Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Prof. Dr. Mehmet Görmez bir sohbetinde şöyle ifade ediyor durumumuzu: “Yeni bir uygarlık doğdu. Sanal uygarlık. Bu uygarlık bütün katılımcılarını pasif birer seyirciye dönüştürüyor. Bu uygarlığın en büyük hareket noktası akıl değil gözdür. En büyük eylemi düşünmek değil bakmaktır. Müşahede etmek değil seyretmektir. Göz bu uygarlıkta bir nazar aracı değil bir arzu, istek, şehvet aracına dönüşüyor. Bu da beraberinde bencilliği, duyarsızlığı, doyumsuzluğu getiriyor. Şiddeti doğuruyor. Bu sanal ekran uygarlığında insan hem kendisiyle hem âlemle ilişkisini hakikat üzerine değil, suret ve görüntü üzerinden kuruyor. Bu uygarlık insan hayatında görsel idraki egemen kılıyor. Görsel idrakin egemenliği, aklın idrakini zayıflatıyor. Kalbin idrakini bir çeşit ölümle karşı karşıya bırakıyor. İnsan idrak sahibi bir varlıktır. İdrak hem mantık hem felsefe hem psikolojinin kavramıdır. İnsan kendisi dâhil dışarıdaki âlemi aklıyla ve kalbiyle idrak eder. İnsandan istenen külli bir idrakle hareket etmesidir. Aklı ve kalbiyle. Yalnız duyu organlarıyla değil. İnsan ancak böyle bir idrakle iman edebilir. Ancak böyle külli bir idrakle madde ve manayı, fizik ve metafiziği,mülk ve melekût âlemini birlikte kavrayabilir.”
Azizim! Bu davayı kaybedersen sonsuzu kaybedeceksin sonsuzu!
Reklam
Nedir bu insanlıktaki, varlığımızın derinliklerindeki çürümüşlüğün kötü kokusu, bu çamur, bu fırtına? Pisliğin, bir daha kalkmamak üzere, temizliği yaralaması niçin?
Sayfa 173
İnsan eminim zannettiği şeylerde o kadar çok yanılır ki...
Sayfa 255Kitabı okudu
Kul der ki: İşlerimi halledip Allah'a yöneleyim. Rabbi der ki: Bana yönelin, işlerinizi halledeyim.
Akif'in kaleminden...
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya. Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp
Reklam
Seyfi Baba
Kim kazanmazsa bu dünyâda bir ekmek parası: Dostunun yüzkarası; düşmanının maskarası!
Sayfa 129 - Ötüken Neşriyat, İstanbul, 2021
Sen çok güzelsin dedin Biliyorum, dedi o Güldün sen, Nereden biliyorsun dedin O gülümsedi kar gibi Çünkü seviyorum ben, dedi Seni, dedi Seven güzeldir Yaralandın O yara geçmiyor.
Yine bir kalp düştü ayaklarıma Yine bir göz takıldı kaldı yüzüme Yine bir savaşın kargaşası içinde Benim aşkım soğuk bir kalbe baskın çıktı ... Bana diyor, ey sıcak kucak İşvelerinle mest et beni; sana divâneyim Ben ona diyorum, hey yabancı Vazgeç benden; sana bigâneyim
Sayfa 269 - YKYKitabı okuyor
Reklam
Abdülhamit, İsamcıların tarihte referans alabileceği, siyaseten ve ahlaken en kirli ve en sorunlu isimdir. Çünkü, sadece aydınlanma ve modernleşme yanlılarının değil, Ali Suavi ve Mehmet Akif Ersoy gibi Müslüman kimliği önde olan aydınların bile şiddetle karşı çıktığı, onlara da zulüm uygulayan bir zalimdir. Yeni rejimin referansı yapılmak istenen Abdülhamit, yenilikçi ve devrimci fikirlere sahip olduğu için Mustafa Kemal'i bile tam 4 kez tutuklatıp aylarca zindanlara atan sultandır.
Sayfa 100Kitabı okudu
Mobbing Bank Diyor ki;
Türk Fırtınası Nereden bilebilirdim yaşamımın bir fırtına estirmeye ait bir görev olduğunu! Dokuz yaşında aldım ilk yaramı on iki Eylül sabahında! O yara büyüttü beni!
Fransız Materyalizmi ve Marx
Marx, Fransız materyalizminde iki eğilim görür: Birincisi kökenini Descartes'tan alır, doğa bilimine varır. Bu mekanist materyalizmdir. İkinci eğilim kökenini Locke'tan (1632-1704) alır, sosyalizme, komünizme varır.
Sayfa 221 - Kalkedon YayıncılıkKitabı okuyor
Descartes ve Marx
Descartes'ı iki parçaya bölen Marx, Onun idealizm ile materyalizm parçalarının toplamı olduğunu belirtir. Descartes doğaya bakarken materyalisttir; ama gökyüzüne bakarken idealisttir. Mekanist Fransız materyalizmi, Descartes'ın maddeci parçasını alır, idealist (metafizik) parçasını atar.
Sayfa 221 - Kalkedon YayıncılıkKitabı okuyor
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.