Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hissikâblelvûkû

Hissikâblelvûkû
@mehmetferit
"Dünyadaki bütün taşları tek başına kenara çekebilir misin?" "Çekebildiğim kadarını..." "Boyundan büyük taşları?" "Ufalayarak çekerim." "Ama yoruluyorsun?" "Dinlenirim."
300 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Bu konu, aslında çoktandır değinmek istediğim bir konuydu. “İllimunati: Entirika Çemberi”ni okuduktan sonra internetten de konuya dair birçok videoyu izleme fırsatı buldum. Burada kitap incelemesinin yanı sıra “İllimunati” denilen oluşumun üzerinde durmak istiyorum. İllimünati… Başta, Rockefeller ve Rothschild gibi oldukça güçlü ve servet sahibi
İlluminati
İlluminatiTexe Marrs · Timaş Yayınları · 2012261 okunma
Reklam
176 syf.
·
Puan vermedi
·
25 saatte okudu
Yine mi tavşan? * İlişkinizi besleyin * Sevginizi gösterin * Yaratıcı olun * Her günü farklı yaşayın * İlişkinizi sağlıklı hale getiren eğitim ve seminerlere katılın * Sürprizler yapın
Beyaz Atlı Kurbağalar - İlişkilerde Ustalaşmak
Beyaz Atlı Kurbağalar - İlişkilerde UstalaşmakSaim Koç · Kuraldışı Yayıncılık · 200047 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Muzaffer İzgü'nün okuduğum ilk romanıydı bu. Ve, "iyi ki de okudum" dediğim romanı... Yazarın, kendi hayat öyküsünü anlattığı bu roman için söylenebilecek o kadar çok şey var ki... Sanırım burada öncelikli olarak vurgulamam gereken, yazarın samimiyeti... Adana şivesiyle öylesine içten yazılmış ki, satırları okurken o anları adeta
Zıkkımın Kökü
Zıkkımın KöküMuzaffer İzgü · Bilgi Yayınları · 20201,664 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
448 syf.
3/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Yeni otoyolun açılmasıyla birlikte yolcuların eskisi kadar rağbet etmediği, yol kenarında atıl kalmış eski bir oteldir Kule Oteli... Amy, Piper ve Piper'in kız kardeşi Margot henüz çocuk yaştadırlar ve zamanlarının çoğunu birlikte geçirirler. Amy'nin (Sylvia) teyzesi yıllar önce gizemli bir şekilde ortadan kaybolur ve otelde yaşadıkları bazı tuhaf
29. Oda
29. OdaJennifer McMahon · Ephesus Yayınları · 20161,154 okunma
226 syf.
7/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
İki kapı komşusu... Biri, yaşadığı olumsuz ilişki üzerine kadınlara güvenini kaybederek onlara bütünüyle kalbini kapatan; mesafeli, soğuk, huysuz ve yakışıklı karakterimiz Cain, diğeri ise kendisini insanlara yardım etmeye adayan; neşeli, hayat dolu ve güzeller güzeli Julia... Bu tamamıyla birbirine zıt iki karakter, her sabah işe giderken asansörde karşılarlar ve Cain, Julia'nın bütün sevimli hareketlerine, enerji ve ilgisine rağmen ona kayıtsız kalmayı başarır ve ısrarla ona soğuk davranır. Julia belli bir süre sonra bu durumu en iyi arkadaşıyla paylaşır ve arkadaşı da asık suratlı komşusunu öldürmesini söyler; fakat iyilikle... Ve sosyal medyada iş hayali kuran Julia'ya bloğunda, bu iyilik hareketiyle ilgili gelişmeleri gün be gün paylaşmasını teklif eder. Noel'e 12 gün kalmıştır (ki romanın ismi buradan esinlenmiş olmalı) ve bu 12 gün içerisinde Julia, taş kalpli Cain'in kalbini yumuşatarak onu kazanma konusunda ne kadar başarılı olabileceğini deneyerek görmek ister. İyilik hareketiyle ilgili her gelişmeyi bloğunda paylaşan Julia, takipçileri tarafından desteklenir ve büyük ilgi görür. Olaylar her ikisininde tahmin edemeyeceği şekilde gelişmeye başlar. Kısacası, romantik komedi tarzında; "iyilik yap, sabret ve mucizelere tanık ol" temalı romanımız kendisini okutmayı fazlasıyla başarıyor. Şahsen beğendiğimi söyleyebilirim. Okumayı düşünenler için "On İki Gün" romanını tavsiye ediyorum.
