Nice delikanlıların figüranlık yaptığı
Yazlar bilirim memleketime özgü.
Güzler bilirim ülkeme dair
Karşılıksız kalmış bir sevda gibi gelir
Kalakalmış bir kıyıda melul ve tenha
Kalbim gibi
Sayfa 79Kitabı okudu
"Telgrafın tellerini kurşunlamalı"
Öyle değildi bu türkü, bilirim
Bir de içime
- Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen, bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim, mektuplar bilirim.
Okul hayatım
İlkokulun ilk günüydü, sınıfa geç kalmıştım, kocaman gözleri olan ve gözüme korkunç gelen öğretmenin masasına yaklaştım, sadece hiç bir şey demeden gözlerime baktı. Korkmuştum, geç kaldığım için bana kızacağını düşünmüştüm ve arkamı dönüp çıktım eve kadar koştum. Ablam beni alıp tekrar okula bıraktı ve duruma bir şekilde alıştık.
Soba vardı
O zamanlar hiç bilmediğim bir dünyaya dair mutlu ve meçhul hayaller içinde, tüm kalbimi doldurup besleyecek, beni göğsüne bastırıp, yüreğimi ferahlığa erdirecek günlerin özlemiyle yaşardım. Ve şimdi o uzaklardaki dünyadan geri döndüm çocukluk memleketime; cebimde sayısız hayal kırıklıkları ve darmadağın olmuş sayısız plan ile!
Sayfa 102Kitabı okudu
SANA,BANA,VATANIMA ,ÜLKEMİN İNSANLARINA DAİR
Yazlar bilirim memleketime özgü Yiğit köy delikanlılarının incir çekirdeği meselelerle birbirlerini kurşunladıkları birinin ölü dudaklarından sızan kan daha kurumadan üstüne cehennem güneşlerde göğermiş mor sinekler konup kalkan diğeri kan ter içinde yayla yollarında mavzerinin demirini alnına dayamış yüreği susuzluktan bunalan içinden mapushane çeşmeleri akan ansızın parlayan keklikleri jandarma baskını sanıp apansız silahına davranan nice delikanlıların figüranlık yaptığı yazlar bilirim memleketime özgü #Erdem Bayazıt
Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair
“Telgrafın tellerini kurşunlamalı”
Öyle değildi bu türkü bilirim
Bir de içime
-Her istasyonda duran sonra tekrar yürüyen-
Bir posta katarı gibi simsiyah dumanlar dökerek
Bazan gelmesi beklenen bazan ansızın çıkagelen
Haberler bilirim mektuplar bilirim.
Gamdan dağlar kurmalıyım
Kayaları kelimeler olan
Kırk ikindi saymalıyım
Kırk gün hüzün boşaltan