☞"Sen öleli dört hafta oldu. Dün gece ilk kez geri geldin. Ya da bir başka deyişle mevcudiyetin, yokluğunun yerini aldı. Beethoven'in (op. 51) piyano için 2 no.lu Rondo'sunu dinliyordum. Neredeyse dokuz dakika boyunca sen o Rondo idin, ya da Rondo sendin. Uçuculuğun, direngenliğin, kalkık kaşın, sevecenliğin vardı onda.
Bu ağıdı
Şiir benim tanrımdır, işte ben şiiri bu denli seviyorum. Gecem, gündüzüm bunu düşünmekle geçiyor, kimsenin söylemediği yeni bir şiir, güzel bir şiir söyleyeyim diye. Kendimle baş başa olmadığım ve şiiri düşünmediğim günüm, anlamsız ve bir hiç sayılır. Belki şiir görünüşte beni mutlu kılamaz ancak ben mutluluğu kendim için başka türlü yorumluyorum. Mutluluk benim için ... güzel elbise iyi yaşam ve iyi yemek değil. Ben, ruhum memnun olduğu zaman mutluluk duyuyorum ve şiir benim ruhumu memnun ediyor. Şayet, insanların elde etmek için çırpındıkları o güzellikleri bana verseler ve karşılığında şiir söyleme yeteneğini benden alsalar, intihar ederim. Siz benden vazgeçin, siz bırakın ben sizce mutsuz ve aylak olayım, ancak ben hiç bir zaman yaşamımdan yakınmayacağım. Tannya ve çocuğumun ölümü üstüne yemin ederim ki ben sizi çok seviyorum. Sizi düşünmek gözlerimi yaşartıyor. Ben kimi zaman düşünüyorum ve düşünmüşüm, neden tanrı beni böyle yarattı ve neden şiir adlı şeytanı içimde canlandırdı ki, ben sizi memnun edemeyeyim ve hiç bir zaman sizin sevginizi alamayayım, ama bu benim suçum değildir. Benim, milyonlarca insanın kabullendikleri yaşam gibi sıradan bir yaşamı kabullenecek gücüm yoktur. Evlenmek niyetinde değilim. Ben yaşamım boyu hep ilerleyeyim ve toplumda seçkin bir kadın olayım istiyorum ve sizin, benim dediklerimi kabul etmeyeceğinizi sanmıyorum. mektup yazın.
Leyla Erbil
An itibariyle Ahmed Arif'in burada kayıtlı olan dört kitabından üç tanesini okumuş olarak bulunuyorum. İncelemenin hemen başında söyleyeyim şiirleri güzel lakin nesir yani düz yazı mektupta ise Ahmed Arif cidden çok yavan ve hoş olmayan şekilde yazmış bunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. Mektuplara gelecek olursak
''Yazdıkların şiir değilse kalsın”
…
“Aklınla yapayalnız baş başa
Nice alevli geceler geçtin”
…
“Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla”
Cahit Zarifoğlu
Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok
esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Hüseyin Nihal Atsız- Geri Gelen Mektup şiiri ve hikayesi..
Nihal Atsız’ın öğretmen olarak çalıştığı okula bir gün bir hanım öğretmen gelir. O zamana kadar kimseye bakmayan, kimseyle pek alakadar olmayan Atsız içeri giren o öğretmene ilk görüşte aşık olur. Evet kelimenin tam anlamıyla bu bir ilk görüşte aşktır. Ve aşık olduğu o meçhul hanım
Yoldaki Mühendis, Filistinli Kassam komutanı Abdullah Galib Bergusi’nin destansı hayat hikâyesini anlatan, nevi şahsına münhasır bir “tarihe tanıklık” eseri.
Kitap, Gölgelerin Prensi namı ile yaşayan efsaneye dönüşmüş direnişçinin kızına yazdığı uzunca bir mektup olarak da okunabilir.
Mektup “Sevgili kızım, koruyucu meleğim, Tâlâ…” diye
Rüştü Onur'un yazdığı “Dört Yol Ağzı” adlı şiiri önemlidir. Bu şiir bende her şiirinden daha fazla burukluk bırakır:
“Dört yol ağzına oturmuşum
Mektup yazıyorum isteyene.
İnce belli bir kapatma,
Hovardalığından şikâyetçi dostunun.
Sarışın bir kadın,
Mektup bekliyor askerdeki kocasından.
İşçi karısından şikâyetçi
Garson patronundan.
Ve bütün insanların
derdi bana düşüyor
Akşam olunca…”
Bu şiiri Gülnur Kaya'nın enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim.
YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum.
Spotify: open.spotify.com/track/4MMzZXhVS...
YouTube: youtu.be/KKZqiEHORb0?fea...
GERİ GELEN MEKTUP
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim
“Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret,
“Bakar bakar ağlarım”.
Hatırlarım ilk görüşümü dünyayı,
Bir midye kabuğunun aralığından:
Suların yeşili, göklerin mavisi,
Lâpinaların en harelisi...
Hâlâ tuzlu akar kanım
İstiridyelerin kestiği yerden.
Neydi o deli gibi gidişimiz,
Köpükler ki fena kalpli değil,
Köpükler ki dudaklara benzer;
Köpükler ki insanlarla
Zinaları ayıp değil.
Gemiler geçer rüyalarımda,
Allı pullu gemiler, damların üzerinden;
Ben zavallı,
Ben yıllardır denize hasret.”
Sayfa 41 - Orhan Veli’nin şiirlerinde sıklıkla karşılaşılan hasret temasını işler. Şair denize hasret bir kişinin gözüyle anlatır duygularını ve denize özlemini.Kitabı okudu
“Nedense Orhan Veli’nin, ölümünden sonra müsveddesi diş fırçasına sarılı bir kağıtta bulunan, tamamlanmamış ‘Aşk Resmigeçiti’ adlı şiiri vardı:
Hiçbirini bağlanmadım,
Ona bağlandığım kadar.
Sade kadın değil, insan.
Ne kibarlık budalası,
Ne malda mülkte gözü var.
Hür olsak der,
Eşit olsak der.
İnsanları sevmesini bilir,
Yaşamayı sevdiği kadar.
16 Ekim 1988
(Orhan Veli)”
Bu şiiri Gülnur Kaya'nın enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim.
YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum.
Spotify: open.spotify.com/track/4MMzZXhVS...
YouTube: youtu.be/KKZqiEHORb0?fea...
GERİ GELEN MEKTUP
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim