Zor geliyordu ona. Herkes onun yaşadığı acıdan söz ediyordu. Dağ gibi adam yıkılmıştı. Zaman herşeyi ilacıydı, ama geçmiyordu işte, bir türlü geçmiyordu.
Cevabı olmayan onlarca soru vardı aklında.
Reklam
Sıfır, yokluğu; Bir varlığı simgeler... İki diye bir şey yoktur. İki, birin gölgesinden başka bir şey değildir. Gölge, aslına tâbidir.
Dünya, her yeni güne biraz daha mutsuz uyanıyor. Savaş, kıtlık, yoksulluk, kan ve gözyaşı; haber bültenlerinin tek değişmeyen yüzü. Dünyanın her yerinde, her gün onlarca, yüzlerce hatta Binlerce insan ölüyor. Peki niçin? Ne adına?
Dünya, çetin bir imtihanın içinde. Dünyaya hükmetme iradesini elinde tutmak isteyen güçler, kendi sonlarını da hazırladıklarının farkında değillerdi belki de. Onlar için güç, daha çok sömürtü, daha çok kan, daha çok gözyaşı demekti. Ama bir yerde yanılıyorlardı. Hiçbir zalim, zulmüyle abat olmamıştır, olamaz da. Ve beklenen kıyamet, aslında insanlığın sonu değil yeni bir hayatın başlangıcı. Adaletin, huzurun hakim olduğu; savaşların, kıtlığın, korkunun, kan ve göz yaşının kol gezmediği bir hayat.
Habil ve kabil ile başlayan bir süreç, kıyamet saatinde noktalanacak. Ve insanlık, Bilinçli bir şekilde bu sona yaklaşmakta.
Reklam
210 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.