İhsan Oktay Onar'ın bu muhteşem kitabında tek eksik olan bir sözlük. Bu kitap kelime dağarcığınızı geliştiriyor...
İhsan bey'in bu kadar kelimeyi nasıl öğrendiğini merak ediyorum doğrusu. Bir elimde kitap, Bir elimde tablet. Tableti sözlük olarak kullanıyorum. Şu an itibari ile 10 sayfalık bir sözlüğüm oldu. Bu sebeple bu kitabı bitirmek öyle
Merhaba Arkadaşlar ..
Benim dikkatimi çeken ve rahatsız olduğum bazı konular var bunları naçizane sizinle paylaşmak istiyorum. Öncelikle şunu belirteyim burada bulunma amacım *takip meselesi değil .Tanıdığım pek kimse yok ve birbirimizi takip ettiğimizde borsalarda bir değişme olmayacak yani bu takip etme olayı çok da önemli bir mevzu değil benim
Çok hızlı uyumak istiyorum
Sonsuzluğa nefes almak
Aşağı düşmek istiyorum o kenardan
Sadece biraz tatmin olmak
Aşık olmak istiyorum bugünlerde
Son gibi yaşamak dünyayı
Bulmak istiyorum kanımdaki kırmızıyı
Ve Haziran olmadan kaçmak
Bırakmak istiyorum bu ıslak dünyayı
Romantik zihinlere terk edip
Durmak istiyorum bu günlerde
Bir kaç hap
Spoiler içermez, merak etmeyin.
Bu, gerçek manada ilk incelemem olarak, ayrı bir önem taşımakta kendim için. Belki inceleme olmaktan çıkacak cümlelerim ilerledikçe, taslaksız bir yazı olarak içimden geldiğince yazacağım. Cümle düşüklükleri yahut dil sürçmeleri olabilir, idare edersiniz beni inanıyorum.
Gelelim Egospu'ya...
Kitap 2012'de
İnsan dünyaya bir başına gelir ve yine aynı şekilde bir başına gerisin geriye gider, kökten gerçekliği içerisinde insanlar arasında yalnızdır. Ancak diğer insanlara “maruz” kaldıkça evrimleşip, dillenmeleri çokça mümkündür. Buradaki tek etken ise “maruz kalmaktır.”
Şöyle bir geriye doğru yol aldığımız zaman daha çiftçiler peyda olmamış toprak
21. yüzyıldayız ve sınırlamalar aşılmak için var. Sevgi dolu ebeveynleri, ağır engelli çocuklar için tasarlanmış bir kamp bulur. Okuyucu düşünüyor, gerçekten... yani bu bebek bakıcılığı türü bir durum mu? Ah hayır hayır hayır, okumaya devam edin.. Melody, önümüzdeki hafta evinin güvenliğinden iki saatlik yolculuğu yapmaya hazırlanırken heyecanlı
Nazan Bekiroğlu’nun Yusuf ile Züleyha’sı, adı Yusuf ile anılacak Züleyha’nın romanı, Züleyha’nın kaderi, Züleyha’nın güzelliği, Züleyha’nın yitirmesi ve Züleyha’nın buluvermesi. Nazan Bekiroğlu’nun dili kavruk yaz göğünün altında kıpraşan, buz gibi suyun berraklığı, davetkarlığı. Bu kitap, en güzel kıssanın, en güzel dile, apak anadile, canım
Derdi veren Tanrı, dermanını da verirmiş. Yazı ve tura gibi. Biri olmadan, diğerini alamıyorsunuz. Böyle bir şarkı yok muydu? Durdu ve bir melodi mırıldanmaya başladı.
YARIBEYAZ ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE BİR ŞİİR
Kimsiniz siz, beni dinliyorsunuz böyle, siz kimsiniz
de kendinizi dinliyorsunuz? Beyaz mısınız
siyah mı, ya da var mı bunun bir kıymet-i
harbiyesi? Parmaklarını müzik olmadan
sallayabilir misin, kafanızda dönüp duran o vahşi maymunları
saymazsak eğer, sarsılabilir misin, bir melodi olmadan,
kendine