Mazi ki hizane-i adamdır Badi-i teessür-i nedemdir ~ Mazi ki bir yokluk hazinesidir Pişmanlık üzüntüsünün sebebidir Karabibik Nabizade Nazım
MTO OKUMALARI
"Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz."
Sayfa 46 - Dergah yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Hangi yıldızdır bilmem, gözlerin Kayar da üzerime Rüveyda Önce tuhaf bir deprem yayılır bedenime Sonra açılır önümde ıstırap vadileri Silik renkleriyle adımlarıma Çözülmeye yüz tutan bir mazi mühürlenir
Ben
BEN, kimsesiz seyyahı, meçhuller caddesinin... BEN, yankısından kaçan çocuk kendi sesinin... BEN, sırtında taşıyan işlenmedik günahı; Allah'ın körebesi, cinlerin padişahı... BEN, usanmaz bekçisi, yolcu inmez hanların; BEN tükenmez ormanı, ısınmaz külhanların... BEN, kutup yelkenlisi, buz tutmuş kayalarda; Öksüzün altın bahtı, yıldızdan mahyalarda... BEN, başı ağır gelmiş, boşlukta düşen fikir; Benliğin dolabında, kör ve çilekeş beygir... BEN Allah diyenlerin boyunlarında vebal; BEN bugünküne mazi, yarinkine istikbal... BEN, BEN, BEN; haritada deniz görmüş, boğulmuş; Dokuz köyün sahibi, dokuz köyden kovulmuş... Hep BEN, ayna ve hayal, hep BEN, pervane ve mum; Ölü ve Münker-Nekir, başdönmesi uçurum...
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Biraz evvel onu gülüyor görmekten tahammül edilemez bir işkence duymuştu. Eğer Lamia bu küçük bakış içinde ona bir teselli manası göndermiş olsaydı hepsini unutacak, yalnız o bakışın hatırasını bütün kırılan aşkının bir yadigârı gibi hayatının sonuna kadar saklayacak, ruhunun içine sararak bu yadigârı hayatının biricik saadet nasibi hükmünde besleyecekti, fakat bu öyle bir bakıştı ki hiçbir şey ifade etmemekle beraber Ahmet Cemil’e bütün hülyasının bir yalan olduğuna şüphe edilmeyecek bir açıklıkla doğrulamıştı. Demek Lamia ile onun arasında hatta bir ahbaplık kalıntısı, bir mazi hatırası bile kalmayacak? Demek aralarında her şey bitmişti? Şimdi Lamia’yı kaybetmekten değil fakat bu bakıştan müthiş bir ıstırap duyuyor, hele Lamia’nın o yukarıya bakarken güldüğünü bir cinayetmiş gibi affetmiyordu. Lamia şimdi gözünde ona ihanet etmiş bir vefasız sıfatında görünüyordu. Evet, yalnız bu bakış bir cinayet hükmündeydi. Biraz evvelki gülümsemesiyle, bir saniye sonraki bakışıyla Lamia sanki yukarıya. “Ne kadar bahtiyarım!” derken aşağıya, “Bu kim oluyor?” demişti. Lakin bu son bakış ona şimdiye kadar aldandığını, beş dakika evvel güçlü bir sevgi delilleri hükmünde olan bütün o hatıraların manasız şeyler olduğunu, bu aşkı yalnız kendisinin icat ettiğini ve süslediğini anlatmıştı. Evet, Lamia kendisini sevmiyor ve hiçbir vakit sevmemişti.
Sayfa 231Kitabı okudu
Âlem اَللّٰهُ نُورُ السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ âyetini okur. O vakit zaman-ı mâzi, bir mezar-ı ekber değil, belki herbir asrı bir nebinin veya evliyanın taht-ı riyasetinde, vazife-i ubudiyeti îfa eden ervah-ı sâfiye cemaatlarının vazife-i hayatlarını bitirmekle "Allahü Ekber" diyerek makamat-ı âliyeye uçmalarını ve müstakbel tarafına geçmelerini kalb gözü ile görür. Gençlik Rehberi
Sayfa 206 - RnkKitabı okuyor
Reklam
Ben çoktan kapadım o defteri… Lakin defter kapanmıyor… Mazi hiç bir vakit bizi büsbütün terk etmiyor. En umulmadık yerde birden karşımıza çıkıveriyor.
Sayfa 43 - Dergâh
Arkasında olmasaydı şanlı bir mâzi Bu milletten çıkar mıydı büyük bir Gâzi?
"Her şey kesik ve kopuk, zaman tutamaz lehim; Mazi albümde hayâl, istikbâl kalbde vehim..." Necip Fazıl Kısakürek
Reklam
Atakumdan mazi
Sen kadın çünkü denizlerin dalgaları kadar saf ve temizsin Gülüşünle dünyayı aydınlatıyorsun bakışların aya benzer Öyle saf ve temizsin ki ruhunu yıkayan bir pınar gibisin Gözlerinle anlatırsın denizlerin sonsuzluğunu Gülüşünle baharı çağrıştırırsın her an Seninle renklenir dünya seninle can bulur her yan Ruhunun derinliklerinde gizlenmiş bir hazine gibisin Sevginle doldurursun hayatını neşeyle huzurla Sen kadın çünkü seninle her şey daha anlamlı daha güzel
Her şey kesik ve kopuk, zaman tutamaz lehim; Mazi albümde hayâl, istikbâl kalbde vehim... Necip Fazıl Kısakürek
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.