(...) Ekonomik çelişkinin en keskin olduğu yıllardı. Saraçoğlu'nun kulları denilen memurlardık. Dar gelirli, değişmez gelirli adları da o yıllarda verildi bizim gibi ailelere armağan. Kişi başına günde yarım ekmek alınabilirdi, karneyle. Öteki yiyecek maddelerin yanına varılabilse, yeterdi belki. Oysa, et, süt, yoğurt, sebze, öteki temel yiyecekler ne kadar pahalıydı. Un, pirinç, şeker, gaz karneye binmişti çoktan. Halk, İsmet Paşa'ya yoğun bir öfke duyuyordu, onun partisine de. Dedikodular alıp yürümüştü. Devletin arabalarının, bakan, bürokrat evlerine yiyecek taşıdığı, bazen bir demet maydanoz, bir sepet yumurta için gönderildiği, bu dedikoduların en zararsızıydı.
Atatürk'ün kurduğu parti yozlaşıp gitmişti. Halkı düşünen yoktu.. Devlet bir avuç azınlığın devletiydi. Siyasa, halkın sırtından kişi zengin etme siyasıydı. Vurgunculuk alıp yürümüştü.
SALI
Kahvaltı (08.00-09.00):
• Kayısı kıvamında suda haşlanmış iki yumurta
Saf tereyağı ya da zeytinyağı ile omlet veya menemen de yapılabilir
• 8-10 adet tuzsuz zeytin
• Bir avuç içi kadar beyaz peynir
• 2-3 adet çarliston yeşilbiber
• 5-6 adet minik domates
• Şekersiz çay ya da süt
• Bir (ince belli) çay bardağı fındık
Ekmek yerine beyaz
Boğuk boğuk bir siren sesi
Güz yağmurlarının geri çekildiği aklımda
Aklımda geceler boyu
Çınlayan yalnızlık
Cam kırıkları yağan kar üstüne vuran ayışığı
Odam soğuk
Sevgilim yok
Bir yılbaşı ağacının bütün lambalarının söndüğü aklımda
Anı bile değil artık
Her gün bir arkadaşın öldüğü
Aklımda, tütün kokan ağzım üstüne maydanoz
yediğim ama yine de anneme yakalandığım
Denizden yükselen buğu
Güneş vuruca
Portakal bahçelerinden dağılan koku
Solgun şafak. Kırağı yeli
Odam soğuk
Sevgilim yok...
Aklım, kırılmayı bekleyen bir lades kemiği.
Sayfa 394 - Kırmızı Kedi Yayınevi, Sarı ŞiirlerKitabı okudu