224 syf.
·
Puan vermedi
Daha önce Orwell’in 1984 ve Huxley’in Cesur Yeni Dünya adlı distopyalarını okumuş biri olarak, Biz benim için bambaşka bir deneyim oldu. Orwell’in dünyasında sürekli bir baskı ve korku varken, Huxley’in dünyasında bireyler hazlarla uyuşturuluyordu. Zamyatin’in kurguladığı dünya ise ikisinin ortasında, tamamen matematiksel ve mekanik bir düzen
Biz
BizYevgeni İvanoviç Zamyatin · Ayrıntı Yayınları · 201810,4bin okunma
Philip Kemp
Philip Kemp
Christopher Frayling
Christopher Frayling
Nuray Yılmaz
Nuray Yılmaz
Ertan Yılmaz
Ertan Yılmaz
Sinemanın Tüm Öyküsü
Sinemanın Tüm Öyküsü
* General, 1926 The Genearl, Buster Keaton (1895-1966) * ''Öykü, William Pittenger'in çalınan lokomotifini bulmaya çalışan bir makinisti anlatan romanı The Great Locomotive Chase'den esinlendi.'' * (><) Keaton, tren üstündeki top gösterisinde görüldüğü üzere mekanik bir aygıt icat etti. * (><) Keaton'a has sinsi ifade aşağıdaki şatafatsız afişte görünmektedir. * (><) Annabelle'le tanışma fikriyle kendinden geçen Johnnie, iki gencin kendisini takip ettiğinin ve kapısını çalmadan önce kendisine çeki düzen verirken kızın zaten orada olduğunun farkında değildir. Bu sahne Keaton'a özgü komedi, dram ve burada olduğu gibi aşkın bir harmanlanışını gösterir. * (><) Gerçek bir tren bütün ağırlığıyla, tehlikeli bir şekilde, çökmekte olan köprünün üzerindedir. Bu, döneminin en pahalı sekanslarından biri oldu. Filmin dönüm noktası Johnnie'nin tesadüfen olaydan kurtulmasıydı. (Sayfa: 66-67) * #SinemanınTümÖyküsü #GenelEditörPhilipKemp #HayalPerestYayınevi #ÖnsözSirChristopherFrayling #Çeviremenler #ProfesörNurayYılmaz #ProfesörErtanYılmaz #TheGeneral #General #1926 #BusterKeaton #WilliamPittenger #TheGreatLocomotiveChase * Youtube: * Buster Keaton: The General (1926) FULL HD * youtube.com/watch?v=D_UdtS-...
Reklam
Batı metafiziği tarihinde üç (ve yalnızca üç) temel filozof vardır: Platon, Descartes ve Hegel. Her biri geçmişten kesin kopuşu temsil etmektedir: Öyle ki bu filozofların sahneye çıkmasıyla her şey değişmiştir. Platon, evrenin iç uyumunu sağlamaya dönük olarak Sokrates öncesi kozmolojiden kopmuş ve metafizik idealizmi ileri sürmüştü; Descartes, Orta Çağ'ın anlamlı bir hiyerarşik düzen olarak gerçeklik vizyonundan kopmuş ve felsefi modernliğin iki temel bileşenini -sonsuz ve anlamsız mekanik maddi gerçeklik nosyonu ile bilgimizin nihai dayanağı olarak öznellik ilkesi ("Düşünüyorum öyleyse varım")- ileri sürmüştü ve Hegel, -idealist ya da materyalist- geleneksel metafizikten kopmuş ve tüm katı biçimlerin, toplumsal yapıların ve ilkelerin olumsal bir tarihsel sürecin sonuçları olarak tasavvur edildiği radikal tarihsellik çağını başlatmıştı.
Sayfa 65 - MonoKL Yayınları, 1.Baskı, 2023, İstanbul.Kitabı okudu
606 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
Filozof David Bradshaw'ın incelemesi....
..... Dünya "F.S. 632'de, bu istikrar yılında" geçmektedir -yani Amerikan araba kodamanı Henry Ford (1863-1947)'un gelişinden 632 yıl sonra; Henry Ford ki onun çok başarılı olan T Modeli (1908-1927) taşıma bandı ve uzmanlaşmış emek gibi salt toplu üretim yöntemleriyle üretilmiş ilk otomobildi. Ford, Dokuz Yıllık Savaşla büyük
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 201265,8bin okunma
272 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
CESUR YENİ DÜNYA 20. yüzyıl edebiyatının özellikle ilk yarısı yeni yeni ortaya çıkan bir tür olan bilim-kurgu furyasının yaşandığı bir dönemdir. Pek çok edebiyatçı, bir sanatçı hassasiyetiyle ve dünya savaşlarının gölgesinde gelecek öngörülerinde bulunarak distopyalar yazmıştır. Bradbury’nin Fahrenheit 451’i, Zamyatin’in Biz’i, Orwell’ın 1984’ü,
Cesur Yeni Dünya
Cesur Yeni DünyaAldous Huxley · İthaki Yayınları · 202165,8bin okunma
1920'ler kuantum fiziğinde kayda değer gelişmelerin yaşandığı bir on yıldı: Dalga-parçacık ikiliği keşfedilmiş, Einstein'ın görelilik teorisi deney­sel olarak doğrulanmış, belirsizlik ilkesi kanıtlanmış ve Newton'un sabit mekanik evreni kesin olarak yıkılmıştı. Whitehead'in görüşü, bu son ke­şiflere yanıt olarak, enerjinin gerçekliğin altında yatan ilke olduğu, sürekli olarak oluştuğu ve yeniden biçimlendiği yönündeydi; dahası bunun özel­likle dikkat çeken iki sonucu vardı. Birincisi, bu sürecin, akışın, oluşun -adına ne derseniz deyin- aslında mevcut olan tek ilahi varlık olduğu, Tan­rı' nın aslında dünyayı harekete geçirdiği; onun, her şeyi fiiliyata dönüş­türen akışın kendisi olduğu, ancak sürecin aldığı biçimi doğrudan yönet­mediği -enerjinin çeşitli biçimlerini aldığı süreçlerde özgürlüğün mevcut olduğudur. İkincisi, geleneksel dinlerin temel kaygısının, daha önce olanla­rı anlamlandırmak ve ileride olacakları öngörmek amacıyla, süreç akışında bir düzen bulmak olduğudur.
Sayfa 285 - Kronik Yayınları.
Reklam
175 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.