Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
O zamanlar, Avrupa ve Ortadoğu arasında "medeniyetler çatışması"nın kaçınılmazlığının hiç bahsi geçmiyordu. Bu durum bazıları için 1920'de emperyal güçler tarafından imparatorluğa dayatılan savaş sonrası antlaşmayla doğan hayal kırıklığı sonucu ortaya çıkacaktı. Ancak imparatorluğun zayıfladığı yıllarda, birçok tartışma Avrupa'nın tanımladığı modernitenin Ortadoğu toplumlarına nasıl tanıtılacağına yoğunlaşmıştı. İster Avrupa ister Ortadoğu bağlamında olsun, modernite tanımlanması zor bir kavramdır. Modern olmak istatistiksel veriyle ölçülebilir mi? Eğer öyleyse, hangi veriler önemlidir? Ya da modernite sadece bir ruh hali midir? 20. yüzyılın bitiminde, Arap yazarların "modern" düşünceyi ifade etmek için seçtikleri iki kelime hadis ve asri idi. Her iki terim de, şu anda, "şimdi"de olan anlamını taşıyorlar ve bu nedenle de yazarların bu terimlerle tam olarak ne ifade ettiklerini anlamamıza ciddi anlamda katkıda bulunmuyorlar. Modernitenin Ortadoğu'daki savunucuları onu geçmişle bir kopma olarak anladılar. Öte yandan, geçmişin hangi kısmı gözden çıkartılabileceği ve geçirgen modernliğin devamlılığı- na uyması için nelerin güncellendiği gibi meseleler yazılı medyada süregelen tartışma konularıydı. Tüm miras alınmış gelenekleri atılması gereken safralar olarak gören birkaç radikal de vardı ama çoğu böyle değildi. Bilakis, entelektüellerin çoğu geleneğin ahlakının geleceğin bilimsellik kisvesine bürüneceği bir uzlaşmayı amaçladılar. Modern çağ hakkında, yazılanların çoğunun amaçladığı şey, büyük bir sosyal veya siyasi devrimdense, Arap toplumunun dönüşümüydü.
Sayfa 212Kitabı okudu
Pembe gözlüklerinizi takın,çünkü dünyayı bir daha pembe görmek için bunlara ihtiyacınız olacak.
Reklam
Gerçek bir "medeniyetler çatışması" sağırların konuşması gibidir, kimse bir diğerinin ne söylediğini anlayamaz.
Sayfa 175 - KolektifKitabı okuyor
544 syf.
8/10 puan verdi
·
22 günde okudu
1927-2008 yılları arasında yaşamış olan Huntington, uzun yıllar Harvard Üniversite’sinde uluslararası ilişkiler ve siyaset bilimi alanında dersler vermiş, ABD Savunma Bakanlığı’na danışmanlık yapmış, tüm dünyada hem çok eleştirilen hem de yazdığı her makale büyük yankı uyandıran bir siyaset bilimcidir. 1996 yılında yazdığı Medeniyetlerin
Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kurulması
Medeniyetler Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden KurulmasıSamuel P. Huntington · Okuyan Us Yayınları · 2018322 okunma
Batı'nın Dünyadaki Hâkimiyeti,
Fikrî, dinî ve Ahlâkî Mükemmelliğine Değil, Organize şiddet uygulayabilme Becerisine bağlıdır... Medeniyetler Çatışması - Samuel P. Huntington
Reklam
Bence mesele 'medeniyetler' ya da 'cehalet' çatışmasından çok 'önyargılar çatışması'.
O zamanın dünyasıyla, bu günün dünyası. Prof Huntington'a göre bu sorunun adı Medeniyetler Çatışmasıdır. Bazıları buna din savaşları adını veriyor. Edward Said, bu sorunun adını Cehalet Çatışması olarak koyuyor. Batı ve Doğu diye adlandırılan medeniyet biçimleri, birbirini tanımıyor. İletişimin bunca ilerlediği bir dönemde hala Cahiliye dönemini yaşıyoruz.
Olmadığımız şeyden nefret etmeden olduğumuz şeyi sevemeyiz. Duygusal riyakârlıkla geçen uzun bir sürenin sonunda acı verici şekilde yeniden keşfettiğimiz eski hakikatlerdir.
"Gerçek bir medeniyetler çatışması sağırların konuşması gibidir, kimse bir diğerinin ne söylediğini anlayamaz."
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal Atatürk Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıntılarından yeni bir Türkiye yarattı ve hem Batılılaşmak hem de modernleştirmek için muazzam bir çaba sarf etti. Atatürk bu yolda ilerlerken ülkenin İslami geçmişini reddederek Türkiye’yi “kutuplaşmış bir ülke” ve dini, mirası, gelenekleri, kurumları Müslüman olan ama yönetici elitleri tarafından modern, Batılı ve Batı’ya uyumlu olması için çalışan bir toplum haline getirdi.
İslam’da Tanrı Sezar’dır; Çin ve Japonya’da Sezar Tanrı’dır; Ortadokslukta Tanrı Sezar’ın küçük ortağıdır. Kilise ile devletin birbirinden ayrılması ve aralarında sürekli tekrarlanan çatışmalar Batı medeniyetini simgelemektedir ve bu durum başka hiçbir medeniyette var olmamıştır. Otoritenin bu şekilde ikiye ayrılması Batı’da özgürlüğün gelişmesine muazzam bir katkı sağlamıştır.
Yalnızca toy bir kibir Batılıları Batı’nın eşyalarını kullanmanın Batılı olmayanları “Batılılaştıracağını” düşünmeye itebilir.
1.088 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.