On İki Gün
On İki GünDebbie Macomber · Epsilon Yayınları · 2018476 okunma
Reklam
344 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Tarryn Fisher ile tanıştığım ilk romanı oldu Siyah Damar ve kitabın sonunda kendilerine: "Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum Sevgili Tarryn Fisher" diye fısıldadım içimin ta derinliklerinden... Bazen okuduğunuz bazı romanlarda yazar öyle bir karakter yaratır ki, bir okuyucu olarak o karakteri kendinize çok yakın hissedersiniz ve
Siyah Damar
Siyah DamarTarryn Fisher · Aspendos Yayıncılık · 2014267 okunma
480 syf.
8/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Eğer bir Stephen King romanı okuyorsanız, muhtemelen ardından okuduğunuz farklı yazarlara ait birçok korku-gerilim tarzı romanlardan tat alamayacaksınız demektir. "Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece" içerik olarak dört farklı hikayeden oluşuyor. Kitabın tek bir konu üzerine olmaması biraz ön yargıyla yaklaşmama sebep oldu. Genelde böyledir; yazar çok sağlam bir hikaye oluşturur ve onunla yürür gider; diğer hikayeler biraz daha vasat kalır. Albüm yapan bir sanatçının yaza damgasını vuracak bir şarkı çıkarıp, albümdeki diğer parçalarının o şarkıya göre ortalama (vasat) kalması gibi... Stephen King, bu romanıyla o klişeyi de yerle bir etmiş görünüyor. Her biri kurgu yönünden o kadar güçlü hikayeler ki, emin olun hepsi için zirveleri zorlayacak, izleyiciyi ekran başına kilitleyecek 4 farklı film senaryosu oluşturulabilir. Hayatımıza dair tercihlerimiz, eşlerimiz de dahil gerçek manâ da tanıdığımızı sandığımız insanlar ve hayatın akışıyla birlikte yaşadığımız bazı olayların bizi neye dönüştürebileceğine dair heyecan verici, muazzam bir kurgu... Sanırım bu kitap için son söz olarak şunu söyleyebiliriz: "Kimse, sınanmadığı günahın masumu değildir."
Zifiri Karanlık Yıldızsız Gece
Zifiri Karanlık Yıldızsız GeceStephen King · Altın Kitaplar · 2011298 okunma
372 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Stalin döneminin baskıcı rejimi... Adeta beyinleri yıkanmış, birbirine güvenmeyerek şüpheyle bakan, robotlaştırılmış kitleler... Açlık ve sefalet... Baş karakterimiz Leo Demidov, disiplinli ve işine bağlı bir Rus ajanıdır. Hain olduğunu düşündüğü şüpheliyi yakalayıp sorgulamasıyla birlikte bu insanın masum olduğuna inanır. Buna rağmen devlet tarafından infaz edilir. Vicdanının sesini işittikçe, sıkı sıkıya bağlı olduğu görevini ve rejimi sorgulamaya başlar. Devletin aldığı herhangi bir kararı sorgulamak suçtur ve bu sebeple rütbesi küçültülerek, başka bir bölgeye sürülür. Bu arada ülkenin çeşitli bölgelerinde sürekli birbirinin benzeri çocuk cinayetleri işlenmektedir. Sisteme rağmen kendini bu cinayetleri araştırmaya adar ve birçok zorluklarla karşılaşır. Çünkü karşısında mücadele ettiği yalnızca katil ve cinayetleri değil, koskoca bir rejim vardır. Sanırım yazarın ilk ve son romanı... Buna rağmen oldukça başarılı ve soluk soluğa okuyacağınız bir olaylar örgüsü... Öyle ki kitabın bazı bölümlerini okurken sanki karakter (Leo) bendim, onunla kaçtım ve yakalanmamak için gerildim. Okuyucuyu konunun içine dahil ederek bu duyguyu hissettirebilmek romanın başarısına işaret eder. Bu sebeple "44. Çocuk" romanını okumayı düşünen herkese rahatlıkla önerebilirim.
