Rıhtımdaki çiçekçilerin gülüşmelerini duyuyor, pencerenin kenarındaki taştan yarıkta güneşin ışınlarıyla parlayan küçük, sarı, güzel bir çiçeğin rüzgarla oyun oynadığını görüyordum. Bunca zarif duyumun ortasında kasvetli bir düşünce nasıl belirebilirdi? Havanın ve güneşin coşkusuyla özgürlükten başka bir şey düşünmek bana imkansız göründü.
Ben saydıkça görüyorsunuz işte kibrin gerek tek tek şahıslara, gerekse bütün beşeriyete ne kadar mutluluk bahşettiğini. Bir de kibrin kız kardeşi yağcılık vardır hani, işi gücü insanın gururunu okşamaktır.
Hayat da tiyatro oyununa benzer bir şeydir, maskesi düşene kadar herkes bu oyunu sürdürür. Hayattır nitekim insanlara olduğundan farklı roller biçen: Az önce morlar kuşanmış bir kral bir bakarsınız paçavralar içinde bir köle oluvermiş. Bir yanıltmacadır sürüp gider..