Sezai Karakoç'u çok okuyunuz. Sezai, yeni şiiri çok iyi bilir. Çok yüklü, çok enteresan bir insandır. Sizden, Tanpınar'ın Huzur ile Beş Şehir'ini, Mithat Cemal'in Mehmet Akif'ini, Safiye Hanım'ın Ciğerdelen'ini, Orhan Veli'nin nesir yazılarını, Ataç'ın Günlerin Getirdiği'ni, Halikarnas Balıkçısı'nın Merhaba Akdeniz'ini, Cahit Beğenç'in Yol Notları serisini okumanızı rica ediyorum. Yukarıda sıralamaya çalıştığım kitaplarda Türkçe, muvazeneli ve güzeldir. Türkçe, ana sütü gibi ak ve helâl olmalıdır. Çok göznuru ve emek istiyor.
“Gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin.
Bir kez bile unutmadın "merhaba" demeyi ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin bir dostun vurulduğu gün.
Hala koynurnda resmin.”
.
Resulullah bunu dinledikten sonra 'Ey Amr.Sana Merhaba.'
(Bizim bir putumuz vardı babam da ona hizmet ediyordu. Ben Resulullah'ın peygamberliğini duyduğumda kalktım onu kırdım sonra da Hz Peygamber'e gidip ona şu şiiri okudum):
"Şahitlik ederim ki Allah haktır
Ve taşlardan yapılan ilahları ilk terk eden de ben oldum
Hicret ettiğin halde eteklerini derledim
Sıkıntılı ve meşakkatli yollardan geçtim
Bütün bunları şahsen ve aslen insanların en hayırlısı
Ve göklerdeki padişahın elçisi olana arkadaş olabilmek için yaptım."
Gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın “merhaba” demeyi
ve en yanık türküleri nasıl da söylerdin
bir dostun vurulduğu gün
Hala koynumda resmin (N.Hikmet)
Gün akşam olur elinde kitaplar
ve bir demet çiçekle çıkıp gelirdin
bir kez bile unutmadın ‘merhaba’ demeyi
ve en yakın türküleri nasıl da söylerdin
Bir dostun vurulduğu gün