Öğrenmek isteyen okusun!
Öncelikle yazdıklarım kitap incelemesinden ziyade yazar incelemesi veya araştırma yazısı oldu. Bu araştırma-incelemeyi oluşturmak, (geceleri birer-ikişer saatimi ayırarak) bir haftamı aldı. Biraz emek verdim açıkçası. Bu sebeptendir okuyacak olanlara kesinlikle birşeyler kazandıracağımı düşünüyorum. Vakti olan herkesin
Sitedeki iyi niyetli arkadaşları bir konuda uyarmak istiyorum.Bu anlattığımı yapan kişilere dikkat edin ve paylaşımlarını beğenmeyin arkadaşlar.Aynı anda 15 kitaptan alıntı paylaşıyor bazı üyeler.Onlara bir iki çift lafım var : Kitabı okumadığınızı belli ediyorsunuz sadece.Ezik bir görüntü veriyorsunuz bilginiz olsun.Ben okumayı sevmiyorum, burada
Es-Selam Dostlar...
Cemil Meriç ile Ali Fuat Başgil’in tavsiye yazılarını okumam ile kitaplığıma kazandırdığım disiplinli çalışma,irade eğitimi ve ahlak üzere yazılmış bir eser…
Yazarımız Julet Payot karakter eğiminin önemi ile başlıyor ve özellikle vurguluyor sağlam nitelikli bir eğitim ile karakterin değişebileceğini.
Sonrasında başarı için
"Ne gülüyorsun deli gibi" deriz ya aslında psikolojik problemi olanların %90'ı somurtur. Aklınızda hiçbir şey yoksa gülümseyin, herkes "Ne düşünüyorsunuz" diye merak eder. Gülümsemek zeka belirtisidir.
Belli bir grup var. Akışı batırıyor. Aşırı boş beleş iletiler paylaşıyor. Yok efendim en sevdiğiniz kalem, en fiyakalı pijamanız, babanız olsa ismini ne koyardınız bilmem ne bilmem ne. Tamam, kimseye lafım yok; duvarında isteyen istediğini paylaşsın beni ne ilgilendirir ki? Rahatsız oluyorsam engellerim veya sessize alırım olur biter; ancak bu arkadaşlar mevcut durumun sorumlusu kendileri değilmiş gibi bir de "Ya uygulama çorbaya döndü" "Akış rezalet gönderilerle dolu" gibi iletiler paylaşıyor. Bir arkadaş bu durumun düzeltilmesi için ileti atıyor ve ardından destek amaçlı etiket yapıyor; etiketler tamamen bu durumun sorumlusu. Biraz öz eleştiri arkadaşlar rica ediyorum. Milletin en sevdiği şampuanı merak edip, yatmadan önce dişlerini kaç kez fırçaladığını sorup da uygulamanın kirlendiğinden yakınmanın bir mantığı yok.
Önyargıyı muhteşem şekilde anlatan bir yazı.
"SEKSSİZLİK"
¶¶Günaha bulaşmadan kadın ya da erkek olunmuyor bu âlemde hekimbaşı. Bulaşmaya da değmiyor. Aslında yapmamız gereken hormonlarımızı görmezden gelmekti. Yapamadık; evdeki “vitrin”de Lacan vardı da biz mi okumadık? Cennetten zaten kovulmuştuk, cehennemde yer yoktu.