Alay etmiyorum. Siz anlamıyorsunuz, hepsi o kadar... Aslında anlayacak bir şey de yok ve bütün sıkıntı da işte bundan doğuyor. Ama inanın, bana sizin için... Neyse, her şeyi anlamamak daha iyi... Bütün bunların bir düş olabileceğini aklınıza hiç getirdiniz mi?
Arkadaşım mühendistir, ben de profesörüm. Onun için bize hayalet masallarınızı daha sonra, sözgelişi biraz yiyecek ve içecek verdikten sonra anlatsanız daha iyi olur.
KAR, rüzgarın etkisi ile sürüklenerek kümeleniyor, özellikle geceleri, farların donuk ışıkları altında otomobillerin basamaklarına kadar yükseliyordu. Üstelik gece karanlığında insana garip bir yalnızlık, bir iç sıkıntısı veriyordu.
"Bana neden ‘sen’ diye hitap ediyorsun?"
"Bilmem, çünkü bunu istiyorum... Biraz sonra sen de bana ‘sen’ diyeceksin.. Bunun için ne kadar beklemek gerekirse o kadar bekleyebilirim. Yiyecek ya da içecek bir şeyler ister miydin?"