Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Adnan Menderesin Fener Patriği Athenagorasın Ayağına Kadar Gitmesi
Papa Eftim'in oğlu ve Türk Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Turgut Erenerol, Demokrat Parti ve Menderes Hükümeti dönemine ilişkin görüşlerini şöyle dile getirmektedir: "Demokrat Parti dönemi bizim açımızdan en berbat dönemlerden biri oldu. Adnan Menderes o dönemde Athenagoras'ın ayağına kadar gidip elini öptü. Athenagoras'ın kılıcının her iki tarafı kesiyordu. O zamanlar Menderes, Athenagoras'ın elini öperek Amerika'dan hep dolarları alacağını zannetti. O dönemde bütün olup bitenler, idaredekilerin yanlarına bile yaklaşılmazdı."
İslâmî hareketin Türkiye'de öncüleri
Fakat çok daha ciddi olan, İslâmî politik grup ve partilerin canlılığıydı. Bu grupların en önemlilerinden birisi, Said Nursînin (1874-1960) konuşmalarını ve yazılarını yayınlıyan Nurculardı. Said Nursî, Menderes rejimi sırasında Risale-i Nur 'un okullarda ders olarak okutulmasını talep etmişti. Nurcular Kemalizmin ve laikliğin İslâmiyetle uzlaşamayacağını ve Kemal'in yönetiminin "dinsizlik dönemi" olduğunu kabul ediyordu.1960'lardaki politik aktifliğe sahip diğer gruplar Cevat Rıfat Atilhan tarafından başlatıldı: Süleyman Seyfullah'ın (1863-1946) başlattığı Süleymancılar; Ahmed Salih Ali'nin başlattığı İslâmî Hizbü't-Tahrir. Bir mühendis olan Necmeddin Erbakan'ın kurduğu Milli Nizam Partisinin (MNP) dışında, bu partilerin pek azı güçlü bir politik örgütlenmeye sahipti. MNP ise oldukça farklıydı. İslâmiyetin giderek artan etkisinin sonucunda, 20 Mayıs 1971'de askeri bir darbe yapıldı ve bu parti kapatıldı. Bir yıl sonra, 11 Ekim 1972'de MNP'nin eski üyeleri Milli Selamet Partisini kurdu. Partinin İslâmî görünümü düşük tutuldu ve MNP'nin başkanlığını yapmış olan Necmeddin Erbakan 16 Mayıs 1973'e kadar yeni partiye katılmadı. Onun liderliğinde, MSP, ülkedeki destek tabanını inşa etmeye başladı. 1973 Mayıs'ına gelindiğinde Türkiye'nin otuzaltı ilinin 400 ilçesinde teşkilata sahip olduğunu açıkladı. Parti üyeliği onun ideolojisine inanan, iyi bir ahlaki yapıya sahip olan ve daha önce cezaî hüküm giymemiş bütün Türk vatandaşlarına açıktı.
Sayfa 250 - İzKitabı okudu
Reklam
Millileştirmelerden arzu edilen sonucun elde edilebilmesi yani kalkınmamızda kullanılabilmeleri için; özel mülkiyetin devamı, ancak milli müteşebbislerce veya yerli-yabancı ortaklıklarla bu şirketlerin devir alınması ve milli sermaye stoğumuz olarak muhafazası şeklinde; iktisadi örgütlenmemizin, gümrükler ile korunan bir piyasa ekonomisi olarak
Sayfa 117 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Yalnız Türkiye'de millileştirmeler, sermaye karşıtı sol-ideolojik bir muhtevadan yani sınıf çelişkisinden ziyade; iktisadi milliyetçilikten kaynaklanmıştır. Kaldı ki, bir kısmı Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan dolayısıyla bir zaruret olan millileştirmeleri de doğru bulmayanlar ve yabancı sermaye yatırımlarını savunanlar da o tarihte de
Sayfa 110 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
İnönü'nün hatıralarına göre Atatürk ve çevresi (C.Bayar+İş Bankacılar); İnönü hükümetlerinin maliye ve ekonomi politikalarını onaylamamaktadır: İnönü ve İktisat Vekili M.Şeref Özkan (+Sanayi Gn. Md. A. Şerif Önay+Kadrocular) Devletçilik ile kalkınmayı, C.Bayar ve İş Bankacılar ise özel teşebbüsün esas alınmasını tezlerini savundular. Her ne
Sayfa 97 - Maliye BakanlığıKitabı okudu
Celal Bayar-Adnan Menderes dönemi;
Osmanlı padişahları yalnız ül­kesine toprak kazandırmak peşinde savaş yapmış. Asıl kendi halkı­nın yaşadığı Anadolu ile hiç ilgilenmemiş. Onları uyandırmak iste­memiş. Annem, "Bu kafa hala sürüyor. Yeni hükümet, Atatürk'ün is­teğinin aksine, halk uyanmasın diye, köy enstitülerini, halkevlerini kapattı" diyor.
Reklam
Ancak maalesef bu idealizm Adnan Menderes dönemi sonrası yavaş yavaş kayboldu. Yine de ne kadar güçlü bir temel varmış ki, devleti tamamen aşağı çekemediler.
