Mekke'nin fethi. Hz Muhammed (s.a.v) savaşmaksızın teslim alıyor şehri. Herkesi affediyor putlardan başka. Hz. Ali Kâbe'deki üç yüz altmış putu tek tek kırıyor. Putlar bitti mi? Hayır. Hz. Peygamber minberde. Kibir putunu kırmaya çağırıyor insanları: Ey insanlar! Yüce Allah cahiliyet kibri ve soy sopla övünme düşüncesinden temizledi sizi. Hepiniz Adem'densiniz, Adem de topraktandır. Sizin en üstününüz Allah'tan korkup günahtan kaçanlarınızdır.
İshak'ın soyundan gelenler de, Ka'be'yi İbrahim tarafından yapılan kutsal bir tapınak olarak ziyaret ediyorlardı. Bu onlar için Tanrı'nın var olan mabedlerinden sadece biri idi. Fakat yüz yıllar geçtikçe tek tanrıya olan ibadetin saflığı bozulmaya baş- ladı. İsmail'in soyundan gelenler, Mekke vadisine sığmayacak ka- dar çoğaldılar; uzaklara göç edenler bu kutsal tapınaktan taşlar alıp, Ka'be adına onlara saygı gösterdiler. Daha sonraları, komşu putpe- rest toplulukların etkisiyle bu taşlara putlar da eklendi; ve sonunda hacılar bu putları Mekke'ye taşımaya başladılar. Bu putlar Ka'be'nin çevresine yerleştirildi; işte o zaman Yahudiler, İbrahim'in tapınağını ziyaret etmemeye başladılar.
Reklam
Putların yıkılacağı zamanı gözler.
(7) Tevhid ehli, putlar asrında yaşasa da, putperestlerden ve putlarından beridir. Putperestlerin meydanlara dikip, adlarına kanunlar düzdükleri putlarına nefretle bakar. Putların yıkılacağı zamanı gözler, gözlerken de boş durmaz vazîfesini yapar. Ayrıca tapınak haline getirilen türbelere de tepkilidir. Nebîmiz aleyhisselâm'ın Mekke'nin fethiyle putları alaşağı edip kırdığını hatırlar; elinde balyozla Mekkelerin fethini hayal eder.
Yıllar önce bir gün Mekke'de yemekli bir toplantı yapıldı. Henüz peygamberliğin gelmediği o dönemlerde Efendimiz (sav) de o toplantıya katıldı. Toplantıda putlar adına kurbanlar kesildi ve o etlerden yapılan yemekler ikram olarak verilmek istendi. İşte o gün Saîd b. Zeyd'in(ra) babası Zeyd b. Amr dayanamayıp ayağa kalktı ve: "Koyunu Allah (cc) yarattı. Ona gökten yağmur yağdırdı. Yerde ot bitirdi. Sonra siz onu, Allah'tan (cc) başkasının ismi ile kesiyorsunuz." dedi. Bunun üzerine öz amcası olan Hz. Ömer'in (ra) babası Hattab, ayağa kalktı ve onu dövmeye başladı. Hattab, etrafı da kışkırtıp onu ciddi şekilde dövdükten sonra: "Bu saatten sonra sana Kâbe'ye gelmek de yasaktır!" dedi. Kâbe'de putlar olduğundan ve Zeyd b. Amr, onların kutsal saydıkları putları kutsal saymadığından onu Kâbe'den kovdu. O yüzden Saîd ibni Zeyd(ra): "Baban, babama çektirdi. Sen de şimdi bana çektiriyorsun, ah Ömer ah!" diyordu.
Sayfa 25
Sadece çocukların güle oynaya gideceği yerin adıdır cennet..
İnsanların çoğu bırakın Allah'ı, ölüme dahi inanmak istemiyor. Bunun da doğal bir sonucu olarak dünya hayatlarının en mutlak gerçeği olan ölümün adından bile kaçıyorlar.. Hesap bakkal hesabı gibi ortadadır. Kalbinde vicdanın ve merhametin zerresi olan zulüm eder mi? Sanıyorlar ki ellerine fırsat geçti, ve yaptığımız her kötülük yanımıza kâr
İşte şimdi, Sina Dağı'ndaki ateş, yanmış insanı çağırıyor. Beşikteki çocuk konuşuyor. Doğuran kadından değil, çağrıyı ondan dinlemeli. Ağaçtan putlar, ateşte çatır çatır yanacak kadar kurulmuşlardır ve onların odun olarak kullanılacağı "büyük kış" da gelmiştir. Çocuk İbrahim balta kullanacak yaşa ulaştı. Peygamber Hira Dağı'ndan inmiş örtüleri bir yana fırlatmış. Denizlerin mürekkep ve ağaçların kalem kesilip yazsalar önünde bitecekleri tükenmez kutsal sözler Mekke'de, Medine'de, bütün ufuklarda çınlıyor. İnsansa, kutlu rüyalardan bile uzakta uyumaktadır. Şafak gelmiş kapıya dayanmış, bıçak boğazda, güneş ırmakta, kuzu annesinin memesine yaklaşmakta. Yine de insan uyumaktadır... İnsansa, kurtarıcı çağrıyı duymamakta direniyor.
Reklam
116 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.