Oğuz Atay okumak gerçekten çok yorucu ve zor bir iş. Kitabı okurken neredeyim, nereye geldim, ne okudum diye düşünmek zorunda kalıyorsunuz. Turgut Özben'in ''Tutunamayanlar'' listesine Hikmet Benol'u da eklemiş oluyoruz bu kitapla beraber. İnsanın modern dünyadaki bunalımlarının bilinç akışı tekniğiyle işlenmesi durumun gerçekliğini bizlere çok iyi yansıtırken anlaşılmayı da bir o kadar zorlaştırıyor. Kitabın temel bir konusu olmayıp genel olarak İçsel diyaloglarla sürdürülmesi kopukluklara sebep olsa da çaresiz, güçsüz ve zayıflıkların insan yaşamına bıraktığı etkileri hissedebiliyoruz. Ayrıca üsluptaki ironi bazen çok güldürüyor bazen de buruk bir hüzün bırakabiliyor. Ülkemizin -bazen de dünyanın- gerçeklerini ironik cümleler ile yansıtırken gülmemek olmuyor. Her neyse aynı kitap gibi bu kitabın incelemeleri de hep yarım ve anlaşılmaz oluyor. Bir başı var bir de sonu.
--SPOİLER--
Oğuz Atay'ın kitaptaki son paragrafı aslında kitabın temel incelemesi durumunda: Bana kalırsa film biraz karışıktı,
dedi genç adam. Bazı yerini anlamadım. Canım, dedi kız. Sonunda çocuk ölüyor işte. Aptal, dedi delikanlı O kadarını biz de anladık.