Topraklarımızda aynı tarihi, acıları yaşadığımız, aynı yerden yara aldığımız; aynı ekmeği bölüşüp, aynı destanlarda heyecanlandığımız tüm halkları kitaplarında anlattığı için Yaşar Kemal'e minnettarım.
Menevişlenen denizin kıyısında bir ada, menekşelerin hercai kokusu, nar çiçeklerinin göz alıcı güzelliğiyle toprağından bereketle birlikte; hoşgörü, sevgi ve birlik filizlenen ada. Bu güzel adanın bunca acıya ve sürgüne tanıklık ettiğine inanmak gelmiyor içimden..
Savaşla birlikte mübadeleyle Anadolu'dan, Karadeniz'den, Girit'ten, Van'dan gelen insanların çaresizliği, açlığı, gurbet acısı, doğduğu topraklarda ölemeyecek olmalarının sızını yüreğimin kökünde hissettim.. Bu insanları birleştiren SAVAŞ olmamalıydı, acılar olmamalıydı. Bu insanları birleştiren düğünler, bayramlar, akşam sohbetleri, yenilen yemekler, anlatılan hikayeler olmalıydı.
Bu kitapta anladım ki Yaşar Kemal'i bu kadar sevmemdeki en büyük sebep her kitabında halklarımızın çektiği acıları, tarihin ayıplarını anlatırken umudunu yüreğinden yeşertmesi.