Ömründe köyünden çıkıp şehre gitmemiş binlerce zavallıyı "haydi dövüş" diyerek devletlerce, kıtalarca uzağa götürmek! Şanslı olanların çilesi ölünce bitmiş, düştükleri yere gömülmüşlerdi. Peki ya kalanlar? Pek çoğu esir kamplarında sefil, kurtulabilenlerse dönüş yollarında helâk olmamışlar mıdır? Mehmet bu dünyaya çile çekmek için doğmaz mı? Daha ilk nefesinde garip değil midir? İşte bu gariplik de ancak son nefesini verince biter. Peki ya son nefes için yalvaracak hâle gelenler?
Sayfa 160 - Kronik KitapKitabı okudu
24 Eylül 1920 günü Cuma namazında Hafız Mehmet Arif Efendi minberde hutbesini okurken ayağa kalkar, "gördüğümüz tahsile rağmen biz bile Arapça hutbeyi anlayamıyorsak, tahsilsiz sokaktaki vatandaş nasıl anlayacak? Bu hutbeyi Türkçe okumak mümkün değil midir?'' diye sorarak cemaatin arasındaki müftü Amasyalı Ahmet Efendi'den fetva ister. Daha müftü cevap vermeden minberdeki hoca, Hafız Mehmet Arif Efendi okuduğu hutbenin Türkçesini tekrar etmeye başlar. Böylece vatandaşın dinini anlaması, özünü öğrenmesi adına Bolu'da çok önemli bir adım atılmış olur,
Kronik Kitap
Reklam
Abdülhak Hamit, Victor Hugo’un büyük sesine özendi. Yahya Kemal’in savıyla Tevfik Fikret ve Mehmet Akif, François Coppee’nin Türkiye’deki tilmizleri oldular. Ahmet Haşim kendini sembolist sandı. Yahya Kemal yazılarında, başta Jose-Maria Heredia olmak üzere, Paul Verlaine, Gerard de Nerval, Victor Hugo ve jean Moreas gibi Fransız şairlerinden etkilendiğini, ancak yöntem aldığını açıkça söyler. Yahya Kemal’in tilmizi Ahmet Hamdi Tanpınar ise, Valery’’yi göklere çıkarmasına rağmen, gerek şiirlerinde, gerek öykü ve romanlarında bir Nerval tilmizi olup çıkar. Cahit Sıtkı Tarancı hangi Fransız şairi çevirdiyse onların dizelerini, bazen olduğu gibi, bazen küçük değişikliklerle kendi şiirine aktarır. Necip Fazıl kısakürek de İngiliz Shakespeare ile birlikte Fransız Baudelaire’yi buluruz. Nazım Hikmet, “Mayakovski‘den etkilendiğim ileri sürülüyor, eğer etkilendiğim bir şair varsa o, Mayakovski‘den çok Paul Eluard olabilir” diyor.
Sayfa 12
Sultanahmet Cami Koruma ve İhya Derneği'nin internet sitesinde, Atatürk'ün fotoğrafı, köpek vücuduna monte edilerek yayınlandı. Tarihte bir başka ilkti. Atatürkçü Düşünce Derneği suç duyurusunda bulundu. Söz konusu dernek, internet sitesini hazırlayan kişinin sorumlu olduğunu söyledi. Siteyi hazırlayan kişi ise, korsan giriş olduğunu, o
İslam'ın Güncellenmesi
İslâm ve Modernizm: Fazlur Rahman Tecrübesi" konulu sempozyumu Türkiye'de ilk defa düzenleyen Tayyip Erdoğan olmuştu. Fazlur Rahman ise, "Kur'ân'daki hükmün kendisinin değil, o hükmün illetinin evrensel olduğu, bu sebeple gerçekleştirmek istediği mesajı bulup, o mesajı gerçekleştirecek, bugünün dünyasında yeni hükümler ihdâs etmek gerektiğini" iddia edip Kur'ân'ın muhkem hükümlerinin bugün geçerli olamayacağını söylüyordu. Tayyip Erdoğan da, bu sempozyumun kitabına yazdığı önsözde şunları ifade ediyordu: “İşte bizim İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, Fazlur Rahman'ı eksen alan İslâm ve Modernizm adlı uluslararası bir sempozyum düzenlememizin sebebi, bu projeyi tartışmaya değer bulmamız ve bunun gelecekte çok daha büyük bir önem kazanacağına olan inancımızdır.” Bu yüzden Tayyip Erdoğan 2018 yılında; "İslâm'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. Siz İslâm'ı 14 asır öncesi hükümleri ile bugün uygulayamazsınız." sözlerini işte bu etkiyle söylemektedir.
15 Temmuz 1921, Nasuhçal Mevzisi
Yaralı komutanını istasyondaki doktorlara yetiştirmek için atını dolu dizgin süren Ankaralı Zeynel Çavuş ağlayarak ona yalvarır: "Gözünü seveyim dayan komutanım". Yarbay Mehmet Nazım'ın bilinen son sözü dudaklarından burada dökülür: "Asıl siz dayanın çocuğum."
Reklam
Son sekiz ayda iki ordu üç kez karşı karşıya gelmiş, ancak bu muharebeler hep Bilecik-Eskişehir-Kütahya arasındaki ağaçlık, yumuşak iklimli bölgede gerçekleştiğinden, Yunan ordusunun savaşı sadece Mehmet' e karşı olmuştur.
Kronik Kitap
"Siz dünya işlerini benden daha iyi bilirsiniz" (Müslim, fedail, 139)
"Kadınların vazifeleri kadar hakları vardır." Bakara 228.
Doğan Avcıoğlu (1926-1983) Kayıtlara geçen adıyla Mehmet Erdoğan Avcıoğlu. Üçüncü Dünya devrimcisi. Antiemperyalist, milli­yetçi. Türkiye'nin uzun 1960'ları boyunca ziyade­ siyle etkin olmuş bir sosyalist, düşünce ve eylem adamı. Sosyalizmi Türkiye'de sadece düşünce olarak değil aynı zamanda adlı adıyla meşrulaştı­ ranlardan.
Reklam
... "Bütün günahlar eğer içki gibi sarhoşluk verseydi, yeryüzünde ayık hiçbir kimse bulunmazdı."...
Çünkü asker, İngilizler için sayı, Başkomutan için Mehmet'tir. Çanakkale ise Lloyd George için çıkar, Türk için vatandır.
30 Ağustos - 3 Eylül 1921 Ve toprak hâlâ Mehmet'e doymamıştır.
Sayfa 213Kitabı okudu
Erdoğan'ınki Türk kimliksiz, milli kimliksiz millet anlayışıdır ki, Andımız'a karşı çıkar, İstiklâl Marşı'na -sözde sahip çıksa da- İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akife küfreden, İstiklal Harbi'mizin Yunan or­usunun galibiyeti ile bitmesini arzu eden, milli şeref ve hay­siyet düşmanı "Fesli Mısır Koçanı"nı büyük tarihçi olarak gö­rür. Bu kadar da değil. Sadece milli kimlik mi eksiktir iktidarın gözdesi Feslide? Hayır, İslami kimliği de yoktur aslında. Doğru dürüst İslam bilinci olan bir adam ''Amerikan kuklası olsa da bir halife olsun" diyebilir mi? Hayır diyemez.
1.325 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.