Rauf Orbay'ın bahsettiği meşhur Cuma selamlıkları, 16 Mayıs 1919 tarihine kadar devam etmiş, 15 Mayıs'ta Vahdettin'le baş başa görüşen Mustafa Kemal, ertesi gün de Cumadan sonra padişah tarafından yeniden kabul edilmiş ve görüşme sonrasında da vedalaşmışlardı.
Ertesi sabah bakanlarla da vedalaşan Mustafa Kemal'i İçişleri Bakanı Mehmed Ali Bey uğurlamış ve kendisine örtülü ödenekten 1000 altını, makbuz karşılığında teslim etmişti. Yani Mustafa Kemal Paşa'nın İstanbul'dan kırık dökük ve pusulası bozuk Bandırma vapuruyla kaçarak gittiği kesinlikle doğru değildir. Olamazdı da zaten. Nitekim Boğaz'daki İngiliz gemileri arasından geçmesi, ancak Harbiye Nazırı'nın mührü ve hemen aynı gün Vahdettin'in imzasıyla, dahası 5 Mayıs'ta resmi gazetede yayınlanmasıyla, yani resmî izinler dâhilinde mümkün olabilmiş, İngiliz yetkililerin onayı da dahi alınmıştı.
Bu mudur ihanet?
Sayfa 156 - Timaș Yayınları, 7. Baskı (2008)Kitabı okudu
Öncelikle şunu üzülerek söylüyorum ki,
ilk kez bir Tarık Tufan kitabı okurken sıkılmalar yaşadım.
Çünkü yazar; bugüne kadar olan kitapları arasında ilk kez, neredeyse bir sayfaya varan mekân ve karakter betimlemelerine girişmiş.
Bu noktada bana biraz edebiyatımızdaki ilk psikolojik roman özelliği taşıyan Mehmed Rauf'un 'Eylül' romanını çağrıştırdı.
Bazı kısımlarda 'Tamam, hadi, sadede gel.' demek geçiyor insanın içinden.
Daha çok, karakterlerin iç dünyaları,
iç çatışmaları, duyguları ve kendileriyle türlü biçimlerde verdikleri mücadeleler ağır basıyor.
Ama o ilk başlarda ağır ilerleyen betimlemelerin ardından bir anda olay örgüsü zincirleme olarak hızla gelişmeye başlıyor ve bir sonraki bölümde kahramanların neler anlatacağı merakından kitabı elinizden bırakamıyorsunuz.
Hüzün romanın başından sonuna ağırlığını koruyor olsa da okunmaya fazlasıyla değer bir kitap.
KaybolanTarık Tufan · Doğan Kitap Yayınları · 20203,103 okunma
Düşündükçe Suad'ı değil, onun ruhunu, sade ruhunu sevdiğini görüyordu. Bu büsbütün başka bir aşk, yeni bir aşktı.
Onu, ele geçiremeyeceği, sahiplenemeyeceği, başka hiçbir kadında bulamayacağı için seviyordu. Bakışı için, gülümseyişi için seviyordu.