Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Nejat Akgün, Ankara Kulübü Yayınları arasından çıkan (1996) "Burası Ankara" isimli kapsamlı kitabında bu olayı anlatırken "Şair Mehmet Akif'in İstiklâl Marşı şiirini yazmış olduğu ev... Kurtuluş Savaşı sırasında "Tacettin Tarikatı Şeyhi" tarafından Burdur Milletvekili olarak Birinci Meclise girmiş olan şaire oturması için ayrılmıştır..." demektedir. Oysa o tarihte burada herhangi bir tarikat şeyhi bulunmayıp "evi" Mehmet Akif'e tahsis eden kişi caminin imamı dedem Tevfik Çiftdoğan'dır. (Dipnot)
Sayfa 85 - Pergamon YayınıKitabı okudu
Uydurukça
Anadolu Türkçesiyle bu millet asırlardan beri edebiyat yapmıştır, müzik yapmıştır. Şiir yazmış, ilim kitabı yazmış, şarkı- türkü okumuş, ilahi söylemiştir. İşte bu derece sağlam ve oturmuş bir Türkçeyi arındırma bahanesiyle bozmaya çalışmışlardır. Bununla yapılmak istenen yaşayan halk dilimizle ve edebiyat literatüründeki dilimizle yeni nesiller arasında bir duvar örmektir. Nitekim onların oyunlarının ve kasıtlarının farkına varamayan bazı çevreler uyduruk dille yazmaya-söylemeye başlamışlardır. Ancak bir türlü milletin sinesinde yer edememiştir. Çünkü karşılarında Anadolu Türkçesi vardır. O dille edebiyat yapan şiir yazan Yunus Emre, Karacoğlan, Mehmet Akif Ersoy, Yahıya Kemal Beyatlı, Ahmet Kabaklı, Necip Fazıl Kısakürek gibi abide edebiyatçılar vardır.
Sayfa 458 - Akgün Yayıncılık, 1. Baskı, 2008Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı'yı Batıran Meşhur Masonlar
Şimdi Osmanlının son zamanlarında isim yapan bazı meşhur masonların isimlerini aktarıyoruz: (İlhami Soysal - Dünya ve Türkiye'de Masonluk ve Masonlar) "Emanuel Karasso (Yahudi), Talat Paşa, Prens Sabahattin, Mustafa Fazil Paşa, İbrahim Temo, Nissim Masliyah (Yahudi), Abdullah Cevdet, İshak Sükuti, Çerkez Mehmet, Agah Efendi, Ali Süavi, Namık Kemal, Ziya Paşa, Sinasi, Enver Paşa, Mithat Şükrü Bleda, Ömer Naci, Nissim Ruso (Yahudi), Bursalı Tahir Bey, Doktor Nazım Bey, Cemal Paşa, Avram Galanti (Yahudi), Kazım Özalp, Mehmet Cavit Bey, Hüseyin Cahit Yalçın, Leon Gatenyo (Yahudi), Selim Sırrı Tarcan, Ziya Gökalp."
Sayfa 263 - Akgün Yayıncılık, 1. Baskı, 2008Kitabı okudu
Mason Jöntürkler
Jön Türklerin pek çoğunun mason olduğuna dair şöyle bir kayıt bulunmaktadır: "Hitler'in sihirbaz Maliye Bakanı Dr. Schacht hatıralarında şunları yazıyor: 'Berlin'dek locam bana Selânikteki farmason bir eczacının adresini vermişti. Yolumu şaşırmış ve oraya nasıl gidebileceğimi sormak için ana caddedeki bir dükkâna girip yardım istemiştim. On dakika geçmemişti ki dükkân hepsi de mason olan düzinelerle kimseyle dolmuş ve bu kişiler bana hizmetlerini arz etmişlerdi. Bir anda bu yabancı şehrin bir sürü sakiniyle ilgi kuruvermiştim Bu suretle öğrenmiştim ki bütün Jön Türk şefleri farmasondur.'" (Mehmet Şevket Eygi-Yahudi Türkler Yahut Sabetaycılar)
Sayfa 262 - Akgün Yayıncılık, 1. Baskı, 2008Kitabı okudu
Hayaller
Bir Hayal olmadan, rüzgar nereden eserse yaşamak ister miydiniz? Fatih Sultan Mehmet'e "İstanbul'u fethetmeye çalışmak, onu fethetmiş olmaktan daha güzeldi" dedirten şey de bir hayaldir aslında. İnsan hayalleri peşinde koştukça canlıdır, yaşadığını hisseder. Hayalsiz kalmışsa bir kişi, artık hazan yemiş dallar gibi dökülmeye mahkumdur.
