(Mehmet)Erdoğan'ın indirgemeci bakışı, yer yer acıtıcı üslubu olmasa, yazdıklarının değeri bir kat daha artacak. Söz gelimi şöyle bir yargı yaralayıcıdır: “Nuri Pakdil ve ardılları, İslâm inancına bağlı olmakla birlikte, din hakkındaki bilgileri cami cemaatinin seviyesinden öteye geçmez. Kimya-yı Saadet ve Mektubat-ı Rabbani gibi kötü tercüme edilmiş avami kitapların dışında, belki bir de Milli Eğitim Bakanlığının “Şark Klâsikleri? dizisini okumuşlardır.” (s. 344) Doğrusu, böyle bir tespit, yazının diğer kısımlarına dercedilmiş çok değerli görüşlere, düşüncelere, savlara da halel getirebilir.
Bir yineleme; Ahmet Hamdi Tanpınar, döneminin eserlerini en iyi kavrayacak ve anlatacak her türlü birikime sahip bir edebiyat adamıdır. Salt edebiyat eserlerine değil, güzel sanatların diğer şubelerinde ibda edilen eserlere dikkati de fevkalade önemlidir. Bir estet olarak Tanpınar'ın eleştirel bakışını her hâlükârda önemsemek durumundayız. Bununla birlikte Mehmet Erdoğan'ın şu tespitine de kulak vermeliyiz: “Ahmet Hamdi Tanpınar'ın dünya görüşü eleştirel temeller üzerine kuruludur; peşin inançları ya da kesin kabulleri yoktur. Bütün düşünce ve inançlara, onları tartarak ve sorgulayarak yaklaşır. Bu yüzden kendi içinde sürekli değişkendir, değişmeyen ise ilkeleri ve değer yargılarıdır.”