Neil Simon un iki perdeden oluşan tiyatro oyunu. Sinema artisti olmam istediğini dile getiren bir kızın, 16 yıl sonra yazar olan babasının evine ansızın gelmesiyle oyun başlar. Baba-kız ve aile kavramlarının çok derinlemesine olmasa dahi ele alındığı hesaplaşıldığı bir oyun. Bununla birlikte her sektörde olduğu gibi sanat/sinema sektöründe de oyuncu-yazar veya tasarımcı olmanın ne kadar güç olduğuna deyinen oyun, Tiyatro oyun metinleri okumayın seven tüm okuyucuların okumaktan zevk duyacağı bir metin.
Oyun, Gordon adında bir adamın, bir kafede ansızın ölümü ve rastlantı sonucu aynı mekanda bulunan Jean'in, Gordon'un ısrarla çalan telefonunu açmasıyla başlayan bir kara komedidir.
Oyunu az önce bir solukta okudum. Yazarın özgeçmişine de hızlı bir bakış attığımda kullandığı anlatım dilinin kadifemsi yapısı hemen ortaya çıkıyor. Şair kökenli yazarın oyun diyalog örgüsünden net anlaşılmakta. Bununla birlikte baktığımızda oyunun aslında çağımızda büyük-küçük herkesin şikayet ettiği, listenin başını çeken telefon bağımlılığının bireylerin hayatına nasıl girdiği ve nasıl örümcek bir ağ yumağında olduğunu anlatıyor. Bu kısmı net okuyucu anlıyor. Ama merak öğesi bir noktadan sonra biraz azalıyor. Peki ne olacak heyecanı kayboluyor ne olacaksa olsuna dönüyor. Ama tabii kitabın bir tiyatro eseri olduğu ve muhtemelen sahnelenmesinde bir çok nokta ile seyirciyi etileyeceği ve eksik yanlarını tamamlayacağını biliyor ve hissediyorum.
Yazarı belli olmayan tipik bir ortaçağ dinsel (kilise) oyunlarından. Kaba güldürü çizgilerinin mevcut olduğu meydanlarda oynanacak şekilde kaleme alındığı bir komedi oyunu. Bizdeki orta oyunlara benzer yapıda olan oyuna baktığımızda zaman bir avukatın eşiyle birlikte maddi durumlarının yetersiz olması sebebiyle giysilerinin eski olmasından şikayet
Kitap yazarın kaleme aldığı "Göl" ve "Yağmur" adlı iki hikayeden oluşmaktadır. İlk olarak "Göl" hikayesine baktığımız zaman: Adaya bir bankanın müdür olarak İngiltere'den gelen baş kahramanımızın, yerli-adalı bir kadına aşık olup onunla evlenmesini ve sonrasında yaşadıklarını anlatmaktadır. Oldukça akıcı,
Aşkı mı? Toplumsal değerler mi? Sorumluluklar mı? Yoksa aile mi? Tüm bunların içinde çırpınan ve kalbini dinleyen bir kadının hikayesi. Oldukça akıcı, bir değer yargısı içinde değil de kendi ruhani durumu içerisinde hikayeyi anlatmaya çalışan yazar elbette yer yer kadını suçlar bir noktaya yaklaşsada yine de oldukça çizgiyi iyi korumuş bir
Birbirinden şahane üç sarsıcı öykünün yer aldığı bir kitap. Yazarın yine insan ve psikolojisinin durum ve doğa karşısındaki halini şahane işlemiş. Kitaba adını da veren ilk öykü "görünmez koleksiyon"; antika koleksiyon parçaları satan bir satıcının eski bir müşterisini ziyaret ettiği sırada yaşadığı şaşkınlışa yer veriyor. Savaş,
Online içerik yazarlığı diyince ben "web reklam metin yazarlığı" ya da "sosyal medya vb." online tabanlı platform ve siteler için reklam, slogan, online platformlara özgü içeriklerin oluşumu gibi daha çok dramatik metin yazarlığına özgü bir kitap sandım ama değilmiş. Web sitelerin ve online trafiğe sahip sitelerin kod ve yazılımsal arka planına dair bilgiler ve ince detaylar veren bir kitap. Doğrusu satın almışken okuyayım bari dedim ve oldukça anlaşılır akıcı başarılı bir dili mevcut. Bazı sayfalarda ekran fotoları okuyucuya yardımcı olan, ders kitabı niteliğinde başarılı bir akademik çalışma.