Melâmetiye
Yeni ortaya çıkan bu zümrenin kanaatına göre ta­savvuf hedefinden sapmıştır. Çünkü gönül eğitimini esas alan, insanların, nefsi duygularına karşı muka­vemetli olmasını gaye edinen bu sistem maddeye ve şekile kurban gitmektedir. Sufilere ait bir kıyafetin olması veya onlara ait özel mekanların bulunması gösterişten başka bir şey değildir. Halbuki gösterişin olduğu yerde ruh terbiyesinden, nefis terbiyesinden, ıhlas ve samimiyetten bahsetmek mümkün değildir. Tasawufi ahlakı gerçekleştirmek için yapılacak ilk iş meseleyi şekilcilikten kurtarmaktır. Yani dervişlere ait özel bir kıyafet ve özel bir bina olmamalıdır. Bu neşveye Yunus daha sonra şöyle işaret edecektir: Dervişlik olaydı tae ile hırka Biz de alır idik otuza kırka
Sayfa 74 - Iletişim yayınlarıKitabı okudu
Büyük bir çogunlugu göçebe bir hayat sürmekte olup daha önce Şamanist, Budist ve Maniheist mistik kültürlerin tecrü­besini yaşamış bulunan, önemli bir kısmı, Arapça bilmek bir yana, okuma-yazma dahi bilmeyen Türk topluluklarının, Ma­veraünnehir'in gelişmiş kültür merkezlerinde yaşayan hem­ cinsleri gibi kitabi lslam'ı geregi gibi kavrayıp yaşayabilmeleri imkansızdı. Bu yüzden, geleneksel şifahi kültürün hakimi­yetindeki bu insanların lslam'a ısınınaları, basitleştirilmiş mis­tik bir yoldan, başka bir deyişle, Islam'dan önce alışık olduk­ları usullerle gerçekleşebildi ki, bu yolu da onlara Horasan Melametiye mektebinden yetişmiş Ahmed-i Yesevi ve halifele­ri aşılar.Işte bu yüzden onların Orta Asya Türk toplulukla­rı arasında lslam'ı yerleştirme itibariyle oynarlıkları rol, tarihi bakımından son derece büyük bir önem arzeder.
Reklam
TahsinYazıcı'nın İslam Ansiklopedisi'ne yazdığı Melametiye maddesinde bahsettiği gibi onların ilk varoluşçular olduğu sözünü hatırlatıyor elbette...
Melametilik
Melametiye, başkasınca iyi, güzel, dürüst, temiz, onurlu olarak bilinmenin önemsiz ve fakat Allah katında böyle bilinmenin en önemli şey olduğunu da bilen bir halin ifadesidir. Bir düşünce hareketi değil düşünceyle beraber moda tabirle praxis bir hal hareketidir.
Daha ilk Selçukiler zamanından itibaren Darü’l Cihad olan Anadolu’ya, Türkmen boylarıyla beraber çok Türkmen babalarının , Orta Asya, Harezm ve Horasan sahalarından Yeseviye tarikatına mensup dervişlerin Horasan sufileri dediğimiz Melametiye şubelerine mensup şeyhlerin Irak, Suriye ve İran’dan türlü türlü akidelere malik insanların gelip kısmen -yeni tecessüs eden- İslam şehirleriyle yavaş yavaş İslamlaşmaya başlayan eski merkezlere yerleştikleri tabiidir.
Sayfa 31 - Alfa TarihKitabı yarım bıraktı
Melamiyenin üzerinde durduğu ikinci esas nefisle mücadeledir; onun arzusuna ters şeyler yapmaktır. Mesela o daima kendisine saygı gösterilmesini, büyük görülmesini, alkışlanmasını ister. Halbuki bunların hepsi bir !uzaktır. Insan aksine olabildiğince alçak gönüllü olmalı, en büyük değil en günahkar bir kul olduğunu itiraf etmelidir ki
Reklam
Daha ilk Selçukîler zamanından itibaren darülcihad olan Anadolu’ya Türkmen boylarıyla beraber birçok Türkmen “baba”larının, Orta Asya, Harezm ve Horasan sahalarından yesevîye tarikatine mensup dervişlerin, Hora­san sûfîleri dediğimiz melametiye şûbelerine mensup şeyhlerin, Irak, Suriye ve İran’dan türlü türlü akidelere mâlik insanların gelip kısmen -yeni teessüs eden- İslâm şehirleriyle yavaş yavaş İslâmlaşmaya başlayan eski merkezlere yerleştikleri tabiîdir.
Sayfa 44 - İnsan YayınlarıKitabı okudu