408 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
DÜNYA ADALETSİZ BİR YER
Ah, tam olarak nereden başlayacağımı bilemiyorum. O kadar güzel bir mitolojik kitap okudum ki... Kitabın adı "Ben, Kirke" yerine "Ah, Kirke!" olmalıymış diye düşündüm durdum. Kitap Goodreads okurlarına göre 2018'in en iyi fantastik romanı seçilmiş ama şunu da belirtmeliyim ki kültürel birikiminiz yoksa; Homeros'un İlyada ve Odysseia Destanı'nı bilmiyorsanız; Olimposlular, Titanlar, Troyalılar hakkında fikir sahibi değilseniz; Agamemnon, Akhilleus, Hektor, Helene isimlerini duymadıysanız; günümüz Çanakkale sınırlarında yer alan Truva kalıntılarını gezmediyseniz; bazı öykülere göre ölümlülere ateşi verip onlara medeniyeti öğreten ve bunun yaptırımı olarak Kafkas Dağları'nda bir kayalığa zincirlenerek hergün bir kartalın gelip karaciğerini yediğine inanılan Prometheus'la ilk defa karşılaşacaksanız kitabın size karışık gelmesi ve pek bir şey anlamamanız muhtemeldir. Fakat biraz tarih, mitoloji, edebiyat biliyorsanız ya da biraz araştırarak okumayı denerseniz kitabın içinde kaybolacağınızın garantisini veririm. (Diğer taraftan da mitolojiyi çok çok iyi biliyorsanız kitap size belki yaratıcı gelmeyebilir çünkü karakterlerin hikayelerine fazla aşinasınızdır, bunu da atlamamak gerekir.) Olaylar akıp gidiyor, zaman akıp gidiyor, bir tarafta ölümsüzlük diğer tarafta ölümsüzlerin elinden akıp giden sevdikleri... Savaşlar, oyunlar, trajediler, aşk, merhamet, canavarlar, sihir, ölüm, doğa... Tanrılar, Titanlar, Troyalılar, ölümlüler, cadılar... Aynı zamanda sorgulayıcı bir bakış açısı kazanıyorsunuz. Ölümsüzlük hiç de öyle hayal ettiğim gibi değilmiş. :) Bu arada kitap +18, dikkat edilmeli. Keyifli okumalar...
Ben, Kirke
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202134bin okunma
Gazze kendi savaşını kendisi veriyor. En başından beri böyle olacağı belliydi. Ben halen İsrail’in kazanmasını zor görüyorum Ama bu savaş bize bir kaç şeyi açık olarak öğretsin ; 1-İsrail ve siyonizm yeryüzündeki en ahlaksız, hukuksuz ve insanlıktan uzak oluşumdur. Ve uluslarası lobiciliği çok güçlüdür. 2-Müslüman ülkeler acziyet içerisindedir. Kendimizi güç konusunda kandırmayalım. Biz güçlenmezsek kimse bize merhamet etmez. 3-Uluslarası/modern değer diye sattıkları her şey yalandır. İnsan hakları vb bunların değer oluşturduğuna hâla inanabilenler ya ciddiye alınmayacak kadar saf ya da kötü niyetlidir. 4-2024 yılında kameralar önünde soykırım uygulanabilir. Tüm dünya da bunu izler. Yeter ki ölenler esmer tenliler olsun. 5-Batı medeniyeti denilen şey sistematik olarak ahlaksız, aşşağılık ve vicdansız bir oluşumdur. (3-5 münferit sese aldanmaya benim karnım tok. Sistematik tavırları ortada) 6-Bu coğrafyada var olmak ve eski gücümüze dönmek istiyorsak köpek gibi çalışmak zorundayız. 7-Türkiye’de ciddi miktarda siyonist İsrail yalaması vardır. Altay Cem Meriç
Reklam
Mini Mini Saraylar: Kuş Evleri 🐦🏠 Kuşlara ev sahipliği yapan kuş evlerini merak ediyor musunuz? 🕊️🙂 █ ██ ███       ▒▒▒     ███    ▒█▒
243 syf.
9/10 puan verdi
Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak, nasıl çıkar karan- -lıklar aydın-
835 Satır
835 SatırNazım Hikmet Ran · Adam Yayınları · 20013,005 okunma
Rumlar Haçlıları soydular;paralarını aldılar.Türkler Haçlıları bu perişan halde görünce merhamet ettiler ;onlara para ve ekmek dağıttılar;hastalarını tedavi ettiler. Rumlardan satın aldıkları Haçlı paralarını düşkünlerine verdiler. Türklerin bu iyiliklerini gören üç binden fazla Frank Müslüman oldu.
