Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
“Anlamıyorlar onlar beni. Uygun bir ağız değilim ben bu kulaklara. Sanırım çok uzun zaman yaşamışım dağlarda. Bakın, bir yıldırım habercisiyim ben. Fakat onlar orada duruyorlar ve gülüyorlar bana.” Nietzche Böyle Buyurdu Zerdüşt kitabında halka seslenip, istediği sarsıcı etkiyi elde edemediğini fark ettiğinde hislerini bu satırlarla anlatmıştı.
Yürek yanarken dua etmeyi ganimet sayınız. (Yedi Meclis,Mevlana)
Reklam
Meclis bahçesinde mangal yapan milletvekili rahatlığıyla ve laubaliliğiyle uyandım bugün. Belli ki içimdeki parlamentoda en azından bugün çok kavga olmayacak.
MİLLETVEKİLİ (depute) . Milletvekili olmak, şan ve şöhretin doruk noktası demek. - Meclis'e şiddetle karşı çık­malı. - Çok fazla geveze var orada. - Hiçbir iş yapmıyorlar.
Sayfa 199-200
Mustafa Kemal yanımda duruyor ve kalabalığın ateşiyle ısınıyordu. Kim bilir neler hissediyordu? Kim bilir, o insanlara bakarken neler görüyordu? Uğruna kendinden vazgeçtiği Anadolu halkının coşkusu ile büyülenmiş, yüzlerindeki umudu izliyordu. O birkaç dakika boyunca, umut, güneşten daha parlaktı, asker. Daha sıcak. Dokunup hissedecek kadar gerçek. Çünkü durmuştu hayat. O andan başka zaman yoktu. Ne öncesi ne sonrası. (23 Nisan 1920, Ziya Hurşit Mustafa Kemal ile meclis balkonunda)
Ziyan
Ziyan
Bilge Kağan’ın (716-734) ileri sürdüğü teklifler (Gök Türk şehirlerinin etrafının surla çevrilmesi ve Budizm’in ülkede propaganda edilmesi) meclis tarafından kabul edilmemişti. Bu meclis kağanı meşrulaştırdığı gibi, gerekçe göstererek reddebiliyordu. Mesela, 581 yılında Ta-lo-pien’i annesi Türk olmadığı için kağan olarak tanımamış, yerine amcası Işbara’yı cesur ve kahraman olduğu için kağanlığa layık görerek onu seçmişti. Kağanların devleti çok sert idare etmeleri, kötü davranmaları, milletin isyanına sebep oluyordu. Çin kaynaklarına göre Gök Türk kağanı Kapgan’ın halka kötü davranması yüzünden, Gök Türk ülkesinde sık sık isyanlar çıkmış, nihayet bunlardan birinin bastırılması akabinde Kapgan, ormana pusu kuran asi Bayırku boyunun reisi tarafından öldürülmüştü (716). Bu olay bir bakıma kendisine kötü davranan kağana karşı Gök Türk halkının tepkisiydi.
Reklam
Türkiye siyasal yaşamına, yani tek partili otoriter bir sisteme, demokratik Batı ülkelerinin küçümseyerek baktığını biliyordu. Bundan rahatsızdı. Tek partili rejimde hükümet Meclis'te eleştirilmiyordu. Milletvekilleri sadece yeniden seçilmenin kulisini yapıyordu. Mustafa Kemal kararını vermişti; Cumhuriyet Halk fırkası yanında Mecliste bir parti daha olmalıydı. Fırkanın adını Mustafa Kemal koydu: Serbest Cumhuriyet Fırkası
Sayfa 349Kitabı okudu
560 syf.
10/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Liderin Yolu-2
"Meclis bir nazariye değildir. Bir hakikattir ve hakikatlerin en büyüğüdür." -Mustafa Kemal – “Ordudan gelen, ihtilâller, harpler içinde, sistemli ve gerçek mânâsında bir kültür hazinesini biriktirmeye elbette ki vakit bulamayan Mustafa Kemal'in, o karışık günlerde, o birbirine zıt akımlar, eğilimler ve fikir çatışmaları arasında,
Tek Adam - Cilt 2
Tek Adam - Cilt 2Şevket Süreyya Aydemir · Remzi Kitabevi · 20171,487 okunma
318 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
‘’Benim bildiğim ki insanoğlu sürgün muhacir bir yaratıktır. Bir kuşlar böyle muhacirdirler. Bir bu gariban insanlar.’’ Doğduğun yer miydi memleket yoksa doyduğun yer mi? Yedi ceddinin yattığı, soyunun var olduğu, Adem ve Havva’nın gönderildiği yer miydi? Bir yuva var mıydı gerçekten insan için şu yeryüzünde, burası benimdir diyebileceği?
Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana
Fırat Suyu Kan Akıyor BaksanaYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20206,5bin okunma
Göktürklerde Meclis (Toy)
Gök Türklerde meclis kelimesinin karşılığı "toy" idi. Bütün diğer Türk lehçelerinde ve Türkçeden geçtiği bütün yabancı dil­lerde de meclis, toplantı anlamına gelmektedir. Bu meclisin üyelerine "Toy­gun" (Çince Ta-kuan) denirdi. Gök Türk kağanları meclisin tabii başkanı oluyorlardı. Kağan olmadı­ğı zaman meclise hanedana mensup olmayan Aygucı ve Ögeler başkanlık ederlerdi. Bu kişiler ayrıca başbakan konumunda idiler. Önemle belirtmek gerekir ki çok önemli bir hukuki kurum olan meclis (toy) Gök Türk tarihin­de mühim yer tutmuş, hükümdarların tahta geçirilip indirilmesinde büyük roller oynamıştır. Toylarda önce dini-milli törenler yapıla­rak başlanır, devletin bütün meseleleri görüşülür, sonra ziyafetler verilirdi.
Reklam
Taht-ı Saltanat ile teneşir arasında ne kadar mesafe olduğunu bilirim
"Ecnebiler pek bî-amân!.. Gece gündüz ne çektiğimi bir Allah bilir, bir ben bilirim. Bizi tazyik ile Meclis-i Meb'ûsân'ı dağıttırdılar. Fikirlerini ihsas değil, adeta açıktan açı- ğa ihtar ediyorlar. Ben, meşrutî bir hükümdar olduğum halde, güyå mutlak bir hüküm- dar imişim gibi muamelelerde bulunuyorlar ve doğrudan doğruya bana
Sayfa 806 - Sultan Mehmed Hân-ı Sadis (1913-1922 M.; 1336-1340 H.)Kitabı okudu
1.500 öğeden 15bin ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.