_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer. _Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır. _Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
_Anlamak, sevmenin başlangıcıdır. _Üzülme, kızma, sadece anla. İnsanlara kahkahalarla gülmek ya da nefret duymak yerine onları anlamak için çaba sarf ettim. _Tutkulardan kurtulup özgürleşmek için, eylemlerimizin gerçek nedenlerini anlamalıyız. Anlamak, onları dönüştürür. _Aklın kılavuzluğunda yaşayan insan başkasının kendisine olan nefretine,
Reklam
224 syf.
5/10 puan verdi
Her sürgün yeni bir kanatlanmayı içerisinde barındırır. Ve her zindan yepyeni bir özgürlük türküsüne gebedir. Eller kelepçelenir, beden hapsedilir ancak insanın ruhuna, yüreğine ve gönlüne pranga vurulamaz. Sürgünlerin, zindanların ve dört duvarların akıl sır erdiremediği bir gerçek vardır: Özgürlük içimizdedir ve her bedensel mahkûmiyette budanan bir dal gibi daha gür filiz verir. Ve hiçbir engel tanımadan yürekten arzu edenleri kanadı kırık şehirlerden uçsuz bucaksız engin denizlere kanatlandırır. “O Hür ve esir! Elleri ve bedeni kelepçeli, ruhu güvercinler kadar özgür ve ak! O zindanlarda bayraklaşan özgürlüğün destansı ismi! O Yusuf misali zindandan çıkan bir tefekkür şafağı. Hür Adamın Esareti, Üstad Bediüzzüman’ın hürriyet ve esaretinin hazin öyküsü… Züleyha’nın Mehmet’e duyduğu mecâzi aşkın Risale-i Nurlarla ilahi aşka dönüşü… Sibirya soğuğundan nurlu gecelere geçiş yapan esir subayların hikâyesi! “Ekmeksiz Yaşarım, Hürriyetsiz Yaşayamam" diyen Bediüzzamanın esaret yılları! Derin bir hüznün romanı “Hür Adamın Esareti”
Hür Adam'ın Esareti
Hür Adam'ın EsaretiMeryem Aybike Sinan · Selis Kitaplar · 201241 okunma
Hayat Aşk ve Ölüm
Aşk bazen bir kokudur bazense bir ses ama bu hikayede aşk bir renk hem de hiç görülmemiş bir renk... Ömer Selim'in gözünün değmediği bir renk.Zahiri sevenlerin aşkına hakikî¸ mazharı sevenlerin aşkına mecâzî aşk adı verilir.Ancak bu hikayede görüyoruz ki mecazi aşk ilahi aşkın köprüsü olmuş vaziyette.Gözünü Feyza'nın gözlerinden başka her renge kapatan Ömer Selim'in yönünü bulma konusunda yine kendi içinde hesaplaşması ve aslında hepimizin kendi içimizde farklı bir birey olduğumuzu göstermesi harika bir detaydı.Belki de bu koca, gürültülü dünyada Ömer Selim'in duymak istediği tek ses kendi sesiydi.Ama kendini duymak ona yetmiyordu o görmek de istiyordu.Feyza'nın gözlerini görmek...Feyza'nın gözlerini görme ihtimali dahi Ömer Selim'i başka diyarlara götürürken o gözü yaratan yaratıcıya olan aşkı anlatmak nasıl mümkün olabilir?Aşk odur ki aşk içinde aşk yaşanmalı.Ömer Selim aşk içinde aşk yaşadı ve aşkı siper olarak gördü.Bütün korkularını, acılarını, umutsuzluklarını bu aşka hapsetti.Belki de onu bu denli o gözlere bağlayan korkuları ve acıları ile yüzleşmesinden kaynaklıdır.Ömer Selim tıpkı Fuzuli gibi aşka aşık oldu.Onun o gözlerde görmek istediği herhangi bir renk değildi.O gözlerde kendi aşkla bakan gözlerini görmek istedi.Ruhu seyretmenin en güzel yanı kapalı gözlerdir. Ömer Selim usulca Feyza'nın derinliğini bilmediği ruhunu kapalı gözlerinden seyretti ve bunu kendisi dahi farketmedi.Ama önemli olan göz değil, gözün içindeki bakıştır. Eser yazarın ilk eseri olmasına rağmen büyük bir zevkle okudum.Kesinlikle tavsiye ederim.
İdris Kalkan
İdris Kalkan
Hayat Aşk ve Ölüm
Hayat Aşk ve Ölüm
GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİN SUFİ MEŞREPLİLERİN KIRK KURALI: Birinci Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat
GÖNLÜ GENİŞ VE RUHU GEZGİN SUFİ MEŞREPLİLERİN KIRK KURALI: Birinci Kural: Yaradanı hangi kelimelerle tanımladığımız, kendimizi nasıl gördüğümüze ayna tutar. Şayet Tanrı dendi mi öncelikle korkulacak, utanılacak bir varlık geliyorsa aklına, demek ki sen de korku ve utanç içindesin çoğunlukla. Yok eğer, Tanrı dendi mi evvela aşk, merhamet ve şefkat
Reklam
Rückert’in Mevlâna’yı Anlama Tarzı Üzerine
Friedrich Rückert, Mevlâna Celâleddin âşığı bir Alman şairidir. Onu Alman/Batı dünyasına tanıtmak amacıyla Divan"ından ve Mesnevî"sinden çeviriler yapmış, ömrünü bu aktarım faaliyetiyle anlamlandırmıştır. Yaptığı iş, sadece bir çeviri değildir; fakat aynı zamanda bir karşılaştırmalı edebiyat araştırması, bir metinler arasılık
420 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitapların bir ruhu olduğuna ve sizin ona ihtiyacınız olduğunda karşınıza çıktıklarına inanır mısınız? Ben inanıyorum. Bu kitapla tanıştığımda 26 yaşlarımdaydım, beni kitaplara yaklaştıran da bu kitaptı.. Kitap yorumu yaparken bile hislerim hala o kadar taze ki heyecanlandırıyor beni.. Mecazi aşkın düşünceleriyle boğuşurken ilahi aşkı hatırlatan bir kitaptı benim için; o yüzden anlamı çok büyük bende. Bu kitapla hayatımı ve bakış açımı çok fazla değiştirdim. Elif Şafak'ın en güzel en etkileyici kitabı olduğunu söyleyebilirim. Yazarın bir çok kitabını okudum ama hiçbiri bu kitap kadar hissettiklerimi karşılamadı. Size de kesinlikle tavsiye ediyorum. Mutlaka edinin ve okuyun.. Insta: simayinkitapligi
Aşk
AşkElif Şafak · Doğan Kitap · 200966,9bin okunma
Mecazi aşkın ruhu...
Açma pencereni perdeleri çek. Mona Roza seni görmemeliyim. Bir bakışın ölmem için yetecek... (Sezai Karakoç)
KİTAP – TENZİL – VAHİY
Özettir Prof.Dr. Şaban Ali Düzgün KİTAP: Kur’an kendinden ‘kitab’ olarak bahsettiğinde, henüz vahye ve tenzile konu olmamış sözlü (kavli) bir formu söz konusu etmektedir. Kitab ilahi bilgiyi ifade etmekte, bu bilginin peygambere bildirimi ise vahiy ve tenzil olarak adlandırılmaktadır. Bu durumda kitap, Allah’ın ilmini ve hükmünü (ilahi otorite)
Reklam
Ney Üflemek Aşktır
' “Dinle neyden nasıl hikâyet eder Ayrılıklardan şikâyet eder.” - Mevlana Zirâ o birşeyler anlatmada Ayrılıklardan şikâyet etmededir.