PARÇA PARÇA
Günler her gün bitmez tükenmez bir yol gibi adım adım ilerlerken ölüme her an bir ufuk daha yaklaşıyor,hayatın tatlı arzularına meydan okunuyordu.Yorgun argın bir ruh, mesut ve bahtiyar bir şekilde bir mezar taşına merhaba diyordu. Soğuk bir kış sabahı etrafı beyaz karlar kaplamış, kefeni anımsatan. Dünyada eşi ve benzeri olmayan bir duyguyla gözlerini yuman ağaçlar ve çiçekler,baharda tekrar yeşermek üzere ölümden sonra dirilişin olacağını haber veriyordu.
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
ırmak gibi rüzgar gibi konuşurdun
yayla kokuşlu çiçekler açardı sanki
çiğdemler güller mor menevşeler açardı
Sımsıcak konuşurdun konuşunca
Hâlâ koynumda resmin
Dağları anlatırdın ve dostluğu
bir ceylan gibi sekerdi kelimeler
Sesini duymasam çölleşirdi dünya
dağlar yarılır ırmaklar kururdu
bulutlar çökerdi
Akşama dek çardakta otururdu gözü yolda
Şimdi küçük harflerle fısıldıyor bir rüzgâr
-Merhaba ey yaşlı adam mangalın sönmüş
Evinse virane, kimdi zamanın tökezlettiği