Mayakovski'nin intihar mektubunu okudum . " Lili beni sev " diyor . Bakın sevilmek bu dünyadan göçüp gittikten sonra bile bir ihtiyaç olarak görülüyor.
Nâzım Hikmet vatan hainliğine devam ediyor hâlâ... Öldüğü halde dahi bırakmıyor hainliği ve miras olarak bir avuç dolusu hainlik yadigar etti.
Sene 1936 Ulu Türkçü Hüseyin Nihal ATSIZ mahkeme salonunda çıkar. Gazeteciler sarar etrafını ve kendisine duruşma sırasında "köpek" diye tabir ettiği kişiyi sorar:
"Siz Nazım Hikmete mi köpek
Herkese iyi akşamlar, sevgili okurlar canım dostlarım. Gün geçmiyordu ki 1000 kitapta güzel bir etkinlik olmasın. Beni tanıyan okur dostlarım biliyorlardır ki şiiri çok seviyorum. Şiiri eminim siz de çok seviyorsunuzdur, öyle umuyorum. Şiir sevmemek ne mümkün? Şayet sevmeyenler için de bu ilk adım olabilir. An itibariyle şiir kitabı okuma
Dostlarla ya da çevrede kitap sohbeti yaparken yazarların isimlerini telaffuz da genel anlamda sıkıntılar çekiyoruz. Ve devamında muhabbet dağılıp gidebiliyor. Can sıkıcı bir durum olma özelliği bile taşıdığı söylenebilir. Chuck Palahniuk ve Charles Baudelaire gibi yazarları en basitinden telaffuz ederken ben çok zorluk çekiyorum.
Yine not:
Psyche ile birlikte yabancı şairlerin dilimize çevrilen şiirleri ile ilgili bir liste oluşturmaktan bahsetmiştim. Tavsiyeleriyle bize yön veren herkese çok teşekkür ederiz.
Biraz uğraştıktan sonra tatmin olduğumuz bir liste oluşturduk. Daha önce böyle bir liste
İlk satırından son satıra kadar iliklerime kadar hissederek okuduğum bir kitap daha... Başka türlü inceleme yazamıyorum galiba kitaplara.
İçime dokundu her söz, her cümle...
Aysel'le birlikte yaşadım hayatını satır satır...
Melankolinin dibine battım battım çıktım...
Neden bu kadar etkilendim bilmiyorum. Bir kadın yazdığı, bir kadın yaşadığı için