Baltalimanı ant.- 1838
Otuz yıl içinde bu antlaşmanın neler ettiğini anlamak isterseniz Namık Kemal’in yazdıklarını okuyun. Dünyanın hiç bir yerinde görülmedik bir liberalizm rejimi başlayınca Avrupa ekonomisi bir çığ gibi geldi. Menderes modeli bir «görülmedik refah» dönemi başladı. Gene aynı dönemde bizim gibi Batı sorunuyle uğraşan Japonlar, tersine kapıları, pencereleri sımsıkı kapatarak, kemerleri sıktılar, sert bir devletçilik politikası tutturdular; o tarihten sonra yollarımız ayrıldı; aynı yüzyılın sonlarına doğru Japonya, Avrupa ayarında bir endüstri ülkesi haline geldi.
'Soğuk Savaş dönemi boyunca, emperyalist sistemin ve bu sistemin başı Amerika'nın, Türkiye'yi Ortadoğu'da nasıl kullanmış olduğuna işaret ettik. Bayar/Menderes ikilisi ..' "Mustafa Kemal Paşa'nın 'Özgür ve bağımsız Türkiyesi, emperyalist yabancı sermayenin kucağına düşmüştür." s.261/262] Atilla İlhan, Hangi Atatürk
Sayfa 262 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
M.B.K.'nin yapmak istediği şeyler üç noktada özetleebilir: 1. Demokrat Parti'nin baskı rejimini kaldırmak ve tek tek sanıklarla hesaplaşmak. Bu konuda M.B.K. yeteneğini gösterdi ki, bunda da h aklıydı. Yargılamalarm bazı yönleri siyasi taktik açısından tartışma götürür ama duruşmaların seyri, M.B.K.'nin durumunu gerek Türk gerek Batılı kamuoyu gözünde oldukça yükseltmiştir. Yargı­lamalar birçokları tarafından M.B.K. döneminin biricik önemli fenomeni kabul edilmiştir. 2. Demokratların, demokrasiye aykırı uygulamalarda bulunmalarına imkan verdi kabul edilen devlet kurumlarını yeni bir biçime sokmak: Anayasa, Seçim Kanunu ve parti sistemi. Bunu M.B.K. biçimsel bir anlamda gerçekleştirmiştır, ama yeni Anayasadaki hükümlerin azami gelişme ile birlikte yeni partilerin tutacakları yol bakımından azami demokrasiyi teşvik etmede ne derece olumlu rol oynayacağı belli değil, hatta şüphelidir. 3. Türkiye'nin karşı karşıya bulunduğu önemli sosyal ve ekonomik problemlere saldırmanın başlan­gıcını teşkil edecek bazı reformları uygulama alanına sokmak. Çeşitli genel ve Özel sınırlılıkla ve daha önceki bölümlerde incelediğimiz engeller dolayısiyle, M.B.K. bu alanda umduğunu başaramadı. Devlet Planlama Teşkilatı gibi bazı kurumlar, Türk kalkınmasının geleceğine, M.B.K.'nin kattığı önemli birer yqrdımdır, ama M.B.K. dönemi büyük kısmıyla fikir üretmemiş ve yeni bir siyasetin başlangıç temellerini almamıştır. Sonuç doyurucu olmasa bile, alternatifinin ne olacağı yönünden ele alınması gerekir; bu alternatif de, şiddet, baskı, siyasi ve iktisadi iflasla politik uçurumun eşine g elmiş olan Menderes rejiminin devam etmesiydi.
Sayfa 193Kitabı okudu
Reklam
Avrupa’da ve Amerika’da batılılaşma ve batıcılık; Batı diplomasisine uyma anlamına gelir. Bu yüzden onlara göre Kemalist dönem Batı aleyhtarlığı. Menderes dönemi Batıcılık dönemidir!
_(Cia ajanı Fuller’in “Yeni Türkiye” planı- 2008)_ _Atatürkçülük öldü. Nurcular ileri. Paul Henze(Cia) _Kemalizme son verip Osmanlıyla övünün. Fuller(Cia) _Türkiye, Atatürk'ün mirasını reddedip Osmanlı şeriatına geri dönmelidir. Samuel Huntington. (Cia) _Yapılması gereken Atatürk'ün İslam ve kürt düşmanlı olduğu fikrini yaymaktır. Kurt
1935'te Atatürk'ün isteği, hükümetin emriyle kapatılan mason locaları, 1948'de yeniden açılmıştır. 1950'de başlayan DP dönemi masonların gerçek uyanış dönemi olmuştur. 1951 yılında DP, Halkevlerini kapatıp mallarını hazineye devredince mason locaları mallarını geri almak için harekete geçmiş, DP de masonların mallarını geri
Sayfa 423 - İnkılap YayınlarıKitabı okudu
Darbeciler halktan korktuklarından, yargılamayı kimsenin ulaşamayacağı böyle bir yerde yapmayı düşünmüşlerdi(Yassıada). Ama yine de korkuları bitmemişti. Öylesine panik içindeydiler ki, İstanbuldan denizaltından tünel kazarak Menderes ve arkadaşlarını kurtarmak istedikleri gerekçesiyle insanları tutuklayıp yargılayacak kadar!
Sayfa 92 - 1960 DarbesiKitabı okudu
AP 1965 seçimlerine, “İnönü'yü deviren parti” imajıyla ve yeni lideri genç Demirel ile girdi. En önemlisi, amblemini değiştirmişti. Yeni amblem kırat idi ve liderin adı Demirel'di. İkisi birleştiğinde “demirkırat” oluyordu. DP döneminde, özellikle köylüler demokrat kelimesini “demirkırat” diye telaffuz ediyorlardı. Seçimler öncesindeki
Sayfa 112Kitabı okudu
135 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.