Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Öyle sanıyorum ki, ne mâziyi sevmek, ne Garbi tanımak ve ona hayran olmak bizim için kâfi değildir. Mâzi nihayet geçmiş bir zamandır; bizde, ancak kendisine içimizden bir şeyler katarak hakkıyla yaşıyabilir. Biz ise «Bugün bile» değiliz; yarınız. Her neslin asıl vazifesi kendi ötesinde gelecek için olanı hazırlarken başlar. Bizim için asıl yapılması lâzım gelen, memlekette yeni hayat şekilleri yaratmaktır. Biz Şark’a veya Garb’a ancak birbirinden ayrı iki kaynağımız gibi bakabiliriz. Her ikisi de bizde ve geniş bir şekilde vardır; yani realitelerimizin içindedirler. Fakat onların mevcudiyeti kendi başlarına bir değer olamaz ve sadece böyle olması bizi, kendi hayatımızda, kendimiz için kendimize mahsus bir hayatı, geniş ve şumûllü bir terkibi yaratmaya davet eder. İçimizdeki kaynaşma ve karşılaşmanın verimli olması için bu hayatı, bu terkibi doğurması şarttır. Bu da asıl üçüncü kaynağa, «memleketin realitesi»ne varmakla kabildir.
Coşkunun çocuklarıyız biz, böyle üzgün olsak da Ra düşerse ne yazar mazi'nin ortasına Kuş konacak dal bulur, avcı kendine tümsek Kurşun temyize gitti, sanırım geç gelecek.
Reklam
Mazi, karmakarışık bir anıdan ve düşten öte bir şey değil; gelecek ise meçhul.
İnsanı geçmişe acındıran, geleceği önemli karşılamaya yönelten, bilincin mazi ve atiye uzanışı, onun bilmediği şeylerdi. Onun için geçmiş dün, gelecek yarındı: asla ertesi gün değil.
Hey kavgacı şahin! Tabiatlar çerçevesinden çık bir an. Uç lâmekân dünyasına doğru Kal bir süre zeminin, zamanın dışında. Zamansızlık denilen yerde yüz yıl ile bir an Bir görünür gözüne zaman. Bir an yüz yıl sayılır orada. Gelecek, mazi, şimdiki zaman yok orada. Şimdiki zaman dediğin olmaz bir zamanda Gökyüzü bulunmaz mânâya baktığında. Devranın dönüşü yoktur orada Dönen feleğin devrini görmezsin orada.
Sayfa 42
Yazmak
Ya yürekten gelince yazacaksın ya yazarken yürekten gelecek "Aşk olmadan meşk olmaz!" Meşka -farkedip ayırmak- olur mu sanırsın? Ayak ucunda ölüm - mazi ardında külün yele gidecek harmanın - ömrün hazır mısın? Sen bal yapacaksın âlem yiyecek hissene düşen zehirli bir lokma hep taze var mısın? Yeni kıymetler icâd edenlerin etrafında döner dünya - gerçek ama kurnazların etrafında döner çoğu halk ve şan - böyledir yalancı dünyanın gidişi hasad ötede yazar mısın?
Sayfa 126 - İbda Yay. 3.Baskı, Temmuz 2021
Reklam
istikbâl: 1. gelecek zaman, mâzi mukâbili ve hâlin gayri, âtî: istikbâlde ne olacağını ancak Al­lah bilir; istikbâlden haber vermek iddiası.
Geldi artık çekip gitme zamanınız Nerede isterseniz orada ölün ama ölmeyin aramızda Yapılacak işlerimiz var toprağımızda Burada bizimdir mazi Bizimdir hayatın ilk sesi Bizimdir bugün, bizimdir gelecek Burada bizimdir dünya ve ahiret
Sayfa 156Kitabı okudu
Zaman; mazi, hâl ve istikbal diye üçe taksim edilirse de bu çok itibarî bir taksimdir. Sabit olan bir şey üçe taksim edilebilir; lâkin daima yürüyen bir şey taksim edilemez. "Hâl" dediğimiz şey yarından sonra "mazi" olacaktır. İstikbal dediğimiz gelecek günler dahi, zaman yürürken "hâl" olacaklar, sonra maziye karışacaklardır. Hakikatte mazi, hâl ve istikbal yoktur. Ortada bir "imtidâd" vardır.
Sayfa 49 - İstanbul Fetih CemiyetiKitabı okudu
Kat'iyyen bil ki: Dinsizlik cihetiyle senin bu koca dünyan; bu saatten evvel ve bu dakikadan sonra, bil'umum senin bu kâinatın ve mazi ve müstakbelin ve geçmiş nev'in ve cinsin ve gelecek mahluklar ve nesiller ve gitmiş dünyalar ve milletler ve gelen insanlar ve taifeler tamamen madum ve ölüdürler. İman ve Küfür Müv.
Reklam
Halifelik Sırrı
"Evet mâzi, istikbalin âyinesidir; istikbalde vücuda gelecek icadlar, mâzide kurulan esas ve temeller üzerine bina edilir."
Sayfa 180Kitabı okudu
KARABAĞ'A MEKTUP
Bahtına ağlayan Azeri kızı Sen Karabağ dersin, ben karayazı Boşlukta çırpınır Türk'ün avazı Sanma ki dertlerin azı bizdedir Sizdeki yaranın özü bizdedir. "Gel gardaş" diyorsun gelecek yol yok Şehiter kabrine koyacak gül yok Çilesiz saat yok, kavgasız yıl yok Kurşunlar sizdedir, sızı bizdedir Sizdeki yaranın özü
Sayfa 63 - Kadim Yayınları, 4.BaskıKitabı okudu
Kırılmış bir gönül, satılmış bir sevgi, mazi olmuş bir gelecek. Hep orada, arkasında duruyordu.
Sayfa 121 - Beyaz BalinaKitabı okudu
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Tanpınar, Osmanlı’nın en karanlık yıllarında 1901 yılında doğmuş olup İmparatorluğun dağılmasını gözlemleyen kuşaktandır. Bu kuşak bildiğimiz üzere imparatorluğun dağılmaması ve yeniden güçlenmesi üzerine hep bir arayış içinde olmuştur. Tanpınar’da bu arayış içindedir. Yazarken arar, arayışlarını edebiyatın içinde yapar. Roman onun için bir
Beş Şehir
Beş ŞehirAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201911,3bin okunma
737 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.