Nakşiliğe ait risale ve eserler, elde dolaştırılan vahdet-i vücûd kitaplarından, tasavvuf anlayışlarının mutedil oluşu ve sofiye terimlerindeki hususi şekilleri ile kolayca ayırt edilebilir. En bariz fark, eski sofilerin üzerinde çok durdukları ve "ilmü'l-kulüb" dedikleri kalbi ve mânevî ilmi derinleştirmeleri, panteistlerin metafizik sistem ve telâkkilerinden tamamen uzak olarak ruhî ve psikolojik tahlillerle, âdeta bir hal ilmi vücûda getirmeleridir. Bu noktaları, onları şer'î ilimlerle, halkla anlaştıran ve devletin vazgeçilmez unsurları haline getiren taraflarıydı.
Mevlâna Ali'nin Raşehât-i Aynü'l-Hayat adlı menkıbeler kitabı, bu telâkkiyle dolu nakşî şeyhlerinin biyografilerini içine alır. İmam-ı Rabbânî'nin Mektubât'ı da çok meşhur olup, defalarca Türkçeye tercüme edilmiştir.
Sayfa 547 - Nakşîlik
Saliha Bir Hanım İstiyorum. (Okumanızı Mutlaka Tavsiye Ederim
Yaş 25 evlilik zamanı geldi geçti derken annem yuva kurma konusunu açtı. Saliha bir kız olsun gerisi gelir diye düşünüyordum. Yakın bir akrabamızdan haber geldi. Komşuları çok dindarmış. Kızın, ailesinden daha da dine bağlı olduğunu duyunca sevindim. Gittik bir görelim görüşelim dedim.
Hem hıfza çalışan çocukların tabakasına karşı dahi, Kur'an-ı Hakîm o nazik, zaîf, basit ve bir sahife kitabı hıfzında tutamayan o çocukların küçük kafalarında, o büyük Kur'an ve çok yerlerinde iltibas ve müşevveşiyete sebebiyet veren birbirine benzeyen âyetlerin ve cümlelerin teşabühüyle beraber; kemal-i suhuletle, kolaylıkla o çocukların hâfızalarında yerleşmesi suretinde, i'cazını onlara dahi gösterir.
Mektubat - 182
Gizli şarlatan ilmi.
Tasavvuf ehlinden bir güruh, bu görüşü dillendirmiş ve farklı yollarla bunu ispat etmeye çalışmışlardır. Tasavvuf ekolünde en yaygın olan görüş, Allah Resülü'nün (sav) Ebû Bekir'e bu ilmi öğrettiği, ashabın da daha sonra bunu Ebû Bekir (ra) yoluyla öğrendiğidir.
Nakşibendīler arasında Rabbânînin Mektûbât isimli eserinden sonra en önemli
Sayfa 62 - Tevhid basım yayınKitabı okudu
Bediüzzaman Hazretlerinin Cihadı
“Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilaftır. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet, ittifak silahı ile cihad edeceğiz.”(Bediüzzaman Said Nursi ,Tarihçe-i Hayat)
Fatır-ı Hakimin ezelden beri cereyan eden bir kanunudur ki, herhangi bir milletin felâketlere maruz kalması, fertleri arasında fitne ve fesadın çoğalması, dalâletin hidayete, şerrin hayra