Şairliği reddeden Şair ruhlu Akif
Neşe ve hüzün arasında gidip gelen hayatının sayfalara nakşedildiği kitapta okuyucuyu sarıp sarmalayan, Allah'ın kendine yakın kullarını ağır sınavlara tabii tuttuğuna bir kez daha şahit oluyoruz. Peygamberler, veliler, arifler, yandıkça pişenler, çile kabında erenlerin yolundan geçen hayat hikâyesini Yazar Sevda Kıdeyş akıcı bir dile ile kaleme aldı.
Dünya tasasından geçmiş bir Sofi'nin nazarı var Mısır Apartmanı'nda. Yalnızca Allah'a kulluk için yaşamış o dev şairi, maddeden hicret edenler anlayabilir ve anlatabilirler. Dünyaya mana penceresinden bakanlar görürler ancak ondaki gönül zenginliğini.
Abbas Halim Paşa'nın Mısır Apartmanı'nda mahzun bir hal ile son nefesini veren Mehmet Akif, Sevda Kıdeyş, Mısır Apartmanı'nda ışık ışık gözleriyle, dimdik ve vakur endamıyla aramıza dönüyor. Yunus Emre 'âşıklar ölmez' dememiş miydi? Bu roman ile ölümsüz bir ruh ve vakur bir âşık olan Mehmet Akif yeniden can buluyor.
Fatih Sultan Mehmet ile alakalı sayısız kitap yazılmış olsada bunların bir çoğunu dikkate almamak gerekir. Padişah tüccarlığı yapmaktan öteye gidemeyen bu kitaplardan uzak durun. Ciddi anlamda arşiv araştırması yapmadan piyasaya sürülen bu kitaplar içinde ışık saçan Halil İnalcık'ın Fatih Sultan Mehemmet kitabı ile Franz Babinger'in işbu
Kitabın adı:Hiçbiri
Yazarın adı:Suat Derviş
Sayfa sayısı:254
Seza küçük oğlu Mehmet ve dadısı üçü birlikte yaşar. Babamız vefat etmiş.
Seza çok güzel ve gençtir. Seza Atıfla arkadaş olur olmasınada Atıf evlidir. Atıf Seza'nın ölen kocasından kalan paraları iş ortaklarında alması için yurtdışına gitmesine yardım eder.
Oğlu ile birlikte uzun bir tren yolculuğu sonucunda Almanya 'ya ulaşırlar. İşlemler uzun sürer bu arada oğlu hastalanır tedavi uzun ve masraflıdır. Seza çok zorluk çeker para eline geçer ama oğlunu kurtaramaz babası gibi Verem olmuştur. Oğlunu Almanya'da toprağa verir. Seza hwrgün oğlunun mezarına gider gelir aradan 3 yıl geçmiştir parası bitmek üzeredir. Memleketine dönmek zorda olsa döner ,hayatla bağı yoktur yaşamıyor gibidir günlerden birgün ilk gençlik aşkı Yusuf'a karşılaşır.
Aradan 19 yıl geçmiş konuşurlar konuşurlar Yusuf'u evinde ve Seza kalkar çantasına bakar ki bir 50₺ geri verir ve çıkar veeeee......
#cevizyorumluyor #fenabirgece #halidziyauşaklıgil
Merhaba Ceviz'in müritleri. Bu ay da #lacivertklasikler den bir kitap seçtim. İki aydır hayal kırıklığı yaşıyorum bu seriden seçtiklerimde.
İçerisinde 5 adet kısa öykü var.
Evliliğe Düşman: 40 ında dahi evlilik karşıtı düşünceleri olan bir adam 50 sine gelince evlenmek istediğini duyurur ama ilgiyi öyle sever ki 60 ın kadar evlenmek istemediğine karar verir. Kadın erkek qrası farklar hoş olmayacak şekilde yansıtılıyor. Dönemde kadınlar hakkındaki görüşler kötü. 5/5
Kara Haber: 20 yıldır birlikte ılduğu karısının ölüm haberini açmadan karısı hakkı da düşüncelere dalar anlqtıcı. Kadını düşünmekten ziyade kadının kendi gözü dışardalıklarına verdiği tepkiler aklına gelir. Sübyancı ve iğrenç bir adam. Hayalleri kısa sürdü. 4/5
Kırda Aşk: herkesi peşinden koşturan ama hiçkimseye yüz vermeye salimeyi birbirinden hazetmeyen süleyman ve mehmet görürler. Salime mehmeti beğenir ve onla buluşmaya başlar. Ancak istediğin alamayınca araları soğur. Bu sefer süleyman'a şarkı söylemeye başlar ve iki adam kariı karşıya gelirler 5/5
Günlükten Alıntı:sevdiği kızın yarım kulağınna bir çare bulacağını düşünen bir adam bir cerraha gider. 2/5
Fena Bir Gece: uşaklıgil'in nadir tekinsiz öykülerinden. Vapuru kaçıran bir adam büyükbabasının köşküne sığınmak ister ve fırtınalı bir gecede oraya yol alır. 5/5
Sonuç: baya beğendim kitabı. Son hikaye daha uzun olabilirdi. Tavsiye ederim
136 syf.
·
Not rated
Kitabımız Le Bon'un kitle psikolojisi kitabının kısa bir özeti ile başlıyor. Freud burada Le Bon'a katılmadığı kısımlardan kısaca bir bahsediyor.
Freud ile Le Bon'un kitlenin psikolojisini tarif etmelerinin arasındaki farktan şöyle bahsedebiliriz:
1) Le Bon için kitle kısa süreli var olur. Freud için bu durum söz konusu değildir.
Kitap adından da anlaşıldığı gibi Sultan II. Murat'ın oğlu Fatih Sultan Mehmet'e çocuk yaşta bir şehzadenin anlayabileceği bir dille yaptığı ahlaki öğütlerden meydana gelmektedir.
Eser Venedik Balyoslarından Andrea Coscolo tarafından II. Murat devrinde kaleme alınmış, uzun süre işe yaramaz bir durumda kaldıktan sonra torunu Balyos Marino de Cavali tarafından 1559 tarihinde Saray tercümanlarından Tercüman Murad Bey'e tercüme ettirilerek Osmanlı padişahı Kanuni Sultan Süleyman'a takdim edilmiştir.
Kitap hem orijinal Osmanlıcasının Latin harflerine çevrilmiş halini hem de Günümüz Türkçesine çevrilmiş halini içeriyor.
Nasihatler ağırlıklı olarak ihtiyarlık ve olgunluk üzerine diyebilirim. Tarihimize ilgi duyan herkese okumalarını tavsiye ediyorum.
