Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
80 syf.
·
Puan vermedi
·
13 günde okudu
Aşçılıktan askerliğe...
Mehmet Akif Ersoy Avrupa gezisinden dönünce soruyorlar; "nasıldı" diye... Diyor ki, "İşleri dinimiz gibi, dinleri işimiz gibi!" * Napolyon'u belirli sıfatlarla anlatabiliriz sanırım. Tutkulu: Napolyon, aşçılıkla başladığı kariyerinde bile tutkulu bir şekilde ilerledi. İşine olan aşkı, sonradan siyasi alanda da başarılı olmasını sağladı. Etkileyici: Napolyon'un liderlik yetenekleri etkileyiciydi. Askeri dehayı kullanarak hızla yükseldi ve Fransa'nın lideri oldu. Stratejik: Napolyon, askeri stratejisiyle savaş alanlarında zafer kazandı. Bu stratejik zekası, onu siyasi arenada da güçlü kıldı. Lider: Napolyon'un liderlik vasıfları eşsizdi. Halkı peşinden sürükleyerek devrimci bir lider haline geldi ve Fransa'nın kaderini değiştirdi. İnançlı: Napolyon, hedeflerine olan inancıyla tanınıyordu. Her zorlukla karşılaştığında pes etmedi ve nihayetinde Avrupa'nın en güçlü liderlerinden biri oldu. Mücadeleci: Napolyon, her zaman mücadele etti. Hem kişisel hayatında hem de siyasi arenada karşılaştığı engelleri aşmak için kararlılıkla mücadele etti. Başarılı: Sonuç olarak, Napolyon'un hikayesi, aşçılıktan askerliğe uzanan bir başarı öyküsüdür. Tutkusu, stratejisi ve liderlik yetenekleri sayesinde siyasi alanda büyük başarılar elde etti ve tarihin akışını değiştirdi. Kitapta bahsi geçen diğer bir karakter ise Piyanist Suhlin. Suhlin, genç yaşta müziğe olan tutkusunu keşfederek piyano çalmaya başladı. Yeteneği ve disipliniyle kısa sürede dikkat çekti ve uluslararası alanda tanınan bir sanatçı haline geldi.
Napolyon
NapolyonWilhelm Adolf Carl Sternheim · Cem Yayınevi · 202045 okunma
Biraz da fıkıh:
"- Dara geldin mi, Şerîat! Sus ulan iz’ansız! Ne zaman câmi’e girdin? Hani tek bir hayrın? Bir kızılbaşla senin var mıdır ayrın, gayrın! Ağzı meyhâneye rahmet okuturken, hele bak, Bana gelmiş de Şerîatçi kesilmiş... Avanak! Hangi bir seyyie yok defter-i a’mâlinde ? Seni dünyâda gören var mı ayık hâlinde? Müslümanlık’ta Şerîat bunu emretmiş imiş: Hem alır, hem de boşarmış; ne kadar sâde bir iş! Karı tatlîki için bak ne diyor Peygamber: “Bir talâk oldu mu dünyâda, semâlar titrer!” İki evlense ne varmış! Bu yenir herze midir? Vâkıâ ba’zen olur, dörde kadar evlenilir... Bu kimin harcı, a sersem, hele bir kerre düşün! Tek kadın çok sana emsâl olan erkekler için. Hani servet? Hani sıhhat? Ne ararsan, mefkûd ; Tamtakır bir kese var ortada, bir sıska vücûd! Sen duâ et ki “Şerîat” demiyor evde karın! Yoksa, boynunda bugün zorca gezerdin yuların! Karı iş görmeyecek; varsa piçin bakmayacak; Çamaşır, tahta, yemek nerde? Ateş yakmayacak. Bunların hepsini yapmak sana âid “Şer’an!” Çocuk emzirmeye hattâ olacak bir süt anan! “Boşarım, evlenirim” bahsini artık kapa da, Hak ne verdiyse yiyip hoş geçinin bir arada."
Sayfa 138 - Beyan Yayınları | Köse İmamKitabı okuyor
Reklam
Asr suresi..
Mehmet Akif Ersoy'un güzel bir manzumesi var. Diyor ki Akif: Hâlikın nâ mütenâhî adı var, en başı “Hak” Ne büyük şey kul için, hakkı tutup kaldırmak. Hani ashâb-ı kiram ayrılalım derlerken Mutlaka sûre-i ve’l-asr’ı okurmuş bu neden? Çünkü meknûn o büyük sûrede esrâr-ı felâh Başta imân-ı hakîkî geliyor, sonra salâh; Sonra hak, sonra sebat: işte kuzum insanlık; Dördü birleşti mi, yoktur sana hüsrân artık!
