Dönüşüm
En sonunda kendimi seçmem gerektiğini öğrendim. Üzüldüğümde, kırıldığımda, öfkelendiğimde ve canım yandığında bunu geç olmadan fark etmeyi öğrendim. Ağlayan birisine sarılmak ister gibi kendime sarılmak istemeyi, şefkat göstermeyi öğrendim. Kendimi seçmek etrafıma duvarlar örmek demek değil. Kendimi seçmek bir başkası için çabalamamak demek değil.
Sayfa 24 - Aysu Altaş
Dönüşüm
Hâlâ beni, ben yapan şeyleri yapmaya devam edebilirim. Sevmek, değer vermek, çabalamak ve kıymet verdiğim şeyler uğruna korkusuzca hareket etmek; beni, ben kılan şeyler. Bunlar bazen canımı yakabiliyor, evet. İstediğim karşılığı alamıyorum belki. Üstelik hayat çoğu zaman adil de değil, biliyorum. Bir şeylerin sonunu görmek de kolay değil kimi zaman. Ama ne olursa olsun, sırf yara ve çizik almaktan kaçınmak için kendimiz olmaktan ve istediğimiz şeyler için çabalamaktan vazgeçecek kadar korkak birisi olmamamız gerektiğini de biliyorum. Bunun akıllılık değil, yalnızca cesaretsizlik olacağını biliyorum. Bu yüzden kendimi seçmenin artık bir şeyleri dışlamak anlamına gelmediğini, aksine kendim haricindeki her şeyi de daha doğru anlamak, onlarla empati kurabilmek, daha güçlü hissedebilmek demek olduğunu biliyorum. Kendime verdiğim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi.
Sayfa 24 - Dönüşüm, Aysu AltaşKitabı okudu
Reklam
Dönüşüm
En sonunda kendimi seçmem gerektiğini öğrendim. Uzüldüğümde, kırıldığımda, öfkelendiğimde ve canım yandığında bunu geç olmadan fark etmeyi öğrendim. Ağlayan birisine sarılmak ister gibi kendime sarılmak istemeyi, sefkat göstermeyi öğrendim. Kendimi seçmek etrafıma duvarlar örmek demek değil. Kendimi seçmek bir başkası için çabalamamak demek değil.
Sayfa 24 - Kafka OkurKitabı okudu
Kendime verdiğim sevgiyi büyütüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi.
"Kendime verdiğim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi."
Dönüşüm
"Kendime verdiğim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi."
Reklam
Dönüşüm
Kendimi seçmenin artık bir şeyleri dışlamak anlamına gelmediğini, aksine kendim haricindeki her şeyi de daha doğru anlamak, onlarla empati kurabilmek, daha güçlü hissedebilmek demek olduğunu biliyorum. Kendime verdigim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi.
Sayfa 24 - AYSU ALTAŞKitabı okudu
Kendime verdiğim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi.
Sayfa 24
Baştan beri bilinçdışıyla gönüllü karşılaşmamı benim yönettiğim ve sonucunu merakla beklediğim bir deney olarak almıştım. Bugün onun ‘bana’ uygulanan bir deney olduğunu söyleyebilirim.
Şu masanın başında pek çok gece uyumadan, yolunu büyük bir merakla beklediğim sevgili dolunay. Ey geceleri görünen kederli dost! Keşke bana bu bakışın, benim ıstırabıma son bakışın olsaydı.
Nilüfer yayıncılık
Reklam
Severek okuduğum yazarlar ve şairler yok değil; fakat, üzülerek söylüyorum, acaba bu sefer ne demiş, diye yazısını ayrı bir merakla beklediğim yazar pek yok.
Sayfa 171Kitabı okudu
“Baştan beri, bilinçdışıyla gönüllü karşılaşmamı, benim yönettiğim ve sonucunu büyük bir merakla beklediğim bir deney olarak algılamıştım. Oysa bugün düşündüğümde, onun ‘bana’ uygulanan bir deney olduğunu söyleyebilirim. Karşılaştığım zorlukların en büyüklerinden biri, olumsuz duygularımla başa çıkabilmekti. Onaylamadığım duygulara boyun eğiyor, çok direndiğim ve sık sık saçma bulduğum fantezileri not etmek zorunda kalıyordum. Anlamlarını çıkartamadığımız sürece, o fanteziler bayağılığın ve gülünçlünün şeytanımsı bir karışımı gibi gelirler. Onlara dayanabilmem bana pahalıya patlıyordu ama kaderdi beni zorlayan. Sonunda, olağanüstü bir çaba harcayarak o labirentten kendimi kurtarabildim.”
Sayfa 213 - Can YayınlarıKitabı okudu
X Arabasına bindiğimiz zaman Prens: -Bakın aklıma ne geldi, dedi, bir yere gidip bir şeyler yesek. Ne dersiniz? -Bilmem ki Prens. Geceleri yemek yeme alışkanlığım yoktur. Sabit, kurnaz bakışını gözlerime dikerek: - Hem yer, hem konuşuruz, diye ekledi. "Anlaşıldı, açık konuşmak istiyor!" diye düşündüm. Benim de istediğim buydu zaten.
…artık cesaretim iyice sinmiş, saklanmış durumda. Kendime bakıp, ‘Cesaretim ne zaman sahneye çıkacak acaba?’ diye merakla bekliyorum. İşte beklediğim şey bu. Günün birinde içimden bir canavar çıkacak ve başkası olacağım. O zaman hala hayattaysanız gelip sizi bulur, yüzünüze tükürürüm…Ama nefretten değil, bilakis benim için yepyeni bir şey olacak cesaretimi denemek için…
Sayfa 67
54 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.