ressentimentın en önemli kaynağıdır."
''Hınç, zihnin karanlık dehlizlerinde gezinen, egonun eylemliliğinden bağımsız, bastırılmış bir gazap duygusudur. Ressentiment sonunda nefret ya da başka düşmanca duygulanımların tekrar tekrar yaşanması yoluyla şekillenir. O kendi başına düşmanca bir niyet taşımaz ama çok sayıda böylesi niyeti besler.''
Sevgi öteki içgü­dülerden çok daha nadir bulunduğu için de değerlidir.
Sayfa 138
Reklam
"Devenin iğne deliğinden geçmesi, zenginin Tanrı Egemenliği'ne girmesinden daha kolaydır" (Luka 18:25)
Sayfa 57 - Kanat Kitap
Sevgi manevi bir “hayır kurumu" değildir ve kişinin kendi mutluluğuyla çelişmez. Kişi kendinden feragat ederek, ebediyen kendini kazanır.
Sayfa 51
Kendisi ve kendi iş­leri dışında her şeye burnunu sokan “sosyal politikacı” (giderek da­ha sık gördüğümüz bir tip) genellikle kendinden kaçan zavallı ve boş bir insandan başka bir şey değildir.Nietzsche bu tür yaşama ve hissetme tarzının marazi olduğunu, gerileyen hayatın ve gizli bir nihilizmin bir işareti olduğunu ve “üstün” ahlakiliğinin aldatmaca olduğunu söylerken sonuna kadar haklıdır.
Sayfa 82
360 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Mükemmel bir kırılamaz döngü içinde varlığımızı sürdürmeye çalışıyoruz her şeye rağmen. Ama bazen yaşanmışlar, yaşananlar ve yaşancak olanlar yanlış gözüküyor gözümüze. Uyanıyoruz aslında bir nevi. Başkaldırı bu uyanıştır. Başkaldırı, bu döngüyü kıracak güce sahip değil ama önüne taş koyabilecek güçte. Başkaldırı bir göğüs geriş. Albert Camus'un denemesi diyoruz ama çok da bir inceleme kalitesinde bir kitap. Düşünürden tutun da yazara kadar birçok tarihe geçmiş kişinin düşünceleri üzerine alıntılarla incelemeler var. Kitap, toplumdan devrime, doğadan sanata, insandan insana ve hepsinin içinde de başkaldırıyı anlatmış. Çok zorlandığım, gerek terimsel olarak gerek düşünsel olarak, bir kitap oldu. Birçok terimi de bilmediğim için sürekli bir araştırma içinde olmam da yeni şeyler öğrenmeme vesile oldu. Birçok yönden düşünmemi, yeni bakış açıları kazanmamı ve de daha yeni birçok şey öğrenmemi sağlayan çok da güzel bir eser olduğunu düşünüyorum. Okuyun ve de en çok düşünün efendim. Kitapta adı geçen bazı kitaplar; > Hınç- Max Scheler > Doğanın Evrimi- Lucretius Carus > Kayıp Cennet- Milton > Emile- Jean-Jacques Rousseau > Babalar ve Oğullar- Ivan Sergeyeviç Turgenyev > Kapital- Karl Marx > Komünist Manifesto- Karl Marx, Friedrich Engels
Başkaldıran İnsan
Başkaldıran İnsanAlbert Camus · Can Yayınları · 20152,612 okunma
Reklam
Aslında her özlemin temelinde hiç tartışmasız bir değer bilinci vardır.'
Arzu ile iktidarsızlık arasındaki her türden şiddetli gerilimin üstesinden gelmek amacıyla arzulanan nesnenin olumlu yanını gözden düşürme ya da inkâr etme eğilimimiz vardır. Aslında arada bir o kadar ileri gideriz ki, bir biçimde ilkinin zıddı bir başka nesneyi göklere çıkarırız, Tilkiyle koruk hikâyesi eski­den beri bilinir. Bir kişinin sevgisini ve saygı­sını kazanmak için nafile yere uğraş verirken, kendimizi muhtemelen onun yeni olumsuz niteliklerini keşfederken buluruz. Bir şeyi ele geçiremediğimizde, kendimizi onun bizim inan­dığımız kadar değerli olmadığı düşüncesiyle avuturuz.'
235 syf.
10/10 puan verdi
''Bilinçaltı'' kavramından ilk bahseden kişi olan Friedrich Nietzsche'nin psikanaliz perspektifi oldukça derin olmakla birlikte Freud'un Nietzsche psikanalizinden etkilenip etkilenmediği üzerine ciddi sorgulamaların da olduğunu hatırlatarak, yine Nietzsche'nin ortaya koyduğu ve Freud'un detaylarıyla daha sonradan açıkladığı ''ressentiment''
Hınç
HınçMax Scheler · Alfa Yayınları · 201562 okunma
294 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.