Âsım
Köylünün halini bilmez, diyerek dinlettin. Hasta meydanda, tedaviye de cidden muhtaç; Yalınız görmeliyim nerde hekim? Nerde ilaç? Nesl-i hazır ki sarık gördü mü, terzil ediyor, Defol ıskatçı diyor, cerci diyor, leşçi diyor ... Hocazadem, ne sülükmüş o meğer vay canına! Diş bilermiş senelerden beri Türk'ün kanına. Emiyor fırsatı bulmuş yapışıp, hem ne emiş ! Kene bir şey mi aceb, ah o ne doymaz şeyimiş ! Ne o kızdın mı?
Fikrî kavmiyeti tel’in ediyor Peygamber!
Arab’ın Acem’e, Türk’ün Kürd'e, Kürd’ün Türk’e üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak takva iledir. Hepimiz Adem'in çocuklarıyız, Adem ise topraktandır. Mehmet Akif'in Safahat'ına bakalım isterseniz, bu konuda o ne diyor? M.Akif'in bu konudaki görüşü şöyle: “Hani milliyetin İslâm idi? Kavmiyyet ne? Sarılıp sımsıkı dursaydın
Mehmet Akif Ersoy diyor ki:
Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem; Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem. Biri ecdadıma saldırdı mı, hattâ boğarım... Boğmasam da hiç olmazsa yanımdan kovarım. Üç buçuk soysuzun ardında zağarlık yapamam; Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam. Doğduğumdan beridir aşıkım istiklâle; Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale.
Sayfa 139
Reklam
18 MART ÇANAKKALE DESTANI
18 MART ÇANAKKALE DESTANI Şair Mesut Kılıçoğlu Çanakkale’yi yazıyorum size, Selâm olsun tüm şehidlerimize. Anlatacağım yiğit Mehmetleri,
456 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Son Cüret
Yaklaşık olarak dört aydir kitaplığımda duran bir kitap. Elimi uzatıp defalarca geri çektiğim okumaya bir türlü cesaret edemediğim sayılı kitaplardandı. Aylar sonra elime alınca da bırakmak istemeyeceğim bir kitap oldu. Okurken duygusal olarak zorlandığım, bu kadarıda olmaz bunu da yapmamışlardır diye sayıkladığım bir kitaptı. Defalarca kez
Son Cüret
Son CüretYılmaz Özdil · Sia Kitap · 20202,946 okunma
288 syf.
·
Puan vermedi
Ayşe Hümeyra Ökten Üzerinden Babası ve Devri Üzerine...
Hatıralar tanıdığımız zatları daha iyi tanımamızı sağlayan bir tür. Biliyorsunuz ben de bu türe biraz düşkünüm. Toprağın altındaki tanıdıkları artırma faaliyeti de denebilir. Toprağın üstündekilerden beklenen verim elde edilmeyince bu alana yöneldik diyerek ofansif bir mizah da yapalım.. Neyse, bir konumuza başlayalım. Ayşe Hümeyra Ökten
Dindar Bir Doktor Hanım
Dindar Bir Doktor HanımAyşe Hümeyra Ökten · Timaş Yayınları · 20191,237 okunma
Nesl-i hâzır ki sarıl gördü mü, terzil ediyor, Defol ıskatçı diyor, cerci diyor, lesçi diyor..
Reklam
Süleyman Nazif diyor ki:
Evet, Allah'ın yalnız şehidleri değil, şâirleri de var. Mehmet Akif gibi mızrâb-ı beyânı âlâm-ı İslâm olan ve bu âlâmı kendi kalbine yerleştirerek, kalb-i İslâm'ı göğsünün içine sığdıran bir şâiri görünce, şehidler 'Biz bu kadar eziyet çekmedik; ve ıstırâbın bu derecesine biz tahammül edemeyiz!...
Ne Araplık, ne de Türklük kalacak aç gözünü! Dinle Peygamber-i zîşânın ilahî sözünü. Türk Arapsız yaşamaz. Kim ki? Yaşar? Der delidir! Arap’ın, Türk ise hem sağ gözü, hem sağ elidir. Her ne kadar Şair Mehmet Akif “Arapsız Yaşanmaz” şiirinde böyle diyorsa da, Neyzen Teyfik de şöyle diyor: Ulu Tanrım, bu Arap açmazı Türkü yendi. Tam bin üç yüz sene biçareye Müslim dendi. Aslı yok, astarı yok, esteri yok, kervanı var. Aklı yok, rehberi yok, varlığı yok, şeytanı var.
Sayfa 117Kitabı okudu
300 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.