44. Çocuk
44. ÇocukTom Rob Smith · Doğan Kitap · 2008187 okunma
256 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
"Eğer olabilecekleri daha önceden görseydim, 'Boyalı Kuş'u asla yazmazdım." Öncelikle kitabın yazarının hayat hikayesi, en az yazmış olduğu roman kadar üzüntü verici... Hatta romanda bazı bölümlerin kendi yaşanmışlıklarıyla birebir aynı olması sebebiyle, romana bir "otobiyografi" gözüyle bakılsada yazar, buna karşı çıkıyor. Dokuz yaşındayken sesini kaybediyor, beş yıl boyunca konuşamıyor. Yazmış olduğu kitap sebebiyle evi basılıyor, tehditler alıyor, ülkesinde vatan haini ilan ediliyor. Ve 57 yaşında intihar ederek, yaşamına son veriyor. Kitaba başlamadan önce yazarın hayat hikayesini okumak bile, insanın psikolojisini alt üst etmeye yetiyor. II. Dünya Savaşı yıllarında, altı yaşındaki küçük bir çocuğun, anne ve babası tarafından bir yolcuya emanet edilmesiyle başlıyor hikaye... Oradan oraya savrulan, tek başına hayata tutunmaya çalışan, yaşamak için mücadele eden küçük bir çocuk... Kitabı okurken, "acaba ailesinin yanında olsaydı, bundan daha mı kötü olurdu?" diye düşünmeden edemiyorum. Her anı dram içeren, savaşın acımasızlığını, soğuk yüzünü anlatan bu roman, okuyucu da derin izler bırakıyor. İnsanların, nasıl olur da bir canavara dönüşebildiğine inanamıyorsunuz satırları okurken... Ve yaşanılan vahşeti, dökülen kanı, tecavüzleri, işkenceleri, küçücük çocukların boylarından büyük ızdıraplarını okudukça, savaşa lanet ediyorsunuz. Bazı bölümlerde o derece bunaldım ki, kitaba ara vermek zorunda kaldım. Küçücük olayları, içimizde büyüterek dert edindiğimiz şu hayatta; asıl derdin, asıl ızdırabın ne olduğunu anlamamızı sağlaması açısından da çok değerli bir kitap...
Boyalı Kuş
Boyalı KuşJerzy Kosinski · E Yayınları · 20184,581 okunma
93 syf.
·
Puan vermedi
·
24 saatte okudu
Yazara ait okuduğum ilk kitaptı, "Saklı" romanı... Eğer yazarla ilk kez tanışıyorsanız, daha doğrusu yazara dair ilk kitapsa okuduğunuz, doğru kitaptan başlamanın okuyucu için büyük bir şans olduğunu düşünüyorum. Çünkü o kitabını beğenmediğimiz takdirde, yazarın diğer kitaplarına karşı önyargılı davranarak belkide diğer romanlarındaki bir çok güzellikleri ıskalama durumuyla karşı karşıya kalıyoruz. Neyseki, "Ayfer Tunç" konusunda böyle bir talihsizlik yaşamadım ben. Kitap; aşkını gizleyerek sevdasını kendi içinde yaşayan insanlardan, oğlunun yokluğuna alışamayan, ölümünü kabullenemeyen anneye kadar bir çok yürek burkan, çeşitli kısa öykülerden oluşuyor.
Saklı
SaklıAyfer Tunç · Cem Yayınevi · 1989176 okunma
Reklam
272 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Evlilik hayatı üzerine yazılmış, eşler arasında yaşanan maddi manevi sorunlar ve bu sorunların nasıl aşılabileceğine dair küçük nasihatler içeren, özellikle evli çiftler arasında olmazsa olmazlardan "sevgi, saygı, hoşgörü, empati, sabır ve tevekkül" gibi bir çok konunun işlendiği ve bu konularla ilgili bir çok ayet ve Efendimizin (s.a.v.) hadisleriyle desteklenen faydalı bir kitap. Sadece evli çiftlerin değil, bekar kardeşlerimizinde okumalarını tavsiye ediyorum.
Ömür Boyu Aşk
Ömür Boyu AşkCemil Tokpınar · Nesil Yayınları · 2007261 okunma
79 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
29 saatte okudu
Dini inancı olmayan bir gencin hayatına son vermek üzere, ismini kendisinin koyduğu "Veda Tepesi"ne doğru tırmanırken, tepeye yakın bir kulübede bilge bir ihtiyarla karşılaşması ve ikisinin arasındaki derin sohbeti konu alan, çok ince ve bir o kadar anlamlı bir kitap... Kitabı okurken, kitabın isminin neden "taş" olabileceğini düşündüm hep. Yazar, finalde bunun cevabını o kadar güzel vermiş ki, sanırım artık her "taş" gördüğümde bu kitabı, dolayısıyla o genci ve bilge ihtiyarı hatırlayacağım. Keşke, hayatı böylesine özümsemiş, her sözü böylesine mânâ dolu bir insanla karşılaşabilseydim bende. Koskocaman bir okyanusta, karanlıkta kalmış, yolunu kaybetmişlere, "deniz feneri" gibi yol gösterebilecek böylesi insanlara o kadar çok ihtiyacımız var ki...
