Necip Fazıl’ın İslamcı bir yazar olarak, İslâm’ı merkez alan, batı taklitçiliği ve materyalizme karşı bir duruşla kendi dünya görüşünü ya da “ideolocyasını örmeye çalıştığı” hakikati çerçevesinde bakılmalıdır. Öyle ki bu dünya görüşüne inanan nesiller yetişmiş ve siyasi mânâda karşılığını da bulmuştur. Necip Fazıl, Türk Devletinin ve İslâm dünyasının dirilişini, İslâm’ın özüne sarılmakta görmüş, Cumhuriyet dönemi siyasî parti ve kişilikleri de bu anlayışa yaklaşabildikleri çerçevede değerli görmüştür. Bu sebeple, ümit var olduğu, Menderes’e “Ya ol, Ya öl” diyebilmiştir. İdeoelocyasını
anlatmaya, olayları değerlendirmeye, insan yetiştirmeye bir vasıta olan Büyük Doğu’ya ve yayın hayatına destek olmuş olan Menderes kişisel hayatında bir liberal dahi olsa bunun için kıymetlidir.