Zülfü Livaneli kalemini ilk kez okudum. Bana kimin önerdiğini hatırlamıyorum :)) ama iyi ki de bu öneriye uymuşum.. Serenad ;müziğin, edebiyatın, sanatın, bilimin, tarihin harmanlandığı bir yaşanmış gerçeklik hikayesi. Anlatımının sağlam, kurgunun güzelliği ve kelimelerin hafif naiflği kitabı akıcı bir şekilde okumanıza vesile oluyor.
Kitabın
İstanbul Üniversitesi'nde Halkla İlişkiler görevini yürüten Maya Duran (36)'ın 86 yaşındaki profesör Maximilian Wagner ile tanışmasıyla olaylar başlar.
Wagner'in 60 yıl önce yaşadığı dokunaklı bir aşk hikayesi anlatılıyor.
Maya, profesör'un hikayesini öğrenmekle kalmaz ayrıca kendi ailesi ve dünya tarihine ilişkin bir çok sırları da öğrenir.
Kitabı lisedeyken almıştım, beklentim yüksekti. İlk okumamda kitabın yarısından çoğunu okudum fakat beklentimi karşılamadığı için bırakmıştım.
Bir kaç yıl sonra tekrar okumaya karar verdim, yine beklentimi karşılamadı.
Galiba kitabın kahramanı olan Maya Duran'ı hiç sevemediğimden kaynaklanıyor. Maya'ya bir türlü ısınamadım, ayrıca romanın başı çok uzatılmış diye düşünüyorum.
Kitabın sadece sonunu sevdim, özellikle Maximilian Wagner'in hayatını... Ve bence kitabı etkileyici yapan buydu.
Okuyacaklar için keyifli okumalar :)
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020135,9bin okunma
Jack London' un bende bağımlılık yapan bir etkisi var.
Yoksa bir bende mi böyle oldu, bilmiyorum.
Denizcilik geçmişi olan yazarın eserlerinde de denizcilik, okura yaşatılıyor haliyle. Kitaplarında anladığım kadarıyla kendinden de bir parça koyuyor. Gerçi Martin Eden bir çeşit biyografi sayılıyorsa da bu eserimizdeki Japonya açıklarında ki fok avı
Hitler'in Nazi Almanya'sından kaçıp Türkiye'ye gelen ve İstanbul'da hocalık yapmış bir hukuk profesörü olan Maximillian Wagner'in, yeniden Türkiye'ye gelmesini ve onunla ilgilenmesi için İstanbul Üniversitesi tarafından görevlendirilmiş Maya Duran isimli bir kadının başından geçen olayların anlatıldığı, sürükleyici bir Zülfü Livaneli
Bu dünya henüz büyük komik Moliere çağından üç adım ileri gitmedi. Daima üstadın değişmez komedyaları tekrarlanıp duruyor.. Yalnız sahnenin dekorları değişti, biçimleri başkalaştı. İnsanın mayası hep o maya.. Kökler daha kurnazlaştı. Birbirini zarara sokmalar ilerledi.. Fenalık büyüdü.
Gözümde yaşlarla bu satırları yazıyorum şuan. Gözyaşlarıma sebep olan olayların gerçekliği mi, insanların acımasızlığı mı, yoksa kitabı bitirince en sevdiğim insandan ayrılmış hissinde olmamdan mı bilmiyorum.
Öyle muhteşemdi ki, öyle bir atmosferin içindeyim ki şuan, sanki Max'dan gözyaşlarıyla ayrılan bendim, sanki elimde o kemanı ben
Öncelikle Zülfü Livaneli'nin Son Ada romanını çok beğenmemle başladı SERENAD'ı okumam ve gelmiş geçmiş bana göre okuduğum en etkileyici kitap..
Kitaba başlamamla , kitabı okumam arasında geçen zaman dilimi beklediğimden daha kısaydı çünkü kitap, fazlasıyla akışkan ve sizi içeriğine hapsediyor. Elinizden hiç bırakmak istemeyeceğiniz bir eserden bahsediyorum..
Kitabın konusu, eser itibariyle ikinci dünya savaşı sırasında ,yaşanan Struma faciası üzerine kurgulanmış dramatik bir aşk hikayesinin anlatımıdır.. o kadar dokunaklı bir kurgusu var ki okuduktan sonra uzun bir süre etkisinden çıkamıyorsunuz.. Bir yandan Zülfü Livaneli'nin kaleminden dökülen aşk hikayesi insanın içini sarıp sarmalarken bir yandan da tarihin derinliklerinde gizli kalmış sır perdelerine ışık tutuyor..
Serenad romanında, Şubat 2001 de İstanbul üniversitesi halkla ilişkiler görevlisi Maya Duran ,ABD'den gelen Alman asıllı hukuk profesörü Maximilian wagner'i karşılaşmasıyla başlar.
1939lu yıllarda İstanbul universitesinde hocalık yapmış olan profesörün isteği üzerine ,Maya onu bir gün şile'ye götürür.Boylece katları yavaş yavaş açılan 60 yıllık dokunaklı bir ask hikayesine karışmakla kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin bir takım sırları da öğrenir.
aşk tarih toplum konularıyla hem düşündürücü hem de etkileyici bir roman..şiddetle tavsiye ediyorum..
Kitaplarla kalın..
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020135,9bin okunma