Taş
TaşMehmed Alagaş · İnsan Dergisi Yayınları · 2000710 okunma
673 syf.
8/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Şeyh Sadi Şirâzî'ye ait; içerisinde adalet, nefs terbiyesi, kader, ahlâk, aşk ve tevâzu ile ilgili bir çok öyküden oluşan ve özellikle altı çizilebilecek hikmetli sözlerin yer aldığı, yorulmadan okuyabileceğiniz çok değerli bir kitap...
Bostan ve Gülistan
Bostan ve GülistanŞeyh Sadi Şirazi · Araf Yayınları · 20131,640 okunma
536 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Banu Avar'ın konuk olduğu bir televizyon programında: "Bu kitap bir üniversitedir. Kim, hangi üniversiteyi bitirirse bitirsin, bu kitabı okumadıysa olmaz." dediğinde, kitabın ismini hemen hafızama not almıştım ve şuan itibariyle bitirdim. "Her sırtını sıvazlayanı dost sanma! Belkide bıçak saplayacağı yeri yokluyordur." sözünü duysanız aklınıza ilk olarak hangi ülke gelirdi? Ben amerika denilen illeti her zaman kansere benzetirim. Ve biz bunun tedavisini bulamadığımız sürece; hem güzel ülkemizi, hem de tüm dünyayı kasıp kavurmaya devam edecek bu illet! Ne ile karşı karşıya olduğumuzu bilmeden, düşmanı tanımadan, onun stratejilerini ve geçmişte yaptığımız hataları görmeden düşmanla nasıl mücadele edebiliriz? Önce düşmanı tanımalıyız ki onunla mücadele edebilelim. Bu kitap, tam da bu sorulara cevap veriyor işte, asıl düşmanı tanımamızı istiyor! Siyasileri ve medyayı dahi avucunun içine almış istediği gibi kanalize edebilen, içimize kadar sızmış bir düşman! Amerikan emperyalizmini, "anlaşma" ve "yardım" adı altında ülkemizi nasıl "gizli işgal" ile işgal ettiklerini ve siyasilerin (özellikle 1947 yılı itibariyle) geçmiş dönemde verdikleri hatalı kararları gözler önüne seriyor. Maalesef ülke olarak nasıl bir bataklığın içinde olduğumuzu içiniz acıyarak okuyacaksınız.
Oltadaki Balık Türkiye
Oltadaki Balık TürkiyeM. Emin Değer · Kilit Yayınevi · 2012714 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
"İstanbul öyle bir hale gelmiş ki; sokakta, kaldırımların üstünde yatıp ölsen: “Acep insan açlığından nasıl ölürmüş, hele bir seyredelim!” diye etrafına bir yığın ahali birikecek!" Bu eserin 1928 yılında yayınlandığını öğrendiğimde, kitaptaki bu cümleler geldi aklıma hemen. Bizlerin henüz "insanlığın ölmediği yıllar" olarak bildiğimiz zamanları, bakın yazar nasıl tasvir etmiş. "Peki şuan ki durumumuzu görseydi eğer, acaba neler hissederdi? Kim bilir, bizleri nasıl tarif ederdi?" diye de düşünmeden edemiyor insan! 160 sayfalık bir romana bunca dram nasıl sığdırılabilir? Satırları okurken kendi dünyamdan koptum ve romandaki herhangi bir karakter gibi o hayatın içinde buldum kendimi, o derece içinde hissettim ve bağlandım kitaba... Kendince hayalleri, idealleri olan genç bir insanın; toplum, aile ve çevresi tarafından nasıl bambaşka bir insana dönüştürüldüğünü, köreltildiğini gerçekten ibretle okudum. Ve şunu da öğrendim ki, bazen hiçbir şey göründüğü gibi değildir hayatta... Reşat Nuri Güntekin, "Acımak" romanıyla okuyucuya adeta hayat dersi veriyor.
