ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT
Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Artık düşünmemek, artık unutmak, o zamanları yaşamamış gibi olmak istiyor ve bunun uzun zaman mümkün olmayacağını, böyle birden sönüveren aşkının üzüntülerinin, böyle hatta bir kelime af istenilmeksizin, özürsüz bırakılıp ihmal edilmek hicranının ne olsa mutlak bir süre devam edeceğini bilmek acısıyla sürükleniyordu.
Sayfa 228 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Başımızı alıp gitmeye değil namazdan sonra uzun uzun DUA etmeye ihtiyacımız var.
— Hayatta bazen olması çok zor şeyler olur. Adına şans deriz ama o şansa sahip olmak için çok çalışmamız gerekir. Yoksa çalışılmamış bir şansı değerlendiremeyiz de .Onun için bence Mehmet o golü şans sayesinde atmadı. Uzun zamandır çalıştığı bir şey için şans sadece çok küçük bir dokunuş gerçekleştirdi.
Sayfa 114
Birden hayatını uzun bir çöl gibi gördü, yaşamaktan büyük bir yorgunluk hissetti ve "Acaba vakit geldi mi?" diye düşündü...
Sayfa 199
1557 tarihli Yakupağa Külliyesi'nin sac ağacından yapılma muhteşem kapısının karşısında uzun süre kalakaldım.
Sayfa 92
MEÇHUL ŞEHZADE: DELİ KURT
1403 yılının sonlarıdır. Üstü örtülü bir kağnı gecenin karanlığında ilerlemektedir. Genç bir atlı tedirgin bir şekilde kağnıyı yönetmektedir. Kağnıda Yıldırım Bayazıd'ın oğlu İsa Beğ'in eşi Bala Hatun vardır. Bala Hatun hamiledir. Osmanlı sipahisi Çakır Ağa onu sütanasının evine götürmektedir.
Çakır Ağa, İsa