"istanbul'da tifüs, memlekette zelzele, dışarıda harp, ben sana aşığım.”
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
YILMAZ ÖZDİL ( SÖZCÜ GAZETESİ KÖŞE YAZARI) kaleminden.
CUMHURİYET MUCİZEDİR 29 Ekim 1923 sabahı Nüfus 13 milyondu, 11 milyon kişi köyde yaşıyordu. 40 bin köy vardı, 37 bininde okul yoktu, postane yoktu, dükkan yoktu. 30 bin köyde, yani her dört köyün üçünde cami yoktu. Traktör sayısı sıfırdı, biçerdöver sayısı sıfırdı, karasaban vardı. Ayçiçeği üretimi yoktu, şeker üretimi yoktu, ekmeklik un bile
Reklam
“-Bir arkadaşın yerine iki günlüğüne bir işe bakıyordum. 50 dolar kaybolmuş, benden bildiler. -Neden? - Bu memlekette bir tek garibanlar hırsızdır da ondan.” 🎬 Üçüncü Sayfa
Bizim memlekette kargalar bile siyah-beyaz Smokinli hovardalar gibi.
*"Bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor."*📕 ... Şu saltanat sahibinin pek büyük bir keremi, pek geniş bir merhameti var. Hem pek büyük izzeti, pek celalli bir haysiyeti, namusu vardır. Halbuki kerem ise in'am etmek ister. Merhamet ise ihsansız olamaz. İzzet ise gayret ister. Haysiyet ve namus ise edepsizlerin te'dibini ister. *Halbuki şu memlekette o merhamet, o namusa lâyık binden biri yapılmıyor. Zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp buradan göçüp gidiyorlar.* *Demek, bir mahkeme-i kübraya bırakılıyor.* Sözler🌹
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor! Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı! Kimimize kış, kimimize bahar olup canıyla değen babalarımızı! Bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor, en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz! Erdem Bayazıt
Reklam
Aşırı sinir aşırı gerginlik içerir
Bir usta bir taşın mücevher mi kömür mü olduğunu anlayabilirmi soruna saatlerce dil döküp ikna ettiğim vatandaş ben bu mesleğimi 21 yıldır yapıyor gelecek nesile şef,şef yardımcısı usta yetiştiriyorum.aldığınız ürün kusurlu olabilir bu size mesleğime yetiştirdiğim yarınlara küfür,hakaret etme imkanı vermez.bir işletmenin ve o işletmede
Memlekette çiçek açsa senden bilirim
yorgunluk benim genel halim. bana, “nasılsın?” diye soranlara, en sık verdiğim yanıtın “yorgunum,” demek olduğunu keşfettiğim günden beri, daha bilinçli olarak “yorgunum”. şu memlekette yaşayıp da yorgun olmamak mümkün mü? beden yorgunluğu dediğinden ne olacak, iki-üç dinlenmeyle geçer, ama ben aslında vatan yorgunuyum! ruh yorgunuyum, gönül yorgunuyum, hayat yorgunuyum; öğrenmek, bilmek, anlamak, anlamamış gibi yapmak, düşünmek, hissetmek, tanımak, tanık olmak, katlanmak, anlayış göstermek, görmezden gelmek, üzerinde durmamak, idare etmek, üzülmemiş görünmek, alışmak, alışamamak, sabretmek, katlanmak, beklemek yorgunuyum. tam da artık bu memlekette hiçbir şey şaşırtamaz beni sanırken, her seferinde yeniden şaşırmak yorgunuyum. murathan mungan - yüksek topuklar
Kazanan topçular oluyorken, sevinen aç insan gürûhunun sevinciyse ironi. Korna sesleri egzoz dumanıyla çevreyi kirletiyorsunuz. Dünyanın bir çok yerinde eğlence kültürü olarak algılanan bu oyun nedense bu memlekette savaşa dönüşüyor. Fanatizmin bile bokunu çıkarıyorsunuz…
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.