322 syf.
·
Puan vermedi
Bir kitabın hissettirdikleri
Bu kitabı okurken hayal kırıklığına uğramışlığın, tam kazanacakken her şeyi kaybetmişliğin zihninizi sardığını hissedebilirsiniz. Kitabın genel düşüncesi her şeyimiz çok iyiyken içimizdeki bazı kişilerin basiretsiz kararlarıyla bu hale geldik, tanzimat fermanı olmasa çok iyiydik gibi tek düze indirgemeci tespitler olduğunu göreceksiniz. Size küçük bir örnek olarak kitapta Halide Edip'in bir ABD ajanı olduğu ima ediliyor. Sebebi ise malumunuz 1.Cihan Harbinden sonraki süreçte ABD mandasını savunmasıdır. Şimdi bu cümleyi sıradan birisi etse önemsemeyebilirim fakat medeniyet aklı isminde bir kitapta bunlar geçerse şöyle düşünürüm bu akıl nasıl bir akıl ki o dönemde yaşayan insanların tek çıkar yol olarak manda sistemini görmelerini bunun da sebebinin ABD gibi uzak bir ülkenin nasıl olsa burada tutunamayıp er yada geç ülkesine geri döneceğini döndüğünde de bağımsızlığımızı kazanabileceğimizi düşündüklerinden bunu savunduklarını düşünmek yerine dümdüz bu ve bunun gibiler vatan hainiydi diyebiliyor. Bu küçücük bir örnek tabi. Kitapta neredeyse her sayfada tarihten alınan bir gerçeğin tek düze bir şekilde yorumlanması ve tahminde bulunulmasını böylece hamasi duyguları okşayarak toplumun fayhatlarını derinleştirildiğini göreceksiniz. Elbette faydalı yanları da var. Yapmaya çalıştığı şeyi hamasetten uzak bir şekilde yapmış olsa bu söylediklerimin hiçbirini söylemezdim. Çünkü kitap Osmanlı'nın dünya kültürüne az bile olsa derinlerde gösterdiği bazı etkileri görsel kullanarak çok güzel biçimde vermiş. Keşke bu kadarıyla yetinip, hamaset kısmını okuyucuya bıraksaydı..
Medeniyet Aklı
Medeniyet AklıSavaş Ş. Barkçin · Mostar Yayınları · 2017709 okunma
512 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Bir söz okumuştum evvel vakit önce "Savaşı zenginler çıkarır, fakirler ölür" diye. Ne kadar yerinde bir sözmüş aslında hissedebilene. Erik Ağacı yüreğinizin bir yerinde acıyı barındırıyor. Kitabın sonu mutlu bitse de buruk bir mutluluk aslında. Çekilen onca acı, gözyaşı, keder, açlık, susuzluk, işkence.. daha niceleri... İşte bunları görüpte insanın mutluluğu tam yakalaması mümkün olamıyor. Bir dönem Almanya'nın başına çorap ören bir Hitler vardı. Zayıfa acımanın doğaya ihanet olduğunu söyleyecek kadar zalim bir siyasî. Sonra ne mi oldu; medeniyet dediğimiz tek dişli canavarın yolundan gidenler Avrupa'nın göbeğinde soykırıma başladı. İnsanın aklı hafsalasının alamayacağı şekilde bir soykırım. İkinci Dünya Savaşı geçti bu yeryüzünden ve soykırım yapan bir Hitler. Tarih zalimi de unutmaz mazlumu da. Ama tarih hep tekerrür edip durur bu zaman çarkında. Hitler'in zulmü altı yıl sürmüş ve peki ya siyonist İsrail'in ki ne zamana bitecek??? İşte Erik Ağacı Hitler'in Almanya'sında yapılan zulmü ele alırken bu zulmü katlanır kılan bir aşk hikayesini ele alıyor. Christina ve İsaac'ın aşk hikayesi. Bulunduğu yere kök salıp orda çiçeklenenlere selam olsun.
Erik Ağacı
Erik AğacıEllen Marie Wiseman · Arkadya Yayınları · 20163,315 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Bismillahirrahmanirrahim, "Sanman taleb-i devlet-i câh etmeye geldik Biz âleme bir yâr için âh etmeye geldik". Yenişehirli Avni kitapta da anlatıldığı gibi demek istiyor ki, biz bu dünyaya makam mevki için gelmedik, biz bu dünyaya bir yâr için "âh" etmeye geldik. Âh etmek demek Allahu Teâlâ'ya tekrardan dönmeyi istemek
Âleme Bir Yâr İçin Âh Etmeye Geldik
Âleme Bir Yâr İçin Âh Etmeye GeldikKemal Sayar · Truva Yayınları · 2021875 okunma
`Kalbin aklı olan iman, insanı Allah'a bağlayan yetidir.
Rızâ Nûr:
“Dünyada en büyük iftiharım Türk yaratıldığımdır. Bu kadar tarih okudum. Türk kadar kahraman, mert, iyi yürekli, zeki ve aklı selim sahibi insan, Türk kadar büyük ve yüksek bir tarihe malik bir millet görmedim. Bu kadar millet tanıdım, bugünkü medeniyet aleminde en yüksek mevkie çıkmak için lâzım olan kabiliyetleri kendinde ve yurdunda bunun ki kadar toplamış olanını görmedim. Türklük bende sönmez, tükenmez bir aşktır. Her sevginin fevkinde bir sevgi halinde gönlümde, göğsümde yaşar. Bütün varlığımı kavrıyan, bu ilahi ateşin beni yakması pek tatlıdır: yaktıkça bana zevk, sevinç verir. Sade odur ki beni yaşatır. Türk yaradılışımın şükrünü ne türlü ve nasıl bir hizmetle eda edebileceğimi bilmiyorum. Belki bu şükrü bir azıcık eda eder diye bu eseri yazıyorum…”
Sayfa 25
Evet, Batı’nın yıkıcı ve ikiyüzlü karakteri açık… Ama bu, Müslümanların sorumluluğunu azaltmıyor. Müslümanlar, Batı ile uğraştıkları kadar kendi eksikleri ile uğraşmıyor. Istisnalarımız hariç 200 yıldan beri böyle yapıyoruz. “Madem Batı bu şekilde güçlendi, o zaman biz de ne olursa olsun onun kadar güçlü olmalıyız.” mantığıyla hareket ediyoruz. Bu yanlış mantık bize belirli bir güç kazandırdı, ama bu arada ahlâkı kaybettik.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.