Yazarlar, yazdıkları ile ruhumuzun derinliklerinde yok olmaya yüz tutmuş hisleri keşfetmemize yardımcı olan birer aynaydı belki de. Bu aynaya baktığımızda iki suretimizi ne kadar börek görürsek o kadar çok okuyor, çok seviyorduk o yazarı...
Sayfa 67 - Ayzıt YayıneviKitabı okudu
Tam manasıyla beni dinleyecek bir canlı var mı ki şu yeryüzünde? Daha Seni dinlerken kafasında vereceği cevabı düşünen bir canlı tarafından tam anlamıyla anlaşılmak mümkün müdür?
Sayfa 26 - Ayzıt YayıneviKitabı okudu
Reklam
Okumayı, edebiyatı eskiden beri çok seviyordum. İnsanlara söyleyemediğim her sözü, gösteremediğim her duyguyu enteresan bir tutarsızlıkla kağıdı aktarma konusundaki becerimdi beni bu alana sürükleyen sebep. Ağlamıyordum; ama yazdığım bir öyküde birini ağlatınca mutlu oluyordum. Ölmeyi arzulayınca ana karakterini öldüren bir yazarın yaşadığı türden bir rahatlamaydı benimkisi...
Sayfa 24 - Ayzıt YayıneviKitabı okudu
Çünkü insanoğlunun en büyük talihi olabildiğine uzun yaşamasından çok, en mutlu anında ölmesidir.
Sayfa 14 - Ayzıt YayıneviKitabı okudu
Apo'ya Operasyon
Bu tarihten sonra Apo'yu öldürme plan ve faaliyetlerinin ba-şında Eymür yer alıyor, her ne hikmetse plan son anda MİT'ten birilerinin (!) Apo'ya haber vermesi sonucu neticesiz kalıyordu. Bunlardan birini, Gazeteci Necdet Pekmezci "Yeşil” adlı kitabının 59. sayfasında şöyle yazıyordu: "Abdullah Öcalan, siyasi yatırım
Yeşil yaşıyor mu?
Necdet Pekmezci, Yeşil adlı kitabının 46. sayfasında; "25 Kasım 1996'da ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın Budapeşte'de uğradığı yumruklu saldırıda da Yeşil'in isminin geçtiğini hatırlatan Eyüp Aşık, "Biz bunu Mehmet Eymür'e de sorduk. 'Rahat olun. Olayın arkasında Yeşil olamaz, çünkü Yeşil çoktan öldü.' Dedi. Konu da kapandı."
Reklam
O baktıkça yürüdüğüm bütün yollar denize çıkıyordu.
Öyle bir minnetle baktı ki bütün şehri karıncalar bastı.
"Onunla yaşamak, kimsenin olmadığı, ucu bucağı görünmeyen bir kütüphanede keyfince dolaşmak gibiydi."
"İnsan ilk kez âşık olduğunda âşık olduğunun farkına o an varamaz genelde. Üzerinden belli bir zaman geçmesini beklersin. Duygularını zamanla sınarsın. O sürenin sonunda şimdiye dek her şeyin tam olduğunu zannettiğini, onu görmedikçe bir şeylerin eksik olduğunu, hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını fark edersin."
Reklam
"Dünyanın en huzurlu manzarasında,kusursuz bir romanı bir solukta okuyor gibiydim. "
"Hani hiç gerçekleşmeyeceğini bildiğin, ancak rüyalarında bir umut peşinden koştuğun, sonunda gerçekleştiğini zannettiğin, uykunda rüya ile gerçek olduğunu ayırt edemeyip ancak uyandığında her şeyin bir rüya olduğunu fark ettiğin ve içten içe büyük bir hayal kırıklığıyla yeniden uykuya dalıp aynı rüyaya kaldığın yerden devam etmeyi arzu ettiğin bir hayalin vardır ya! İşte o hayale bakar gibi bakıyordum ona."
"Bizi bu hayatta tutan şey bu katıksız umuttur."
“İlginç değil mi? Bir insanın toplum içinde gülmesi diğer insanların niye bu kadar dikkatini çeker? Sokakta dertli birini görseler, acaba ne derdi var diye düşünmezler. Ama gülen birini gördüklerinde ayıplayan bakışlarını üzerinde gezdirmekten çekinmezler. Bütün insanlar mutsuzken siz niye bu kadar mutlusunuz dercesine suçlu gözlerle bakarlar.”.....
İnsan aslında bir daha hiç "anne" diyemeyeceğini öğrendiği gün büyüyor...
214 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.