Bir kitapta alıntı bir cümlesini görüp dipnottan kaydettiğim bir kitaptı. Aslında oldukça da ünlü bir esermiş. Alman edebiyatı dalında yazılmış bu kitap, Süskind'in başyapıtı.
Kitabın başlarında parfüm yapma hevesiyle doldum taştım. Hatta bir sürü kokuyu not aldım heyecanla. Kitabın ilerleyen bölümlerinde dehşete düştüm. Duyularla ilgili bir anket yapılıyor ve insanlara 5 duyunuzun birinden vazgeçmek zorunda kalsaydınız bu hangisi olurdu diye soruluyor. İnsanların yaklaşık %90 lık bir kısmı koku duyusunu seçiyor. Bu aslında bu duyumuzun ne kadar farkında olmadığımızı gösteriyor. Hâlbuki kitaptaki karaktere bu soru sorulsaydı koku hariç tüm duyularından vazgeçebilirdi. Çünkü kokuyla görüyor, kokuyla yürüyor, kokuyla dokunuyor, kokuyla yaşıyor. Yani kokusuz bir hayat, onun için kafası kesilmiş bir insandan farklı olmazdı.
Dünyanın en iyi parfümü için çizdiği rota sanki basit bir olaymış gibi anlatılsa da okuru öfkelendiriyor. Kahrolası parfüm için oldukça karanlık bir geçmiş.
Grenouille'nin sevgi görmemiş hayatı derinden üzse de bunu dert edecek bir karakteri yok. Sevgi içinde büyüseydi de böyle bir hayatı seçerdi. Çünkü koku duyusu ona yön veren tek duyu.
Yine de en son yaptığı parfüm için kurduğu şu cümle oldukça etkileyiciydi; "Paranın ya da şiddetin ya da ölümün gücünden büyük bir güçtü elindeki: insanlarda sevgi uyandırmanın yenilmez gücü."
Vay canına dedirten bir kitaptı. Filmi de mevcut. Tabi kitabın büyüsünden sonra filmi, ağır menekşe kokusu gibi kalır kanımca.
Badem çiçeği kokulu günleriniz olsun.
Keyifli okumalar.