Her türlü fitnelerin hidayeti arayan kimselerin görüş alanını kapattığı bir dönemde yaşıyoruz. Zifiri karanlık ortalığı kaplamış ve insanlar yollarını bulamayıp sağa sola sapıyorlar. İnsanlar saptıkları yolların onları kurtuluşa götüreceğini sanıyor lakin saptıkları yolun hidayet yolu olduğuna dair ellerinde kuruntudan başka hiç bir delilleri yok.
ÖĞRETMEN:Bizim maaşımız az, onun için ucuz kitaba yöneliyoruz ve korsan kitap alıyoruz.
KİTAPÇI:Bu sözleriniz beni üzüyor. Siz öğretmensiniz, sizin örnek davranışlar içinde olmanız gerekir. Eğer kitap almaya paranız yetmiyor ise, birkaç kişi bir araya gelin, okul kitaplığını zenginleştirin, yayınevlerine yazın, ama paramız yok gibi bir mazeretin arkasına saklanarak kişisel bütünlüğünüzden ödün vermeyin. Ülkede hırsızlığa açık seçik teşvik ediyorsunuz. Bunun sonucu oluşan hırsız toplum, sizi de yakar.
...
“Ortaya çıkan toplum hepimizi yakar.” sözü ne kadar da doğru bir söz.
Bacon’a göre, geçmiş zamanların koşulları hiç kuşku yok ki farklıydı, dolayısıyla o dönemlerde yaşamış olan insanlar için geçerli olan mazeretin onun kendi zamanındaki insanlar için geçerli olabilmesi mümkün değildir.
Fahr-i Kainat (s.a.v) Efendimiz buyurmuştur ki:
"Allahu Teala, kıyamet günü ümmetimden bir adamı halkın içinden çekip meydana çıkarır. Onun günahla dolu doksan dokuz tane amel defterini önüne serer; her bir defter gözün görme mesafesi kadar uzundur. Sonra kendisine:
"Bunların içinden kabul etmediğin herhangi bir şey var mı, yazıcı meleklerim sana haksızlık etmişler mi?" diye sorar.
Adam:
"Hayır Ya Rabbi, bir itirazım yok" der.
Allahu Teala:
"Peki, huzurumuzda seni kurtaracak geçerli bir mazeretin var mı?" diye sorar.
Adam:
"Kendimi savunacak herhangi bir mazeretim yok Ya Rabbi!" der.
O zaman Allahu Teala:
"Senin bizim katımızda saklı bir iyiliğin var; bugün sana zulum yapılmayacak." buyurur ve içinde "Eşhedü en la ilahe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhu ve rasülühü" yazılı bir kağıt çıkarır.
Adam:
"Ya Rabbi, bu kadar günah yazılı amel defterinin yanında bu kağıdın ne hükmü olacak!" diye hayretini ifade eder.
Allahu Teala:
"Bugün sana haksızlık edilmeyecek" buyurur ve doksan dokuz amel defteri terazinin bir kefesine, içinde kelime i şehadet yazılı kağıt da diğer kefeye konur; kağıt bütün günah dosyalarına ağır gelir. Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismine hiçbir şey ağır gelemez."
Diyorum ya, Ümit Özdağ gibi insanlık adına utanç duyulacak kişiler birer siyasetçidir. Evet. Ama HDP, siyaset yapan bir parti değildir. HDP ilerici-aktivistlerin kendilerini iyi hissetmek için, dünyaya “bakın biz ne kadar iyi, güzel, çağdaş adaletli, insaflı insanlarız” demek için bir araya geldiği bir partidir. Ki bunlar elit insanlardır.