Kur'an, nafaka yükümlülüğünden bahsederken de yiyecek ve giyecek miktarının belirlenmesi de örfe havale buyurmuştur. (Bakara 2/223)
Ana baba ve çocuklar arasındaki hukukun belirleyicisi de örftür. (Nisa 4/5, Lokman 31/15)
Reklam
Bir şeyin örf olması için dinin ve ortak aklın o alışkanlığı aynı zamanda iyi bulması gerekmektedir.
Toplum vicdanında yapılması iyi olan şeylere "örf" denilmektedir. Bir de öteden beri yapılagelmekte olan şeyler vardır. Bunlara ds "adet" denilir.
Sükuti icma, yeterince güçlü değildir, o yüzden İmam Malik ve İmam Şafii gibi bazı müçtehitler Sükuti icmayı delil kabul etmezler; zira onlara göre bir görüş karşısında susmanın, onu zımnen kabul etme yanında başka sebepleri de olabilir.
Önsöz... Ruhları şad olsun..
"Bu kitapta anlatılan, tek suçu şehit olduğunda cephe ötesinde, düşman işgali altındaki sahada kalmış olmak olan, bu nedenle listelere "kayıp" şeklinde kaydedilen ve 98 senedir firari muamelesi gören 8.640 aslanın öyküsüdür. Sakarya boyunda vatana eklenen yaklaşık 13.000 Mehmet'ten beş yılda ulaşabildiğimiz 4.000'inin "bizi unutmayın" çağrısıdır..."
Reklam
Hayatı anlam kazandıran onun için verdiğimiz mücadeledir. Bu mücadelenin varlığı ve kendimizi tanımak, aidiyet düşüncesini geliştirmek, eğitim hayatı, meslek sahibi olmak gibi zorlu aşamaları vardır Bu aşamaları başarıyla geçenler hayat mücadelesinde daha donanımlı ve güçlü olur.
Unutulmamalı ki yol varsa yolcu ve yol gösterici de var demektir. Yine yol varsa elbette gidilecek bir yer ve ulaşılacak bir hedef de olacaktır!
Türkiye'de anaokulu çağındaki çocuklar "Allah baba" diye dua ediyor ve normal konuşmalarında bu deyimi kullanıyorlarsa, bu durum misyonerlik faaliyetlerinin ne derece sinsi, planlı ve derinden yürütüldüğünü göstermez mi? Demek ki misyonerler, görev yaptıkları ülkelerde sadece bire bir insan avlama politikası gütmüyor. Bununla birlikte o ülkelerin kültürel dokusunu bozuyor, kendi değerlerini, kullandığı sembolleri ve dili empoze etmeye çalışıyor. Prof. Dr. Ali A. Mazruî'nin Afrikalılar adlı kitabında yer alan bilgiye göre Kenya'nın ilk başbakanı Jomo Kenyatta (1889-1978), misyonerlerin gayesini çarpıcı bir biçimde şöyle dile getirir: "Hristiyanlık Afrika'ya geldiğinde Afrikalıların toprakları, Hristiyanlarınsa İncilleri vardı. Hristiyanlar bize gözlerimizi kapayarak dua/ibadet etmemiz gerektiğini öğrettiler. Gözlerimizi açtığımızda onlar bizim topraklarımızı, biz de onların İncillerini almıştık."
Her sorun beraberinde bir de çözüm yolu getirir. Önemli olan onu görebilmektir. Ne var ki çözüm yolunu kimse gösteremez bize, kendimiz istersek görür ve buluruz onu. Büyük mutasavvıf Cüneyd Bağdadi'nin dediği gibi "Aramakla bulunmaz, ama bulanlar ancak arayanlardır." İşte insan olmanın farkı budur!
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.