Sayfa 291 - Ötüken Neşriyat YayınlarıKitabı okudu
315 syf.
·
Puan vermedi
·
20 günde okudu
taşları yeme, taşları yemek yasak!
Bazı kitaplar vardır sırf ismiyle bile çeker insanı kendisine. Okuyucu merak duygusuyla kaldırır kitabın kapağını. Ne var ki bu kitaplardan çok azı aynı merak duygusuyla çevirtir her bir sayfayı okuyucusuna.Hele bir de iyi bir şairin kaleminden çıkmışsa bu kitap, merak duygusuna hayranlık da eşlik eder son sayfasına kadar. Çünkü şair duygu
Taşları Yemek Yasak
Taşları Yemek Yasakİsmet Özel · Tiyo Yayınevi · 20213,271 okunma
Reklam
Paylaşmak, bilgiyi, adil şekilde varlığı paylaşmak, gelir paylaşımında sosyal bir adalet sağlamak, akabinde adaleti, medeniyeti, kültürü ve mutluluğu getirecektir. Adalet, medeniyet, kültür birikimi ise ahlak, vicdan, merhamet ve değer doğurur. Bunun aksi dünyayı cehenneme çevirmek anlamına gelir ki bugün dünya öyle bir yere dönüşmüş durumdadır
Sayfa 237Kitabı okudu
Merhamet Medeniyeti
Neticede, uyuyan kedinin rahatını bozmamak için eteğini kesmiş bir peygamberin ümmetiyiz ve kayıtlarda sabittir Ebu Derda'nın ölüm döşeğinde iken devesine dönerek, "Ey deve, kıyamet günü benden davacı olma, sana taşıyabileceğinden fazla yük yüklemedim." dediği. Hele de Hz. Ömer'in, yerde bulduğu kanlı bir örtünün izini sürerek sırtı yaralı deveyi bulup acısını dindirmek üzere yollara düştüğü. Durumu sual eden Hz. Ali'ye, "Yarın Rabb'im bana, Ey Ömer ben seni halife kıldım, sen neden devenin acısını dindirmedin, diye sormaz mı?" cevabını verdiği.
Sayfa 79 - undefinedKitabı okudu
Ağız ya da bir ağız tarafından ısırılan yiyecek olmak, avcı ya da av olmak. İşte bütün sorun burada yatıyordu. Diğer hayvanların bize karşı yaklaşımı hor görme, hadi bilemedin merhamet şeklinde tezahür ediyordu. Düşmanca ortamın içinde hiç kimse bize saygı göstermiyor ve hiç kimse bizden korkmuyordu. Gece ve orman bizi çok korkutuyordu. Bu dünya zoolojisinin en savunmasız hayvanları, işe yaramaz yavruları, neredeyse bir hiç olan yetişkinleri bizlerdik; ne pençelerimiz vardı, ne keskin dişlerimiz, ne çok hızlı koşan bacaklarımız, ne de iyi bir koku alma duyumuz. Bizim hikâyemizin başlangıcı şu anda bir sis perdesinin ardında gizli. O zamanlar tek yapabildiğimiz herhalde taşları fırlatmak ve bir odun parçasıyla vurmaktan ibaretti. Şimdi insanın aklına şu soru gelebilir: Hayatta kalmanın mucizelere bağlı olduğu bir ortamda bunu başarmamızın sebebi kendimizi toplu halde savunmak ve yiyeceğimizi paylaşmak mıydı acaba? Bugünün insanlığı, herkesin kendi bacağından asıldığı ve herkesin kendi canını kurtardığı günümüz medeniyeti dünya üzerinde ne kadar sürebilir ki?
Türklerin hücûm ve baskınlarıyla bu ordu da çok zayiata uğrayarak Antalya'ya vardı. Gemilere binen zenginleri Suriye’ye gittiler. Kalanları da Türklerin ve Rumların taarruzları karşısında perişan oldu. Rumlar Haçlıları soydular; paralarını aldılar. Türkler Haçlıları bu perişan halde görünce merhamet ettiler; onlara para ve ekmek dağıttılar... Rumlardan satın aldıkları Haçlı paralarını düşkünlerine verdiler. Türklerin bu iyiliklerini gören üç binden fazla Frank müslüman oldu.
Sayfa 291Kitabı okudu
138 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.