Sayfa 156Kitabı okudu
HAMDULLAH SUPHİ TANRIÖVER DOĞUM YERİ VE YILI Hamdullah Suphi, İstanbul Aksaray'da Horhor'daki Abdüllatif Suphi Paşa Konağı'nda doğmuştur. Bu konak onun ölümünden sonra İstanbul Üniversitesi tarafından satın alınarak, muhafaza altına alınmıştır. Doğum tarihi ile ilgili olarak muhtelif tarihler 1884, 1885 ve 1886 yılları
Reklam
Memduh Şevket Esendal'ın Kabil Büyükelçiliği döneminde orada görevli olan Dr. Rebii Barkın'la ilgili bildiklerini öğrenmek üzere İstanbul Küçükyalı'daki evlerini ziyaretine gittiğim Esendal'ın kızı Emine Hanımın ikinci eşinin Akgün Sarıdal olduğunu öğrendim. Mülkiye mezunu olan Akgün Beyin babası Mehmet Vehbi Sarıdal I. Dünya Savaşı sırasında Almanya'da tahsil yapmış, savaş sonrasında ortaya çıkan siyasi ve iktisadi buhran sırasında Berlin'de cereyan eden Spartakist Komünist hareketlere katılmıştır. Ondan başka Türk öğrencilerden Vedat Nedim Tör, Nurullah Esat Sümer, Mümtaz Fazlı Taylan, M. Mermi, Sadık Ahi bu eylemlere katılmışlardır. Sarıdal, katıldığı eylemler sırasında elindeki mitralyözle pencereden ateş etmek cesaretini göstermiştir. Spartakistler Türkiye'ye döndüklerinde 20.9.1919 tarihinde Kurtuluş isimli Türk solunun ilk Marksist dergisini neşre başlamışlardır. M. Vehbi Sarıdal'ın bu dergide tercümeleri çıkmıştır. Sarıdal, sonradan Marksist çizgiden uzaklaşmıştır. Annesinin Alman olduğunu ve Almanya'da doğduğunu belirten Akgün Bey, Yunanlıların İzmir'e çıkacakları haberleri ve ülkenin düştüğü sıkıntılardan dolayı Tanrıöver'in gelecek günlerin aydınlık olması temennisiyle o dönemde pek rastlanmayan Akgün'i kendisine isim olarak verdiğini belirtmiştir. Bu ilişki o dönemde Almanya'da sol faaliyetlere katılan aydınların ekseriyetinin Türkiye'ye döndükten sonra bu akımdan uzak durmalarında, Tanniöver'in etkisinin ve telkinlerinin bulunduğunu göstermektedir. Tanrıöver, 1919 yılı Mayıs ayında gemi ile Türkiye'ye dönmüştür.
"Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır." (Hadis-i Şerif) Dergah dergisi yöneticilerine saldırıyı düzenleyenler. Yusufiyeliler insanları, idealleri uğruna mücadele etmenin, bu uğurda her türlü zorluğun üstesinde İslami irade, kararlılık, cesaretle ve özveri ile gelinebileceğini örnekleri olan kişilerdir. Binlerce şehidin
TEZ HOCALARIM Gabor Ágoston ve cennetmekân Halil İnalcık tabe serahu başta olmak üzere, bana çok şey öğreten tüm hocalarıma teşekkür borçluyum. Bunların hepsini anmam mümkün değilse de, Emilio Sola, James B. Collins, John McNeill, Faruk Tabak, Claudio Povolo, Maria Pia Pedani ve bu kitabı yazmam için beni hep teşvik eden Feridun Emecen, Kemal
erdoğan ın ajandası
"usta" nın davetiyle barzani, 50 araçlık konvoyla 16 kasım 2013'te diyarbakır'a geldi. barzaniyi akp m.v. mehmet emin dindar ve şırnak vali v. mustafa akgün; "usta" yı da osman baydemir, leyla zana, sırrı sakık, altan tan ve esat canan karşıladı.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Herakleitos
Onun, "Bilgisizliği gizlemektense göz önüne koymak daha iyidir." sözü, bilmemenin ayıp olmadığı, bu nedenle bilmediğini bilip de öğrenmemenin ayıp olduğu şeklinde değerlendirilebilir.
Sayfa 310 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Herakleitos
Herakleitos'tan kalan fragmanlardan hareketle onun, bilginin kaynağı olarak hem akıla ve hem de duyumlara yer verdiği söylenebilir. O, bilgi kaynaklarından aklın verdiği bilgileri duyumların verdiği bilgilerden daha güvenilir bulmaktadır. Akılı ön planda tuttuğu fragmanlardan birinde o, "Düşünmek herkese ortaktır." demektedir. Bu ifadenin bir benzerinin 1596-1650 yılları arasında yaşayan Fransız filozofu Rene Descartes'ın, Metot Üzerine Konuşma isimli eserinde geçen, "... fakat bu, daha çok, asıl sağduyu ve akıl denilen iyi hüküm vermek ve doğruyu yanlıştan ayırt etme gücünün bütün insanlarda yaratılıştan eşit olduğunu gösterir;..." ifadesinde tekrarlandığını görmek mümkündür. Herakleitos da bu ifadesiyle biraz açılmış şekliyle Descartes'ın söylediğini söylemek istemiştir.
Sayfa 308 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
Heraklitos
Ona göre bu dünyadaki her şey evrensel yasaya göre olmaktadır. Ama insanların geneli bunun farkında bile değildir. Bu nedenle o, insanların bu anlayışsızlıkları karşısında, kendisinden kaldığı bildirilen bir fragmanda, "İnsanlar ebedi olan bu evrensel yasayı (logos), adını duymadan önce de duyar duymaz da kavrayamıyorlar. Her şey bu yasaya göre gerçekleştiği halde, her birini doğasına göre ayırıp açıklayarak ne olduklarını duyurduğum bu tür sözlerde ve eserlerde kendilerini denemeye kalkıştıkları zaman, sanki bunu sezmemişler gibi bir izlenim yaratıyorlar. Öteki insanlar ise uykuda ne yaptıklarını nasıl anımsamıyorlarsa, aynı şekilde uyanıkken de ne yaptıklarını bilmiyorlar." şeklinde şikayette bulunmaktadır. Anlaşıldığı kadarıyla onun asık şikayeti fikirlerinin insanlar tarafından idrak edilememesidir.
Sayfa 293 - Elis Yayınları - 1. BasımKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.