Acımak
AcımakReşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 202139,1bin okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
"Kelimelerin birer buse, dudaklarınla mı yazdın mübarek insan? Avuçlarıma alıyorum kelimeleri, okşuyorum. Kimi bir elmas gibi sert, kanatıyor; kimi kadife gibi yumuşak, gözyaşı gibi ılık..." diyor, Tebrizli Şems kitabında Sinan Yağmur... Ne güzel söylüyor. Bende bu sözleri alıp, kitabın yazarına atfediyorum. "Şiir mi yazdın be mübarek insan?" diye geçiriyorum aklımdan. Oturmuş, bir Gürgen Ağacının gölgesinde dinlenirken, o ağaç içini mi döktü, sırlarını mı paylaştı da seninle, hikayesini böylesine güzel, böylesine içten anlatabildin? Kitabın bir çocuk romanı olduğunu öğrendiğimde aklıma hemen Exupery'nin, "Küçük Prens"i geldi. Bu kitabı baş üstünde taşırken (ki çok değerli bir kitaptır) "Ben Bir Gürgen Dalıyım" romanından bihaber oluşumla ilgili kalbim, aklıma hemen bir kınama mektubu gönderdi. Yazar Hasan Ali Toptaş, Bir Gürgen Ağacı hissiyatıyla insanlığımıza ayna tutuyor adeta. Okuyucusuna, farklı bir bakış açısı, farklı bir perspektif kazandırarak kendimizi (insanlığımızı) karşıdan, yani bir ağacın gözüyle görebilmemizi ve böylelikle içten içe kendimizi sorgulamamızı sağlıyor. Bu kitap bana öylesine derin hassasiyetler kazandırdı ki, bahçemizde rüzgardan devrilen zeytin ağacını nasıl kesebileceğimi düşünüyorum şimdi. Kısacası yalnızca çocukların değil; büyüklerinde mutlaka okuması gereken bir roman. Ağaçları, çiçekleri ve hayvanları incitmemeyi öğrenebilirsek, dolayısıyla belki insanları da incitmemeyi öğrenebiliriz.
Ben Bir Gürgen Dalıyım
Ben Bir Gürgen DalıyımHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20196,7bin okunma
Reklam
336 syf.
8/10 puan verdi
·
14 günde okudu
Şeyhinin istikametinden ayrılmayan; hamlıktan, pişmeye varan bir talebenin hayat öyküsüdür, Su Üstüne Yazı Yazmak... Kitabın yazarı Muhyiddin Şekûr'un tasavvufa ilk adım atışının öyküsü... Bizlere; evdeki mutfak lavabosunun tıkanmasından, yolda rastladığı yaralı kuşa kadar, hepsinin aslında "İlahi" birer mesaj olduğunu anlatıyor kitabında. Günlük hayatımızda "şer" olarak algıladığımız bir çok olayın temelinde aslında nice hikmetler olabileceğine vurgu yapıyor. Yolculuk esnasında aracımızın tekerinin patlamasının, belkide az ileride ölümümüze sebep olabilecek herhangi bir kazayı önlenmesi gibi... Kitabı okuduktan sonra muhtemelen olaylara daha sabırlı ve pozitif bir bakış açısıyla bakacaksınız.
Su Üstüne Yazı Yazmak
Su Üstüne Yazı YazmakMuhyiddin Şekur · Sufi Kitap · 20213,071 okunma
189 syf.
·
Puan vermedi
·
17 saatte okudu
Kendisine büyük bir miras kalan ama bu mirastan haberi olmayan, servet sahibi insanlar gibiyiz. Aslında üzerinde hiç durmadığımız, düşünmediğimiz "paha biçilemez" kabiliyetlerimiz var bizim! Yürüyebilmek gibi, tutabilmek gibi, görebilmek ve konuşabilmek gibi. Christy Brown, engelli insanların kendilerine acıyarak bakan gözlere değil, bizlerin yalnızca ilgi ve sevgimize ihtiyaçları olduklarına dikkat çekiyor. Tek bir "A" harfini yazabiliyor olmayı, yere düşen tebeşiri eğilip alabilmenin dahi ne büyük bir zenginlik olduğunu, ders niteliğinde anlatıyor bizlere! Sağlıklıyım ve Allah'ıma şükrediyorum. Ben dünyanın en zengin insanıyım. Yalnızca bunu farkedebilmemizi sağlaması bakımından bile çok değerli bir kitap...
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,3bin okunma
400 syf.
