Tanrım, bana değiştiremeyeceğim şeyleri kabullenmek için kuvvet, değiştirebileceğim şeyler için cesaret ve bu ikisini birbirinden ayırmak için akıl ver.
En hüzünlü veda, seninle geleceğe gelemeyecek olan eski versiyonunla vedalaşmaktır. İçinde sadece yaralar ve travmalar yoktur, onlarla bağlanan insanlar, anılar ve saflığımız da vardır. Kaçınılmaz ve zor bir vedadır bu. Artık arkana bakma. Orada senin için hiçbir şey kalmadı.
Kendi yolunda yürüyenleri tanırsın. Övgüyle de yergiyle de ilgilenmezler. Kimseye kendilerini açıklamaya çalışmaz, kimseyi yargılamazlar. Oldukları gibidirler. Yol onları dönüştürmüş ve olgunlaştırmış, biraz da hırpalamıştır. Yorulsalar da şikayet etmez, yürümeye devam ederler.
... şimşeğin çaktığı yukarılara baktı, acı acı güldü: "oradasın deel mi?" dedi. " yukarıdan bakıyon şu halime öyle ya? bak oğlum, bak yavrum, yüreğin yaprak yaprak olsun da iftihar et bu aciz kulunnan!"