pehlivan "senin için ağrıyor" dedi.
mürşit içinin ağrısından konuşmak istemiyordu, anlatabilmek için bomboş sözler edecek, kimsenin anlamayacağı, sıkılıyorum işte, sebebi yok diyecek, başka ne söyleyebilir ki. ama ihtiyarın gözlerinde bunca yıllık karısından bile rastlamadığı bir anlayış gördü. kendini tutamadı.
"çok" dedi inleyerek.
"dermanı yok mu?"
"sebebi yok ki dermanı olsun."