·
Puan vermedi
·
8 günde okudu
Evinizdesiniz... Özlemle, alıp okuyabileceğiniz bir şeyler arıyorsunuz. Hatta ekmek kırıntıları dağılmasın diye, tabağınızın altına açtığınız eski gazetenin dahi her cümlesini okudunuz. Tam pes etmek üzereyken, bir baktınız ki, okula giden kardeşinizin tarih kitabını gördünüz rafta... İşte vurgulamak istediğim kısım tam da burası zaten: o tarih kitabını alıp, oturup okuduğunuzu hayal edin. Kitabı okurken, sanki yazılı sınavına hazırlanan bir talebe gibiydim. Yarım bırakmamak için inanılmaz yoruldum ve sonuç olarak kitabın sonunda "şükürler olsun bitti" nidalarıyla, mutluluk gözyaşları döktüğüm, kötü bir anı olarak hatırlayacağım Limon Ağacını...
Limon Ağacı
Limon AğacıSandy Tolan · Pegasus Yayıncılık · 20166,4bin okunma
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kristin Hannah'ın ilk okuduğum ve yazarın diğer bir kaç romanını okumama referans olan kitaptır "Gece Yolu" romanı. Aile ve çocuklarının herşeyine müdahale eden bir "helikopter anne" ve bu aileyle bir şekilde yolları kesişen, içine kapanık bir genç kız olan Lexi'nin hikayesi. Bazen bir kaç saniye içerisinde aldığınız bir karar, bütün hayatınızın gidişatını etkiler. İçerisinde dostluk, aşk, mutluluk ve dram gibi her türlü duyguyu barındıran, duygu yüklü bir roman. Özellikle "Lexi" karakteri için bir çok şey söylemek isterdim ama ipucu vermekten korkuyorum. Mutlaka okuyun.
Gece Yolu
Gece YoluKristin Hannah · Pegasus Yayınları · 20153,916 okunma
375 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bir kitap düşünün ki; Evlendiğinizde, çocuğunuz olduğunda ve sizi anlayacak yaşa geldiğinde, onu karşınıza alıp: "Evladım, her ne olursa olsun, mutlaka "Hasan" gibi bir arkadaş bul ve onu asla kaybetme, dost edin kendine." diye öğüt verebileceğiniz, bütün dostluk vasıflarını bir karakterde toplayabilmeyi başarmış bir yazarın, "başyapıt" niteliğindeki eseridir, Uçurma Avcısı... Kitap severlerin kitaplığında bulunması gereken ve çocuklarına miras bırakabileceği yegane kitaptır. Kitaplığımda olmasına rağmen, her kitapçıya gittiğimde ve indirimde gördüğümde tekrar tekrar almak istediğim kitap... Okuduğunuz bir romanda, üzerinden belli bir süre geçtikten sonra en fazla bir kaç karakteri aklınızda tutabilirsiniz (en azından benim için öyle) ama ben hâlâ Emir'i, Hasan'ı, Assef'i, Baba'yı hatta Şoför Ferit'i dahi unutamadım. Karakterler o kadar yerli yerinde ki, hiçbiri sayfa doldurmak amacıyla kullanılmamış. Dolayısıyla içlerinden bir karakteri çıkarsanız, bütün kurgunun darmadağın olacağı kanaatindeyim. Okumayan arkadaşlar için (ki hâla var mı emin değilim ama varsa eğer) tavsiyemdir, lütfen okuyunuz.
Uçurtma Avcısı
Uçurtma AvcısıKhaled Hosseini · Everest Yayınları · 2021164,1bin okunma
455 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Oğlunun cinsel tacize uğradığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda kalan bir anne. Mevcut yasalar, mahkemeler; bir annenin yüreğinde verdiği hükmün ve adaletin neresindedir? Ateş düştüğü yeri yakar ve bazen kanunlar, adaleti sağlamak için yeterli değildir. Yazar, "anne olma" duygusunun (meslek ya da kanunlar) her ne olursa olsun, her şeyin üzerinde olduğunu anlattığı, harika bir roman. Kitabı okurken kendinizi, bir duruşma salonunda, "Gerçek" adaleti sağlamaya çalışırken bulacaksınız. Ayrıca, Jodi Picoult'un "Yapboz" romanını okuduktan sonra, Hikayeci, Cam Çocuk ve Kız Kardeşim İçin" romanlarını da hiç düşünmeden aldığımı belirtmek isterim.
Yapboz
YapbozJodi Picoult · April Yayıncılık · 2009543 okunma